Merkel ünlü rallicileri nasıl engelledi

Donörlük meselesi bir yana, gezip tozmaya her daim devam tabii (Merak edene: Hala emin değilim, hálá kararsızım. Zaten koç burcunun en büyük handikapı budur: Karar veremez bir türlü).

Neyse, pazartesi gecesi Reina’da Gumball 3000’in partisi vardı.

Gumball 3000, aklınıza gelebilecek en pahalı spor arabaların katıldığı dünyaca ünlü bir sokak rallisi. Genellikle Ferrari, Lamborghini, Porsche ya da Mercedes’le iştirak ediliyor bu ralliye.

Bir tür, zenginlerin sokak Formula’sı yani.

Gumball’cılar bu yılki rotalarına İstanbul’u, yani Bağdat Caddesi’ni de katmışlar.

Gerçi o civarda yaşayanlar (yıllardır) her gece caddeyi süper sürat vınnnlayan yerli Gumball’cılara alışkın. Yabancısı en şahane arabasıyla gelmiş kime ne?

Nitekim yarış beni de ilgilendirmedi. Kimseyi ilgilendirmemiş olacak ki, yarıştan çok aynı gece Reina’da yapılacak partiye sızma telaşındaydı cümle alem. Neden? Çünkü yarışa katılacak ünlüleri görmek için Reina’da konuşlanmak istiyordu (yine: cümle alem).

Mesela Orlando Bloom, mesela Jamiroquai grubunun solisti Jay Kay, mesela Hayden Christensen (Star Wars’da oynayan çocuk).

Hemen söyleyeyim, maalesef hiçbiri gelemedi partiye.

Çünkü Türkiye’ye gelmekten son anda vazgeçtiler. Neden (ama neden?)...

Partide konuşulan aynen şuydu: Almanya Başbakanı Merkel, Tayyip Erdoğan’ı arayıp "Almanya’da gereğinden fazla hız yaptı bu çocuklar, bence Türkiye’ye alma" demiş.

Bunun üzerine adı geçen yabancı ünlüler Türkiye’ye gelmekten cayıp soluğu Atina’da almış (orada da yarışın bir ayağı yapılıyor).

Diğer ünsüz ama zengin yarışçılar ise Atatürk Havaalanı’nda dört-beş saat bekletildikten sonra alınmış ülke sınırları içine...

Ne diyelim, eğer Merkel Bağdat Caddesi civarında yaşasaydı "fazla hız" ne demekmiş görürdü.

Kısacası: Bize vız gelir Bayan Merkel bu Gumball rallisi, böyle öğütlerde bulunma bir daha.

Bir tuhaf ödül töreni

Gelelim geçenlerde yapılan ve hálá konuşulan MÜYAP ödül törenine.

Hemen söyleyeyim, törendeki ödüllerin hangi kritere dayanarak verildiğini hiç anlamadım. Habire birileri platin, altın ve pırlanta ödülü verip durdu.

Satışa göre mi yoksa bandrole göre mi verildi bu ödüller, kimse bir açıklama yapmadı.

Organizasyonun ne kadar kötü olduğunu, birkaç şarkıcı hariç kimsenin ödül almaya gelmediğini (ciddiye alınmıyor mu MÜYAP?), Cüneyt Türel/Ayda Aksel/Derya Alabora gibi tiyatrocuların "ödül veren" kategorisine dahil edilmesinin hem onlar hem de MÜYAP adına anlamsızlığını da eklemeden geçmeyelim bu arada...

MÜHİM NOT - 1: Çıkışta bir plak şirketi sahibi beni aydınlattı. Meğer ödüller bandrol ve üretilen albüm sayısı toplamına göre verilmiş. Ama şarkıcılar bu rakamların sahnede açıklanmasını istememiş. Çünkü açıklanınca bozuluyorlarmış!

Rakamlar 30-40 bin civarında olunca böyle olur tabii. Az satışın nedenini sadece korsanın üzerine atmak da saçma geldi bana. Korsan hep vardı.

Demek ki üretilen şeyler eskisi kadar parlak değil. Bu yüzden kimse almıyor.

Biraz da suçu kendisinde aramalı şarkıcılar/yapımcılar.

MÜHİM NOT - 2: Ödül töreni çoğunlukla "öteki Türkiye"den oluşuyordu. Ankaralı Namık’lar, Hüseyin Turan’lar (kendisi ne sempatikmiş meğer), İsmail YK’lar ve benzerleri...

Mainstream (ana akım ya da merkez diyelim kısaca) şarkıcılar belki de onlarla yan yana gözükmek istemedikleri için gelmediler törene, olabilir mi?

SON NOT - 3: Televizyonlarda görmüşsünüzdür, Erol Köse’nin sahnede Gülşen hakkında yaptığı konuşma çok saygısızcaydı. Kameralara yaptığı konuşmalar ise daha fena ("O albümdeki şarkılar ikinci kadın olma kompleksiyle yapılmıştır" filan).

Benim anlamadığım, Gülşen bilmiyor muydu Köse’yle aynı sahnede yer alacağını?

Hiç gelmese (nitekim gecenin trendi buydu) daha şık olmaz mıydı?
Yazarın Tüm Yazıları