Mustafa Sandal neden kadınları kullanıyor?

Doğrusu ilginç, Mustafa Sandal neden hayatının merak edildiğini düşündü acaba?
Şeyma Subaşı’nın hayatı bile onun hayatından daha çok merak edilirken bir de geçmişindeki ilişkileri neden tekrar ortaya dökmüş ki?
Alın işte, Sandal’ın kitabında “Kısa bir ilişki yaşadık, o beni terk etti” diye bahsettiği Defne Samyeli olaya el koydu:
“25 senede dört kez gördüm. Umarım kendisine dava açmak zorunda kalmam.”
Tüm bu kitap motivasyonu ve olan/olmayan geçmiş ilişkileri ortaya saçma halinin ipuçlarını Hakan Gence’ye verdiği röportajda vermiş aslında Mustafa Sandal:
“Durulmadım. Mustafa Sandal versiyon 2.0’da yaşıyorum.
Fonksiyonel, niyetli ve istekli bir erkek olarak aktifim”
Özetle seks hayatım hâlâ aktif diye garip bir şekilde övünüyor Sandal. (Ki bundan bize ne?)
Bunu söylerken de geçmiş çapkınlıklarından örnekler veriyor, kadınları kullanıyor.
Oysa artık bu dönemde kadınlar bu konularda daha hassas.
Seslerini sakınmadan, daha gür çıkarıyorlar. Defne Samyeli gibi...
Üzgünüm ama, şarkılarını çok sevdiğimiz Mustafa Sandal’ın önce bu devrin anlayışına göre güncellemesi gerekiyor kendini. “Versiyon 2.0”dayım dese de boş, acil formatlanmaya ihtiyacı var.

Cem Yılmaz usulü Black Mirror

Meşhur “Black Mirror” malum:
Her bölümü yakın gelecekteki teknolojik gelişmelerin insanları nasıl etkileyeceği üzerine kurulmuş bir dizi.
Bu gerilimi bol, mesaj kaygısı yüksek, insanlar ve toplumlara dair
şahane analizler
döktüren dizinin bir çeşit yerlisini yapmış Cem Yılmaz “Karakomik Filmler” serisinin ikincisinde.
Elbette “Black Mirror” gibi teknolojik gelişmelerden yola çıkmıyor Cem Yılmaz.
Ama son yıllardaki halimizi, aslında nasıl delirdiğimizi gayet “Black Mirror” tadında anlatıyor:
Gererek, düşündürerek, bayağı irkilterek...
“Karakomik Filmler 2”nin iki ayrı filmi sırf bu nedenle serinin ilkine göre daha derli toplu, daha ortak bir paydada buluşuyor.
Bu yüzden ikinci filmin konseptini, hikayelerini ve karakterlerini sevdim.

Unutmadan

◊ “Karakomik Filmler 2”nin ilk filmi “Deli”de Özkan Uğur harikalar yaratıyor.
Oynadığı Tuncay Abi karakteri tek başına ayrı bir film bile olabilirmiş.
◊ İkinci film “Emanet” ise gündüz kuşağı programlarının trajikomik arka yüzünü çok iyi anlatıyor.
Hele Özge Özpirinçci
ve Cem Yılmaz’ın “tanınırlık” üzerine muhabbetine dikkat!

Yenileri yolda

Cem Yılmaz pazartesi günü medyaya yapılan özel gösterim öncesi “Film komik değil, baştan söyleyeyim” dedi.
Haklı, “Her saniyede mutlaka gülmeliyim” motivasyonuyla giden hayal kırıklığına uğrar.
Cem Yılmaz’ın başka bir yönünü görmek isteyen ise sevebilir.
Hatta “Keşke bu yolda devam etse” bile diyebilir.
Nitekim ben kendi adıma öyle dedim!
Keza bu tarz hikayeler çekmeyi sürdüreceğini söyledi Cem Yılmaz.
O hikayelerin adresi de belli gibi: Sinemalar değil, dijital platformlar...