Paylaş
Ertesi sabah olduğunda ofistekilerle geyik yapılacak mevzu hazır.
Keza sosyal medya kullanıcısı için de malzeme derya deniz...
Neşeli günlerden geri kalacak değildim.
Survivor’ı henüz o kadar takip edemesem de Popstar’a tabii ki bakındım. Biriktirdiğim şiirsel notlar şöyle:
DEMET’LE BÜLENT!
* Bülent Ersoy daha ilk programdan Demet Akalın’ı iğneledi. “Manken kızımız” dedi, “Nasıl okudu ben de bilmiyorum, ama düzgün basar” filan diye çok teknik/çok acayip bir şekilde devam etti.
Bir ara Demet’in Bülent Abla’nın üzerine atlayacağını düşündüm. Ama tam aksine Demet sakin durdu, efendi takıldı. Doğrusu şaşkınım.
Akalın’ın açılmasını, içinden gelenle coşmasını bekliyorum. Hadi Demet, olmaz böyle!
* Kesin olan tek şey: Bülent Ersoy kendi şovunu yapıyor programda. Dalgasını geçiyor, teknik bilgisiyle dövüyor, herkese sataşıyor. Nasıl rahat nasıl keyfi tıkırında, inanılmaz. İnsan daha çok sataşsın diye bekliyor.
AMMA CİDDİYE ALDINIZ!
* Orhan Baba ve Ortaç (Demet Akalın öyle sesleniyor), ne kadar da ciddiye alıyorlar bu şovu.
Kuliste kendi aralarında meğer şöyle konuşmuşlar: “Yavaşlamaya ve küçülmeye başlayan müzik sektörüne yeni solistler kazandırabilirlerse çok mutlu olacaklarmış.” Peki ya Orhan Baba’nın, “kültürümüze ve müziğimize katkıda bulunuyoruz” tespiti?
İkisine de hemen sormalı: Popstar’dan şimdiye kadar çıkan solist olmuş mu?
Çıktığını varsayalım, solistle sektör mü kurtulur yahu? Aslında kendileri de buna inanmıyor, ama işte serde ezberci bir ruh hali, idealist görünme çabası filan...
“ABLA PARAYA BAKAR BU İŞLER!”
* Ortaç’ın şu hesapsız itirafını sevdim: “Kendi sesimin ciyak ciyak bağırdığı yerlere dayanamıyordum. Ben o hatayı yaptım.”
Ama bestelerine dair söylediği şu laf iğreti ediciydi: “Abla paraya bakar bu işler!”
SAHTE SAYGI!
* Ah bir de programdaki o sonsuz saygı hali nasıl rahatsız edici ve nasıl da sahte.
Herkes birbirine muhteşem saygılarını, katmerli sevgilerini yollayıp duruyor ama, o kadar belli ki yayın bittiğinde birbirlerinin yüzüne bakmak dahi istemedikleri.
Bu ağırlamalara doyamama halimizin en şaka, en laboratuvar örneği aslında pop art Popstar.
* Son bir şey daha: İnsanın gözü “kötü polis” rolündeki Armağan Çağlayan’ı aramıyor değil. Sahi hangi ellerdesiniz Çağlayan?
Klip Atlası
HADİSE/ VİSAL
Klibin çekildiği yerler bana Testere filmini anımsattı. Hadise güzelim balo kıyafetleriyle o salaş, depo gibi yerlerde dolaşıyor diye klibi izlerken ürkmedim değil. Her an bir yerli Jigsaw tarafından oyunlara tabi tutulacak filan diye.
On üzerinden 7
GÜLŞEN /YATCAZ KALKCAZ
Nasıl derler, “epey emek harcanmış” bu klibe. Animasyonu var, ormanda/sahilde/tünelde/trende/gökdelen tepesinde olmak üzere farklı dış sahneleri var.
Kaza yaptırılmış eski bir Renault’su bile var. Bir uçak ve gemi çekimi eksik klipte.
O da olsaymış hani tam olurmuş. Gülşen’e gelince:
İncecik vücuduyla her an çıt diye kopacakmış gibi klipte. İnsanın peynir ekmekle doyurası geliyor.
On üzerinden 8
HANDE YENER / BİR BELA
Klibin ortamı gerilim filmi tadında puslu, arabaları son model, Hande’yle model sevgili arasındaki ilişki ise sıkıcı.
Ama Kubilay Kasap, Bülent Abla ağzıyla söylersek, düzgün basmış görüntüleri... Hande’nin saç modeli de, yarım beyaz eldiveni de çok şık, az sonra Uzay Yolu’ndaki Atılgan’ın ekibine dahil olacakmış denli fütüristik.
On üzerinden 8
Paylaş