Paylaş
Adına ‘kan parası’ diyorlar, böyle de tuhaf bir tanımla...
Bir de, “Ölen öldü, bari geride kalanlar iyi yaşasın” şeklinde bir empati tüneli açarak yapılan pazarlığı iyimser kılma çalışması filan var.
Aslında bu tarz perde arkası helalleşmeleri hep vardı ama Rüzgar Çetin davasıyla beraber bu gerçek daha çok dikkat çekti, daha çok konuşuldu, adalete olan yarım yamalak güven milyonuncu kez sarsıldı.
Peki şimdi ne olacak?
Elalem mutlu mesut mu?
‘Kamu vicdanı’na bakarsanız rahatsız.
İki gündür herkesten duyduğum ilk cümle bu:
“Vay be, paranın gücüne bak!”
Haklılar!
Rüzgar Çetin’i bu yüzden toplum içinde zor günler bekliyor.
Lakin o güçlü klişe burada da devreye giriyor:
Burası Türkiye, her şey unutulur.
Unuttuğumuz için zaten tekrar tekrar aynı şeyleri yaşıyor, bir gram ilerleyemiyoruz ya...
Athena’nın klibi cesur mu?
Konusunu bir yana bırakalım.
Athena’nın çok konuşulan yeni klibi “Ses Etme”, baştan sona görsel olarak izlenmeyi hak eden bir klip.
Oyuncuları, görüntüleri, kostümleri ve kurgusuyla.
Kısa film gibi. Çok başarılı.
Elbette klip konusuyla daha çok dikkat çekti.
Trans bireylerin günlük hayatından kesitlere yer verdiği için... Klibin finalinde trans bireylere uygulanan şiddeti anımsattığı için...
Doğrusu, bu Athena’dan beklenmeyen bir tavırdı.
Tamam, iki yıl önce yayınlanmış son albümleri “Alt-
üst” önceki çalışmalarından çok farklıydı, olgundu.
Sözüyle müziğiyle, grubun üçüncü köprü inşaatı manzarasını arka plan yaparak verdiği anlamlı pozla...
Ama işte O Ses yarışması o kadar ön plandaydı ki, bu albüm ve grubun kendisi sanki bile isteye geri planda bırakılmış, kaderine terk edilmiş, üstüne fazla düşülmemiş gibiydi.
Şimdi bir anda şık bir manevrayla bu albümden “Ses Etme” klibi yayınlandı.
Kafalardaki Athena imajı önce şoke oldu sonra da Athena hakkındaki algılar yeniden inşa edilmeye başlandı.
Benim ise kafam karıştı. Klibi sevdim, o ayrı.
Şarkının, “Sar yaranı mikrop kapmasın, varsa bir bardak su iç üstüne, geçer geçer biraz aslında, sonra bir bakmışsın boş bir oda” sözlerini de...
Ama işte bir boşluk var. Anlam veremediğim, havada kalan bir boşluk.
Onu tamamlamak da bundan sonra O Ses Athena’sına düşüyor.
NOT: Athena’nın klibini ‘cesur’ diye nitelemek, Orhan Atasoy’un 90’larda çektiği, bir trans bireyin klip boyunca yürüdüğü meşhur “Gemiler”ine haksızlık olur!
“Gemiler”i YouTube’dan bulun izleyin. Asıl özgürlük ve ilk cesaret orada.
Ne diyelim, 90’larda müzisyenlerin kafası gerçekten daha özgürmüş...
Bu mekana girmek için anahtar gerekiyor
Bir dönem Buz Bar vardı.
Teşvikiye’de bir apartmanın üçüncü katında.
Sonra Buz Bar buradan taşındı, farklı yerlerde açıldı, şubeleri oldu.
Buz’un tarihe karışmasından sonra mekanı yaratan isimlerden Lal Dedeoğlu, Karaköy Bej’le yoluna devam etti.
Karaköy’e ilk açılan yerlerden biriydi Bej.
Çok tuttu, sevildi. Karaköy’e gitmek için nedenlerden biriydi, hâlâ da öyle.
Ve şimdi Lal Dedeoğlu yeni mekan projesiyle karşımızda.
Mekanın yeri Küçük Bebek’te bir apartman dairesi.
Evet, bildiğiniz daire!
Oturma odası, salonu, balkonuyla...
Mekanın adı da buna uygun olarak Daire 1.
Lal Dedeoğlu, evinde misafir ağırlamayı çok sevdiği için böyle bir konsept düşünmüş.
Hani deriz ya, “Ev gibi mekan” diye.
Lal’in yeni mekanı gerçekten ev gibi mekan olacak.
Müdavimlerine bir anahtar da verilecek.
O anahtarla kapıyı açıp Daire 1’e istendiği zaman çat kapı girilebilsin diye...
Kapı zilini filan çalmadan.
Uzun süredir yenilik konusunda kısır olan İstanbul gece hayatı bu mekanla oldukça hareketlenecek gibi.
Çünkü hem samimi hem de ‘gizli’ bir yanı/tadı var, daha ne olsun?
Paylaş