Orada bir Eurovision var uzakta

Valla Eurovision’da benim favorim İzlanda ve Almanya’ydı.

Haberin Devamı

Öyle tatlı delilikte, kimseleri takmayan bir koreograf ve şarkıyla çıkmışlardı ki hayran kaldım.

Eurovision biraz da bu demek.

Işıltısından geçilmeyen kostümler, ‘kitsch’ sınırlarını zorlayan abartılı şovlar.

Tam bir taşma, coşma, kendini gerçekleştirme hali.

Avrupa’da herhangi bir kulüpteki şovlarda olduğu gibi.

Cumartesi gecesi de öyleydi.

Eurovision’u YouTube’dan bir izlemeye başladım, bırakamadım.

Ülkeler her yıl olduğu gibi birbirinden bambaşka tarzda müziklerle
karşımıza çıktı.

Biri glam rock dönemine daldıysa (İtalya) diğeri
disko popa (Litvanya) göz kırptı.

Zaten bir süre sonra şarkılara değil,
“Bakalım bu ülke nasıl şaşırtıcı bir şov yapacak?” diye izliyorsun.

Arada iyi şarkılar da çıkmıyor değil hani, hakkını yemeyelim.

Mesela Fransa’nın Edith Piaf’ımsı şarkıcısının söylediği şarkı güzeldi. 

Haberin Devamı

Bu arada Azerbaycan’ın “Mata Hari”sini izlerken Gülşen sahnedeymiş gibi oldum.

Tam Gülşen’lik şov ve şarkıymış. 

Ama kesin o koreografi sansür yerdi bizden, “Fazla seksi” diye.

Bir de onunla uğraşırdık yani, düşünün.

O gece yarışmayı izleyen ünlü-ünsüz herkes “Tekrar katılmalıyız, neden katılmıyoruz” diye serzenişte de bulundu.

Ben önce emin olamadım.

Böyle çekirdek çitleterek izlemek daha zevkli gibi geldi.

Katılınca hep bir geriliyoruz ya.

Yine de, zamanında birinciliği de tatmış bir ülke olarak katılmamız gerekiyor, evet.

Ama ondan önce yarışmadaki şovların ruhu gibi özgür bırakmamız gerekiyor şarkıcıları, koreografları...

Orada bir Eurovision var uzakta

“Ne git dedim ne de kal, gidene kelepçe vurulamaz”

Tatil demek özgürlük demek, elinden geldiğinde kafana göre takılmak değil midir?

KKTC’nin bazı otellerinde başlayan elektronik kelepçeli tatil uygulamasını dün Hürriyet’in manşetinde okuyunca ürktüm doğrusu.

Kelepçeye rağmen otel dışına çıkarsan cezayı yiyormuşsun.

Çünkü cep telefonundan uyarı gidiyormuş sisteme.

Denize girerken ya da uyurken de bu kelepçe takılıyor mu merak ettim.

Haberin Devamı

Tüm bunlar da 5 günlük karantinasız tatil için.

Tabii bunun adına “tatil” denilirse.

Bu haberi okuyunca bir an kendimi The Handmaid’s Tale’deki June gibi hissettim ve içim daraldı.

Bu arada başlık, Hande Yener’in “Kelepçe” şarkısının nakaratından bir dize.

İki farklı şeye takıldım kaldım...

◊ BTS’nin “Butter” şarkısına. Üç gün önce çıktı. 156 milyon gibi bir tıklamada.
◊ Kalk Yerine Yat’ın “Beni Bi Bul” şarkısına. Tam pandemi şarkısı.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları