MTV Avrupa Müzik Ödülleri’nde bu yıl Türkiye’yi temsil etmek üzere aday gösterilen şarkıcı ve grupların bazılarını cuma gecesi Refresh The Venue’de yapılan özel gecede izledim.
“Bazıları” diyorum, çünkü program gece yarısına sarktığı için herkesi sahnede izleyecek kadar sabredemedim. O yüzden geceye dair notlar “yarım”.
Berlin’de yapılacak ödül törenine gidecek olan grup ya da şarkıcı partinin yapıldığı gece açıklanır diye bekliyordum. Sadece ben değil herkes bunu bekliyordu. Ama açıklanmadı, bugün açıklanacağı söylendi. MTV’ciler. Peki o zaman bu gece neden cumadan yapıldı ki? Haliyle bu satırlar yazılırken Berlin yolcusu kimdir bilemiyorum.
KENAN GECİKTİ, PROGRAM SARKTI
Kenan Doğulu gecenin assolisti olarak geciktikçe gecikti. Program akışının onun yüzünden sarktığı söylenildi. Araların bu denli uzun olmasının nedeni buymuş. Hatta bir ara alternatif stage’deki DJ Onur, “Çok konuşmaya başladık, kesin şimdi bunu Onur Baştürk yazar” diye anonsladı. Evet, aynen öyle sevgili adaş, ama siz de araya dolgu yapmak zorundaydınız, ne diyeyim ki...
Nil ve Kenan’ı daha önce defalarca sahnede izlediğim için kaçırdığıma üzülmedim. Bir tek Bedük’e yanarım. maNga’nın performansı ise şahaneydi. Venue’deki kitleyi acayip gaza getirdiler. Onları daha büyük sahne şovlarında izlemek umarım ileride mümkün olur.
ATİYE NE DEDİ ÖYLE!
Atiye sahneye çok havalı çıktı. Büstiyeri, uzaktan bakınca bile çok seksi duran göbek deliği, üzerine biraz büyük gelmiş gibi duran siyah deri taytı ve Shakira misali uzun saçlarıyla... Lakin Atiye’nin havası daha ilk şarkıda teknik bir aksaklığa kurban gitti. Playback yaptığı şarkı zınk diye kesiliverdi. Atiye ortada kalakaldı. Ve gayet samimi şu laf çıktı ağzından Atiye’nin: “S.çtık”. Dobra popçu Atiye aksaklık düzelince yine playback “Salla” şarkısını söyledi. Atiye güzel kalça kıvırıyor, iyi dans ediyor ama sahne hakimiyeti daha oturmamış. Ama zamanla Hadise’yi sollar, geçer.
ÜNLÜ YOKTU
Gecenin davetlileri arasında ne bir popçu ne bir rock’çı, kısacası müzik sektöründen ünlü kimseler yoktu. Bana tuhaf geldi. Bir yerde bir hata, bir kopukluk var, ama nerede/nasıl? Sanırım MTV Türkiye bunu sorgulamalı...
Ve Emre Aydın... Çok iyi şarkılar yapıyor olabilir, ama sahne ışığı/karizması denen şey kendisinde yok. Eğer şarkılarına çok da bayılmıyorsanız benim gibi, Aydın’ı sahnede izlemek ne yazık ki bir şey ifade etmiyor.
Dolu dolu bir ‘Cumartesi-Pazar’
Cumartesi sabahı yedi buçukta kimse beni kaldıramazdı. Ama sevgili gazeteci arkadaşlarım Çınar Oskay ve Ayşegül Savur çağrınca seve seve (hayır, aslında sürüne sürüne) yataktan kalktım. Sabah sabah Boğaz’da çay içmeye gitmedik tabii. Oskay ve Savur CNN Türk’te “Cumartesi-Pazar” adlı bir program yapıyorlar. Programlarına konuk ettiler beni. Dolu dolu bir aktüalite programı, bol konuklu... Ama saati biraz fazla mı erken? 09.00’da başlıyor canlı yayın, 11.00’a dek sürüyor. 10.00 gibi başlasa 12’ye dek sürse, geceden kalma izleyici de kahvaltısı sırasında programı zevkle izler diye düşünüyorum. Böylece konuklar da yedi buçuğa alarm koymak durumunda kalmaz tabii (son kertede, yine kendimi düşünüyorum galiba)
Öfkeli mekancılara öneriler
1. Sakin olun, biraz olumsuz eleştiri görünce hemen küplere binmeyin. Çünkü: Yıllardır medyada alışılagelen o yaldızlı mekan tanıtımı gibi yazılar geride kaldı artık. Bırakın köşecileri, internette sürüyle blogger var. Beğenmediklerini hemen yazıyorlar. Gözler açıldı yani, herkesin beklentisi fena halde yüksek... 2. Tamam, sakin olamıyor musunuz? O zaman içinizdekileri kusmak için hemen köşe yazmaya başlayın (mesela bir sitede). Ama dikkat, hakaret etmeyin, sonra dava açan olur. Bir de bununla uğraşırsınız. 3. N’olur şu klişeye sığınmaktan vazgeçin: “Ama kardeşim biz o kadar emek verdik, çalışanlarımızın ekmeğiyle oynuyorlar”. Herkes emek veriyor yaptığı işe; film yapan da o da şu da... Kısacası kimse yemiyor bu klişeyi. Bundan hemen vazgeçin.