Paylaş
O da Derin Düşün-ce adlı film.
Belki çok az izlenip unutulacaktı, hatta belki de kimsenin haberi olmayacaktı bu ilk filmden.
Ama Hülya Avşar sayesinde filmin adı hafızalara kazındı.
Önce, “Olmaz böyle film” dedi, filmi yarışmadan attırmak istedi Avşar. Sonra daha da coştuğu ortaya çıktı:
Filmi kimlerden oluştuğu belli olmayan uzman doktorlara izlettirip sağlık raporu aldırmaya çalıştı.
Avşar tüm bunları yaptıkça açıkçası filmi daha çok merak etmeye başladım.
Hani filmin yönetmeni Avşar’a ne kadar teşekkür etse az.
Peki Altın Portakal, Avşar’a teşekkür etmeli mi?
Eminim onlar da teşekkür için sıraya girmişlerdir, “Sağ olun çok konuşulduk” filan diye. Ki okumaya başladık bin hayretle teşekkürleri...
Oysa bu yılki Altın Portakal’dan geriye kalan tek şey aslında şu:
Film hakkında sağlık raporu aldırma girişiminde bulunabilen bir jüri başkanı...
Ve bu unutulmayacak hadise, Portakal’ın “Mizah, muhalefet, demokrasi” diye belirlediği bu yılki temasının sadece “mizah” bölümüne uyuyor.
Geriye kalan tema kelimeleri şöyle değiştirilmeli ilelebet:
Sansür girişimi ve anti-demokratik uygulamalar.
JLO isyanı
Jennifer Lopez konserine aylar önce en önden bilet alan arkadaşım isyandaydı.
Çünkü Lopez’in ilk geceki konserine, yani 16 Kasım’daki Ülker Sports Arena’ya bilet almış.
Üçüncü konser tarihi 14 Kasım Ataköy Atletizm Arena olarak açıklanınca haliyle “Nasıl yani?” olmuş.
Diyeceksiniz ki, “Ne fark eder, bir gece sonra izlesin işte?”
Ama bir şarkıcının hayranı iseniz, ilk gece izlemenin anlam ve önemi de başkadır hani.
Ayrıca bir de Avrupa Yakası’nda oturuyorsanız ve konser sizin oturduğunuz yakaya geldiyse, acınızın daha da katmerlenmesi kaçınılmaz.
Yeni şeyler
YONCA’NIN ORTAYA KARIŞIK HALLERİ
O Kelebek’in dört yapraklı yoncası. Aynı zamanda koşucusu!
O kadar çok ve aynı zamanda faydalı işler için koşuyor ki, acayip özeniyorum kendisine.
Ama nafile, İstanbul’da sahil tarafında oturmadığın sürece koşmak pek mümkün değil.
Kimden bahsettiğimi anladınız, Yonca Tokbaş’tan bahsediyorum tabii ki. Yonca kendini pata küte anlattığı nefis bir kitap yazmış: Karışık Kuruşuk Şeyler.
Pata küte diyorum, çünkü kitabın tarzı bu.
Aklına ne estiyse ve hangi dille estiyse yazmış kitabına Yonca.
Bu yüzden alabildiğine doğal olmuş kitabı.
Ve tam da ismine uygun olarak, karışık kuruşuk...
İSTİKLAL’E YENİ TAŞLAR!
İstiklal Caddesi’nin taşları yine yeniden yapılacakmış.
Çünkü bu son döşenen taşlar da olmadı.
Vık vık yerlerinden oynuyor hepsi. Hele yağmur yağdığı zaman daha da felaket oluyor. Oynamayan taşların üzerinden gitmek için ekstra çaba sarf ediyorsun.
Tamam da, biz bu taş döşeme işini neden bir türlü beceremiyoruz?
Elin oğlu/kızı, güzelim Avrupa şehirlerinde filan bin yıl önce döşenmiş taşlarının üzerinde zıp zıp medeni bir şekilde yürürken biz neredeyse üç-dört yılda bir ülkenin en gözde caddelerinden birinin taşlarını habire söküp yeniliyoruz!
SENSATION NASIL OLACAK?
Bu gece yeni bir şey daha deneyecek İstanbul:
Hollanda çıkışlı fantastik ortam partisi Sensation’ı.
Ataköy Atletizm Arena’da gerçekleşecek parti için herkesin tek sorduğu soru şu: Ortam nasıl olacak? Apaçi mi kaynayacak?
Bu gece bekleyip göreceğiz... İzlenimler pazartesiye burada olacak.
Paylaş