Paylaş
YEMEK YERKEN CANLI TALK ŞOV
Mekanlarda talk şov dönemi başladı demiştim ya.
Cumartesi öğleden sonra bu organizasyonlardan birini Cecconi’s’te izledim.
Moda temalı konuşmaların ilkinde Ferhan İstanbullu tasarımcı Zeynep Tosun ile konuştu.
Bir yandan tabaklara yemekler konulurken bir yandan Ferhan ile Zeynep masalar arasında dolaşarak dinamik bir konuşma yapmaya çalıştı.
Fikir güzeldi, ama sanki yemekler bitip çay-kahve faslında bu sohbet işi gerçekleşse daha verimli olabilirdi.
Bir de masalarda oturanlara soru sorma hakkı verilseydi...
Aklıma gelmişken söylemeden olmaz:
Mekanlarda moda-stil konuşmak havalı bir şey tamam, ama keşke şöyle konuları da konuşsalar:
“Neden birbirimize bu kadar öfkeliyiz?”
“Bu kadar ayrışmanın sonu nereye varacak?”
“Nasıl bir gelecek hayal ediyoruz?”
Gibi gibi...
Çok mu ciddi çok mu derin olur dersiniz?
Ama bunlara daha çok ihtiyacımız var sanki.
HARBİYE’DE GECE KULÜBÜ TURU...
Harbiye’deki gece hayatı hareketliliği sürüyor.
SuperFabric’in yanına etkili bir sosyal medya kampanyası ile açılan Zbank’a gittim.
Yabancı müzik çalmasıyla kendini ön plana çıkaran Zbank’taki yabancı şarkıları biraz eski buldum.
Günümüz hitleriyle eskiyi karıştırsalar belki daha dinamik olur.
Harbiye’nin yeni kulüplerinden Hero’nun yanına cuma gecesi açılan Klein ise olmuş!
Ambiyansı New York’taki Diamond Horseshoe’yu anımsatıyor.
Orası nasıl eski bir müzikhol ise Klein’in olduğu yer de eski bir sinemaymış.
Dolayısıyla Klein de çok büyük.
Yere atılan eski halılar, ortalığa serpiştirilen antika koltuklar, abajurlar da tam New York işi.
Ama buraya geç gitmek lazım.
Saat 02.00’dan sonra ancak doluyor.
Mekanın müzik direktörü ise Orkun Bozdemir’miş.
Cumartesi uğradığımda Fuchs, Aksak ve Dearhead’in gecesiydi...
İstanbul’da epeydir özlemi çekilen gece kulübü açığını kapatmaya aday bir mekan Klein.
Eğer içerideki müşteri kalitesini korumaya devam ederlerse bu kışın hafta sonlarında Klein’in yolunu tutan çok olacaktır.
Adele “Hello” dedi Gülben “Panda”
Tam Gülben Ergen’in yeni albümünü merak edip dinlemeye, özellikle de “Panda” şarkısının sözlerini kartonetten (ne söylenmek isteniyor diye) okumaya başlamıştım ki, Adele’in yeni albümü “25”dan “Hello” adlı şarkısı yayınlanıverdi ve hatlar karıştı.
Çünkü öyle böyle bir şarkı değil Hello.
Çok güçlü, çok derin, çok samimi.
Elbette Adele’in uçuran sesinin de bu hissiyat dalgasında payı çok yüksek...
Bu şarkıdan sonra WhatsApp yazışması insana manasız geliyor.
Özlediğin birini arayıp “Nasılsın?” demeyi filan istiyorsun.
Ve şuna üzülüyorsun: Dünyada müzik akustik, sade, olgun denizlere doğru yelken açmışken bizde neden Panda diye 90’lardan kopup gelmiş çocuksu şarkılar çıkar?
Neden?
Hello?
Paylaş