Paylaş
Hemen çaprazımdaki şezlonglarda yoğun bir hazırlık var.
20’lerinin başındaki üç genç kız çılgın gibi makyaj yapıyor.
Haliyle anlamıyorum, “Bu saatte, üstelik plajda, bikinili versiyona bu kadar makyaj neden acaba?” diye.
Üç genç kızın hazırlıkları yarım saatte filan bitiyor.
Aynalar, fondötenler, rujlar havada uçuştuktan sonra artık hazırlar...
Önce plajdaki beyaz kayalıkların önünde peş peşe fotoğraflar çekiliyor.
Herkes birbirinin pozuna bakıyor, olmuş mu olmamış diye.
Pozlardan tatmin olunup Instagram’a konulduktan sonra bu kez akşamüstü partisinde çıkan DJ Abdullah İnal’ı dinlemeye gidiyorlar.
Onları takip ettiğimden filan değil tabii, müziğin geldiği yöne doğru gidiyorlar sonuçta.
DJ İnal’ın çaldığı ortam ayin yeri gibi...
Müziğin ne tarz olduğunun önemi bir noktada pek yok.
Önemli olan, DJ iyi gaza getiriyor mu getirmiyor mu?
Çünkü gaza gelmek demek, daha çok rahatlamak daha çok genç olmak demek.
Ve tabii flörte hazırlanan şahane zemin. Demek. Ki en önemli “demek” bu.
DJ’lerin peşinden koşulmasının ve onların idolleştirilmesinin esas nedenlerinden biri de bu
olabilir mi?
MAKYAJLI KIZLARIN ABİLERİ ABLALARI
Gece oluyor...
Madeo’nun yan tarafındaki Sommer Klein’da Sonic&Swim var.
Bu yaz İstanbul’dan Alaçatı’ya transfer olan, Time Out’un düzenlediği mini festival.
Makyajlı üç genç kızın abileri, ablaları var ortamda.
Bu kez makyaj değil, tarz olmak ön planda.
Değişik bir aksesuvar ya da herkesin bildiği bir markayla...
Sonic&Swim’de peş peşe DJ’ler geçit yaparken yine aynı düşünce: DJ’ler insanlar üzerindeki bu muhteşem güçlerinin farkında mı?
Çoğunluk onların set başındaki hareketlerini pür dikkat izliyor.
Ne yapsalar, hayran olmaya hazır bir kitle var.
Ve gecenin sonu...
İlla sabahlanmak zorunda.
Çünkü sabaha karşı çıkmak ‘cool’, geceyi erken bitirmek ise ‘yaşlı bir durum’.
Bu kadar değil elbet, devamı var plaj gözlemlerinin.
Yer yer ve orta şiddette hafta içi devam edecek.
Şezlongunuzdan bir yere ayrılmayın.
Pop falı:Katılıyorum, katılmıyorum
Naim Dilmener’in Hürriyet Pazar’daki röportajını okuyunca şunları sayıkladım...
KATILMIYORUM
◊ Naim Abi bu yazın hiti olarak İrem Derici’nin “Acemi Balık”ını göstermiş.
Hiç katılmıyorum. Valla o şarkının Nalan versiyonu yenisinden daha çok çalıyor hâlâ.
Bir de bu yazın hitleri Ben Fero’nun “Demet Akalın”ı ve Ezhel’in “Felaket”inin Zeynep Bastık tarafından söylenen versiyonu...
Nereye gitsem bu iki şarkıyla coşuluyor.
BİR KISMINA KATILIYORUM
◊ Pop söyleyen erkeklerde günümüzün dört büyüğü olarak da “Tarkan, Kenan Doğulu, Serdar Ortaç ve Edis”i göstermiş Naim Dilmener.
Serdar Ortaç hariç üç isme katılıyorum.
Çünkü Serdar Ortaç pop piyasasını domine eden bir isim değil artık.
Onun yerine Mabel Matiz’i koymak gerekiyor.
Yaptığı son single’lar ve albümle, dahası peş peşe çektiği videolarla gayet o dört büyüğün içinde yer alır Matiz.
KATILIYORUM
◊ Naim Dilmener’e katıldığım tek nokta
Murat Boz.
Gerçekten de önüne altın tepsiyle getirilen popstarlık mertebesini elinin tersiyle itip kendini TV yıldızlığına ve sinema oyunculuğuna verdi Murat Boz.
Oysa Boz’u yıllar evvel Küçükçiftlik Parkı’nda verdiği ‘döner sahneli’ konserde izlemiş ve “İşte bu!” demiştim.
Yazık ki o devasa prodüksiyonlu konserin devamı gelmedi, “O Ses”e hapsetti kendini Murat Boz.
BUNA HİÇ KATILMIYORUM
◊ Bir de Sıla’ya haksızlık etmiş Dilmener. Evet şarkı sözleri ağdalı, ama pop piyasasını etkileyen bir figür Sıla.
Birbirinin benzeri Demet Akalın ve Hande Yener’in yanında, Sıla gayet orijinal kalıyor üstelik.
Paylaş