Paylaş
Hezarfen’e giderken servisi tercih et, daha pratik. “Hayığğğ, arkadaşın arabasıylan gitcez” diye diretme, sonra yollarda kaybolur, TEM çık-mazlarında Amerikan gençlik-korku filmleri gibi olursun.
Sonra demedi deme!
-Bak evladım, bu mevsimde aniden yağmur yağabilir, o yüzden hazırlıklı git.
Bir keresinde hatırlıyorum, şakır şakır yağmaya doyamamıştı yağmur. Her yer çamur deryası olmuştu. Güzelim spor ayakkabılarımız çamurdan mahvolmuş, pantolonlarımız dize kadar çamura banmıştı.
Keza alanda oluşan küçük çamur tepeciklerinden dolayı yürüyememiştik.
Kayıp duruyordu spor ayakkabıların zalim tabanı.
O gün anladık ki Rock’n Coke spor ayakkabı kaldırmaz, basbayağı bot filan giyip gitmek lazım.
Benden söylemesi çocuğum, sonra mızmızlanmayın annenize babanıza “Yeni aldığım sporum mahvoldu yeaa!” diye.
-Hurts’ü bilhassa kaçırmayın evladım. Lana Del Rey ablanızın başka bir melankolik türü.
Bu eylül gecesinde iyi gider.
-Jami-roquai’yi daha önce izlemiştim Kuruçeşme’de, ama eminim Rock’n Coke sahnesinde daha keyifli olacaktır izlemesi. O da kaçmaz hani...
-Canımın içi sadece ana sahnede çıkacaklarla yetinme, keşif sahnesine de uğra mesela. Orada sahne alacaklar arasında çok eğlenceli ve mistik gruplar var.
Yemen Blues onlardan biri. Ya da deli dolu bir müzik vaat ediyor gibi görünen Deladap...
-Güzel çocuğum biliyorum elektronik seviyorsun, canın zıp zıp zıplamak, içindeki kurtları dökmek istiyor.
Party Arena denilen hususi bölge seni fazlasıyla tatmin edecek kanaatindeyim.
Orada çıkıp çalacaklar çok çok iyi isimler: Orkun Bozdemir’i, BeeGee’si (Birol Giray), Dearhead’i, Portecho’su... Ama fazla coşup terleme emi çocuğum, sonra günlerce “Her yanım ağrıyoooo” diye celallenip durma...
-Unutmadan, çok içip ortalığa kusma, ayıptır evladım. Hem çevreyi kirletmiş oluyorsun.
Sen değil miydin günlerce Gezi Parkı’nda yatıp kalkan...
-Son olarak Bulletproof adlı müstesna şarkılarına bayıldığım La Roux’ya özel ilgi göster.
Ama saçlarını grubun solisti Elly Jackson gibi yapmaya kalkma evladım.
Ne demiş büyüklerin?
Başkası olma kendin ol böyle çok daha güzelsin. Filan... (An itibariyle içime Vasfiye Teyze kaçtı. Bu yazı da böyle oldu bu sebepten...)
Ajda’nın cool siniri
Önceki gece Açıkhava Tiyatrosu’ndaki konser sırası Ajda Pekkan’daydı.
Bir ara konserde Ajda bir şeylere sinirlendi. Büyük olasılıkla ses sistemine. Çünkü mikrofonundan ses gelmiyor gibiydi. Ya da kendi sesini duyamıyordu tam olarak...
Sık sık mikrofonunu işaret etti sahne arkasındakilere.
Bir ara orkestra şefi Taşkın Sabah’la gidip konuştu, vokalistlerin yanına gidip onların kulağına bir şeyler fısıldadı. Bir türlü sorunu hallettiremedi.
Final şarkısına doğru ise hemen yanımda oturan yakın arkadaşı Oya Germen’i “İçeri gel, içeri gel” diye sahneden bir telaş çağırdı.
Şaşırdık, anlamadık tabii ne olduğunu...
Meğer final şarkısından sonra arabasına atlayıp arkadaşıyla beraber hemen eve gitmek istemiş Ajda.
Ama seyirci alkışlarla tekrar sahneye çağırınca aracından inip tekrar sahneye geldi.
Neyse, Ajda sinirlendiği vakit bile çok havalıydı, yaktı geçti hani...
Paylaş