Modern yalanlar

İster beyaz yalan deyin ister ‘olması gereken’. Ama şehirdeki her cemaatin kendine özgü şık yalanları var. Bir kısmı bugün burada, sığmayan kalan kısmına ise yarın devam edeceğim...

Haberin Devamı

30’LUK KADINLARIN yalanları

- Etraftaki düzgün adamların çoğu evli!
- Çocuk yapmasam da olur.
- Hiç diyet yapmıyorum.
- Gelinlik giymem, düğünler çok sıkıcı.
- Yeter ki âşık olayım, para o kadar da önemli değil.

ENTELEKTÜEL yalanları

- Tüm klasikleri okudum, çocukken evimizde büyük bir kütüphane vardı.
- Yeni isimleri okumaya zamanım yok.
- Cihangir’in eski tadı yok, taşınmaya karar verdim.
- Elif Şafak’ı fazla ticari buluyorum.

GEY yalanları

- Tasarımcıyım.
- Yurtdışındaydım, yeni döndüm.
- Sezen Aksu’yu tanırım. Yaşar Gaga beni çok sever.
- Gey barlara gitmem. Türkçe pop dinlemem.
- Aşk arıyorum. Tek gecelik ilişkiler bana göre değil.

POPÇU yalanları

- Bu şarkı için Sezen Aksu’nun kapısında yattım.
- Bu albüm içime sindi, gece gündüz çalıştık.
- Ekibim olmazsa ben olmazdım.
- Bomba gibi geliyorum!
- Bu albümde farklı sound’lara yer verdim.

Haberin Devamı

Ajda hangi mekâna ortak olmaktan vazgeçti

Åžubat ayının baÅŸlarında Les Ottomans’ın içinde yeni bir mekân açılıyor. Adı, La Bouteille Â
Fransızcada ‘şişe’ anlamına geliyor. Kırk kişilik, çok küçük bir mekân olacak La Bouteille.
Şu anda mekânın her şeyiyle Ahu Aysal’ın büyük kızı Ala Aysal Şirin ilgileniyor. Aslında bu proje ortaya ilk çıktığında Ajda Pekkan’ın da mekâna ortak olması söz konusuydu.
Sezen Aksu’nun müzik direktörlüğünü yaptığı, kardeşi Nihat’ın da ortak olduğu Nişantaşı’ndaki Frankie gibi Ajda Pekkan’ın da bir mekânı olacaktı.
Ama Pekkan ortaklıktan vazgeçti. Yeni bir ticari işe ayıracak vakti olmadığı için…
Yine de Ajda’yı sık sık La Bouteille’de görebileceğiz.
Çünkü Ala Aysal’la arkadaşlar.
Ala Aysal’ın bir başka arkadaşı da Kenan Doğulu. Onun da sıkça mekâna uğrayacak olması pek kehanet değil.
Eğer iki ünlü şarkıcı uğradıkları geceler şarkı da söylerse, kırk kişilik mekânda üst üste bir kalabalık vaziyeti yaşanacağı kesin.

Derin âşık ve  Derin yıpranan

Aşk için kendinden geçmeli aşk o zaman aşk mı?
Ya da her aşkta, aşık olduğun kişiye göre mi hayatın şekillenmeye başlar? İkisi de tartışılır.
Ama hafta içi gazetelerde, adının önüne eklenmiş felaket ünlemleriyle (Derin rezalet! Derin kavga!) manşetlenen Derin Mermerci’nin yaşadığı aşklara bakınca, rotayı hep aşık olduğu kişinin yaşam tarzına doğru kırdığını görmek mümkün.
CEM UZAN’a âşık oldu ve zamanının büyük çoğunluğunu Uzan’ın firari durumundan dolayı ister istemez Paris’te geçirdi.
TOLGA EGEMEN’e âşık oldu ve bu kez mekânı Alaçatı oldu. Hatta bir ara ortak bir butik otel inşaatına bile girişmişlerdi.
KAAN URGANCIOĞLU’na âşık oldu ve daha rock, daha bohem giyinmeye başladı Derin. Ayrıca sevgilisinin takıldığı mekânlara da sıkça gitmeye başladı. Karaköy Nublu ve son olarak kavga ettikleri söylenen Beyoğlu 45’lik gibi…
Belki de aÅŸk tam da bunu gerektiriyor.
Kendini tam
anlamıyla bırakmayı ve savrulmayı...
Derin de gözümüzün önünde bunu yapıyor olabilir mi?
Her seferinde en derin âşık tarafında buluyor kendini. Ve yanı sıra: En derin yıpranan.

Yazarın Tüm Yazıları