Paylaş
Öyle bir performans ki, onunla beraber dilin tutuluyor, aynı travmaları yaşıyor ve hatta bazen yutkunamayacak gibi oluyorsun.
Çünkü Michelle Williams, Blackbird adlı tiyatro oyunundaki Una karakterini sadece oynamıyor, sahne üzerindeki bir buçuk saat boyunca tam anlamıyla yaşıyor.
Hele karakterinin geçmiş travmalarını hatırladığı bir sahne var ki, gerçekten unutulmaz.
Umarım haziran ayında sahiplerini bulacak Tony Ödülleri’ndeki en iyi kadın oyuncu adaylığını ödüle dönüştürür Michelle Williams.
Çünkü hayran olunası bir işe imza atmış.
NOT: Williams’ın oyundaki rol arkadaşı Jeff Daniels... Blackbird, Belasco Theatre’da sahneleniyor.
Airbnb kafası
Bilenlere, hatta kullananlara uzun uzun anlatmaya gerek yok.
Ama bilmeyen için kısa bir özet yapayım:
Airbnb ev (ya da oda) kiralama sistemi.
Yurtdışına tatile gideceksin, ama otelde kalmak istemiyorsun. Gideceğin şehrin sakini gibi yaşamak, tatilini böyle geçirmek istiyorsun.
İşte o zaman airbnb’nin sitesini açıyor ve o şehirde evini kiraya verenleri tarıyorsun.
Uygun profil, semt ve fiyatı bulunca da hemen internet üzerinden ödemeni yapıyorsun.
New York’taki konaklamayı da airbnb üzerinden hallettim.
West Village’te kiraladığım New York usulü mini minnacık stüdyo daireye adım atar atmaz kendimi oralıymış gibi hissettim.
Tabii bu hissiyattan önce kafam şişmedi değil!
Çünkü ev sahibim Justin evin anahtarını vermeden önce kimi gerekli kimi gereksiz bin tane açıklama yaptı.
Yok çöpleri şuraya atacakmışım...
Yok buzdolabındaki suyu içebilir ve duştaki şampuanı kullanabilirmişim (Aesop marka şampuan koyması cool’du)...
Yok pencereler şöyle açılıyormuş, filan filan. Türlü türlü detay ve ev sahibinin obsesif kuralları.
Derken asıl bombayı patlattı ev sahibi Justin:
“Eğer girişteki beyaz saçlı adamla, yani apartman görevlisiyle karşılaşırsan ve sana kim olduğunu sorarsa Avrupa’dan tatile gelen arkadaşım olduğunu söyle! Evi kiraladığımı söyleme lütfen!”
Meğer airbnb işini New York’ta herkes böyle gizli saklı yapıyormuş, onu da öğrenmiş oldum.
Ve hayır, o beyaz saçlı görevliyle hiç karşılaşmadım!
Sanat fuarı kafası
New York’a çağdaş sanat fuarı Frieze’in düzenlediği hafta gelmek şanstı tabii.
Randall’s Island Park’ta düzenlenen Frieze’e gider gitmez, galeri standlarında sergilenen yüzlerce oyuncaklı eserden gözlerim kamaştı doğrusu...
Fuardaki tek Türk galerisi Rampa’ydı.
Meğer altı yıldır düzenli bir şekilde Frieze’e katılıyormuş Rampa’cılar.
Bu fuara kabul edilmenin kolay olmadığını söylediler.
Mesela Frieze yönetimi satışı kolay işlerden çok insanları zorlayıcı ve hep bir çıta daha yukarda işlerin fuarda sergilenmesini talep ediyormuş galerilerden...
Rampa’nın standında galerinin yıldız sanatçılarından Ergin Çavuşoğlu’nun işleri önemli bir yer tutuyordu.
Çünkü yakın zamanda Çavuşoğlu’nun “Kristal ve Alev” videosuyla “Dust Breeding” adlı yerleştirmesi New York Guggenheim Müzesi’nin koleksiyonuna girdi.
Halen oradaki bir toplu sergide bu işler Frieze’le eş zamanlı olarak sergileniyor.
Dolayısıyla Rampa’cılar Çavuşoğlu’nun işlerine Frize’de daha çok yer vermeye çalışmış.
Galerinin işlerine yer verdiği diğer Türk sanatçıları ise şunlardı: Erinç Seymen, Nilbar Güreş ve Gülsün Karamustafa.
NOT: Frieze’le ilgili yazı bu kadarla bitmez tabii.
Yarın fuardan başka notlarla devam edeceğiz Frieze konusuna...
Friends kafası
Kiraladığım evin dibinde meşhur bir mekan vardı, adı Buvette. Daha önceki seyahatlerden burayı biliyordum. Bu kez Buvette’e mahalle kafesi muamelesi yaptım ve her sabah kahvaltı için oraya gittim.
Bu küçük ve tatlı mekanın yumurtalı lezzetleri gerçekten olay!
Neyse, asıl olaya gelelim:
Buvette’e yürürken her sabah evimin karşısında toplanan ve fotoğraf çeken kalabalığı görüyor, ama çok da umursamıyordum.
Ama her gün, hatta her saat, aynı köşede sürekli fotoğraf çeken bir kalabalık görünce merak ettim ve sordum:
“Arkadaşlar neyin fotoğrafını çekiyorsunuz böyle? Kaçırdığım bir şey mi var? Ben karşıda sadece bir apartman görüyorum da?”
Meğer evimin karşısındaki apartman Friends dizisinin çekildiği apartmanmış!
İnsanların o köşede toplanıp toplanıp apartmanın fotoğrafını çekmeye doyamamaları bu yüzdenmiş.
Hatta turistler sırf bu apartmanın fotoğrafını çekmek için tura bile katılıyormuş!
Tam bir çılgınlık yani.
Bu arada Friends dizisinin çekildiği bu apartmanın altında The Little Owl diye bir
mekan var.
Brezilya mutfağından yemekler çıkaran bu mekan da gidilesi
bir yer.
Hani Friends hayranıysanız ve apartmanın fotoğrafını çekmeye yolunuz oralara düşerse aklınızda olsun...
Paylaş