Mert Alaş’tan Hollywood açılımı!

İLK FİLMİNE HAZIRLANIYOR

Dünyaca ünlü Türk fotoğrafçı şimdi de yönetmenliğe soyunuyor!
İlk filmi için üç farklı senaryo üzerinde duran Alaş, yakın zamanda bu senaryolardan birinde karar kılacak ve çekimlere başlayacak.
Önemli bir kısmı Türkiye’de çekilecek filmin oyuncu kadrosunda yer alması düşünülen isimler göz kamaştırıcı:
Penelope Cruz, Julia Roberts, Julianne Moore ve James Franco.

MÜJDE AR SÜRPRİZİ!

Alaş’ın filminde Türk bir oyuncunun yer alıp almayacağı ise henüz kesin değil. Her şey senaryoya göre netleşecek.
Ama Alaş’ın filmine yardımcı olan sürpriz bir isim var: Müjde Ar.
Telegram Sanat Danışmanlık’ın yöneticisi Ateş M. Gündoğdu aracılığıyla önceki gün Londra’da Mert Alaş ile bir araya gelen Müjde Ar’ın projeye nasıl katkılarda bulunacağını önümüzdeki günlerde detayları öğrenince yazacağım.

PENELOPE DE O YEMEKTEYDİ...

Bir ayrıntı daha: Müjde Ar’la Mert Alaş’ın bir araya geldiği yemekte Penelope Cruz da yer aldı!
Mert Alaş cephesinden heyecanlı haberler böyle...
Daha bir sürü sürpriz haber duyacağımıza eminim Alaş’tan. Çünkü emin adımlarla ilerliyor ve sosyal ağını nakış gibi işliyor.

Madonna nasıl, sağlam mı?

Mert Alaş’ın doğum günü partisine katılan Türkler’e (bakınız: Rıfat Özbek, Ece Sükan, Ceyda Balaban, Cüneyt Akeroğlu, Ateş Gündoğdu) sorulan en önemli soru şuydu: Madonna nasıl, sağlam mı? Düşmesi onu etkilemiş mi?
Öğrendiğime göre hiç etkilememiş.
Tam bir saat boyunca dans etmiş Madonna.
Düşmesiyle ilgili Londra semalarında yapılan en favori yorum ise şu olmuş:
“Düşmesiyle beraber Madonna’nın da aslında bir insan olduğunu/olabileceğini gördük.”
NOT: Madonna, Alaş’ın partisine gördüğünüz bu ayakkabılarla katıldı. Alexander Wang imzalı bu botla nasıl dans etmiş, bravo hani.

Haftanın diğer açılımları

ŞEBNEM FERAH’IN EL ELE AÇILIMI...

Hafta içi 8 Saniye filminin galasına sevgilisi Çağkan Demiralp’le el ele geldi Şebnem Ferah. Daha önce bu tür romantik görüntülerine hiç rastlamazdık.
Çünkü aşklarını gözlerden uzak yaşardı Ferah.
Ama bu kez kararını/kendini değiştirmiş olacak ki, haftanın el ele açılımı ondan geldi.

TARKAN’IN ÖZEL GECE AÇILIMI...

Şirketlerin özel gecelerinde sahne alma fikrine uzak dururdu Tarkan. Ama dün ayrıntılarını benden okuduğunuz üzere o da bu prensibini esnetti ve Emaar’ın özel gecesinde sahne aldı.

İBRAHİM ÇELİKKOL’UN GECE HAYATI AÇILIMI...

Dağ taş, dere tepe pozlarına alışık olduğumuz İbrahim Çelikkol ise bir süredir gece hayatı açılımında...
Önce bir kulübün locasında coş coş coşarken fotoğrafları medyaya servis edildi, hafta içi ise Ivana Sert’le gece turuna çıktı...

MERYEM UZERLİ’NİN HEMŞİRE AÇILIMI...

Yeni dizi projesinde Meryem Uzerli’ye hemşire rolü yazılıyormuş. Biri Meryem Uzerli’yi uyarsın.
Çok mükemmel bir karakter yaratılsa bile o meslek grubuna dahil olanlar tarafından mutlaka eleştiri alacaktır. En basitinden, “Böyle hemşire olmaz, bizi yanlış tanıtıyorsunuz” diye...

Paramparça setinde bir Keriman peşimde!

Tarlabaşı’nın Ömer Hayyam tarafındaki ara sokaklarında bir apartman.
Sokak alabildiğine sessiz.
Köşede Kuran kursu var. Karşısında küçük bir bakkal.
Önce bakkala uğruyorum. Karşımda (adını sonradan öğrendiğim) Şükran.
Koyu yeşil türbanı ve özenle yapılmış makyajıyla az sonra esaslı bir replik söyleyecek dizi oyuncusu gibi.
Zaten bakkalın karşısındaki apartman dairesi dışardan hiç belli olmasa da set, Paramparça’nın seti.
Keriman’ın oturduğu ev burada. Gülseren’le durmadan kavga ettikleri ev hani.
Ama Gülseren’in çamaşır astığı o meşhur seksi teras bu apartmanda değilmiş ne yazık ki. Birkaç sokak ötedeymiş.
Senaryo gereği Gülseren yakın zamanda başka bir eve taşınacağından çamaşır asma sahneleri de bitiyormuş.
Bak, üzüldüm şimdi.
Nurgül’e (Yeşilçay) çekim arasında, “Oysa seninle çamaşır asma fantezim vardı” diyorum.
“Of Onur!” diyerek bakıyor.
Kadın uzun saatler süren çekim nedeniyle yorgun, ama hâlâ enerjik, maşallah, tu tu. İçime bir babaanne kaçıyor arada, idare edin artık...

MELTEM CUMBUL HALLETSİN

Ben sete gittiğimde Dilara’lı bir tartışma sahnesi vardı.
Onu çekiyorlardı.
O açıdan bu açıdan, olmadı bir daha şu açıdan derken üç saat geçti. Ben o üç saatte yoruldum; hani bu oyuncular, set çalışanları haftada yedi gün çalışmaya nasıl dayanıyorlar kuzum?
Neyse, dizilerin çalışma koşulları değil meselem.
O meseleleri Meltem Cumbul halletsin, di mi ama?

BENİM EVDE ÇEKSENİZ?

Bu arada Keriman’ın evinin olduğu daireyi altı aylığına kiralamış yapım ekibi.
Peki burada oturanlar nereye gitmiş?
Yönetici yapımcı Özlem Yurtsever, “Başka bir eve taşıdık onları. Ayrıca yan tarafta bir daire daha kiraladık. Orada yemekleri yiyoruz ve oyuncular hazırlanıyor. Aslında tüm apartmanı kiralamak istiyorduk, ama olmadı” diyor.
“Vay be!” oluyorum.
Kendi evimi düşünüp anında fantezi yapıyorum:
“Altı aylığına senin evde dizi çekeceğiz, seni de Buenos Aires’e taşımaya karar verdik” deseler, hani hoş olurdu arkadaşlar...

SETTEN DİĞER DETAYLAR

Nursel Köse kendini rolüne fazla mı kaptırmış bilemedim. Bayağı Keriman gibi davrandı bana. Fotoğraf çekilirken ürktüm nitekim.
Nursel Köse’nin, “Pişi hazırladım Dilara Hanım, buyrun” diye bir repliği vardı. Birkaç kere dili sürçtü, pişiye pişik dedi Köse.
Çekime ara verildiğinde yanıma geldi. “Pişi nedir öğrenmiş oldum, hiç bilmiyordum ki” diyerek pişi itirafında bulundu.
Nurgül’ün oynadığı karakter (Gülserenella) hafiften sınıf/tarz atlamış gördüğüm kadarıyla. O gün çekimde Nurgül’ün üzerinde çiçekli basma elbise değil, ipek gömlek vardı.