Ömür geçer bu elektrik bitmez

Sezen Aksu ve Fazıl Say...

Haberin Devamı

Aralarındaki elektrik/tek taraflı polemik hali bir türlü bitmiyor.
Filmi geriye saralım...
Her şey Ergenekon tutuklamaları sırasında Fazıl Say’ın, “Daha ne kadar sessiz kalacaksın? Türkan Hoca’yı o halde görünce için acımadı mı?” diye Sezen Aksu’ya seslenişiyle başladı.
Aradan bir süre geçti. Bu kez bir arabesk tartışması sırasında Aksu’nun şarkı okuyuşu için detone deyiverdi Fazıl Say.
Sezen Aksu ise polemik bataklığına girmek istemediğinin altını çizerek sessiz kalmayı tercih etti.
Derken Say yeni bir albüm çıkardı. Daha çok yeni, geçen hafta. Aksu da ortak bir dostları aracılığıyla tebriklerini iletti Say’a.
Bu tebrik üzerine yeniden saydırma yolunu seçti Say.
“Keşke o partinin destekçisi olmasaydı da bu tebriğe sevinebilseydim” diye Twitter’a yazarak...
Hemen ardından Radikal’den Cem Erciyes’e verdiği röportajda Aksu hakkındaki tespitlerine devam etti Say:
“Sezen’in bir ağırlığı vardı, belli ki o bu ağırlıktan tamamen vazgeçmiş.”
İkili arasındaki bu ilginç gerilime dışarıdan bakınca görünen şu:
-ASLINDA ikisi de birbirini çok seviyor!
Yoksa Sezen Aksu sesine detone diyen, sürekli hakkında konuşup duran Say’a yeni albümü için tebrik mesajı yollar mıydı? Ya da Say, Aksu’ya değer vermeseydi hakkında bu kadar çok konuşur muydu?
Veyahut: Daha çok konuşması/olan biteni eleştirmesi için onu kışkırtma yolunu seçer miydi?
-ASLINDA bir balık-rakı yapsalar bütün sorun çözülecek...
Ortak dostları bir araya getirse ve o masada tüm politik meseleleri, yetmez ama evet’leri, ağırlık meselesini enine boyuna ve yüz yüze bir konuşsalar; gece sonunda sarmaş dolaş olacakları yüzde yüz.
-ASLINDA ikisi de aynı pencereden dünyaya bakıyor...
Sadece pencereden gördüklerine verdikleri tepkilerin tonu her zaman birbirini tutmuyor.
-ASLINDA malum şarkıdaki gibi onların arasındaki elektrik: “Ne kavgam bitti ne sevdam, ömür geçer gönül geçmez.”

Haberin Devamı

Mevzu kataloğundan seçmece

-O ses çok, ama ortada şarkı yok. Dolayısıyla malum yarışmadan çıkıp meşhur olanların sonu eninde sonunda aynı: Unutulmak...
-Özgü Namal’a Osho eli filan değmiş gibi.
Bakınız Ayşe Arman röportajında şu söyledikleri çok guru çok şahane:
“Hayatta her şey olur. Hayat, bildiği gibi gelir, sana bir tane çarpar, içinden geçer ve gider. Şeffafsan, yırttın. Değilsen yandın. Direnç gösterip, öyle olmaz, böyle olacak deyip egosantrik durumlara girdiğinde ayvayı yiyorsun! Hayatın önünde eğilip teslim olmak, en kıymetlisi. Yoksa canına okuyor.”
-The Marmara’nın altındaki Starbucks’ın iki adım ötesine, bir otelin altına daha yeni bir Starbucks açılmış.
Bizdeki bu kahve aşkı markanın doğduğu topraklarda bile bu kadar yok, ne diyeyim...

Yazarın Tüm Yazıları