Paylaş
Şimdi o geceye yeniden ışınlanıyor ve gördüklerimi aktarıyorum...
EN SAMİMİ KONUŞMALAR
- Gecenin en samimi konuşmaları Murat Yıldırım, Ozan Güven ve Meryem Uzerli’den geldi.
Murat Yıldırım, “En çok beni severdi, Engin’den (Altan Düzyatan) bile daha çok” diyerek herkesi güldürdü.
Ozan Güven’in Meral Okay’a hep “Merıl teyze” diye hitap ettiğini öğrenmiş olduk.
Meryem Uzerli ise Okay öldükten sonra onun bir fotoğrafını çerçevelettiğini söyledi: “Ama bir şekilde o çerçeve kırıldı.
Bunun Meral’den gelen bir mesaj olduğunu düşündüm.
Bana diyordu ki, ‘Beni çerçeve içine koyma. Çünkü ruhum nefes almak istiyor’. O gün bugündür Meral’in fotoğrafı çerçevesiz duruyor odamda.”
- Yeri gelmişken söylemeli: Uzerli gerçekten iyi bir konuşmacı.
Çünkü içten konuşuyor. Hesap kitap yapmıyor.
Meral Okay gecesinde de konuşmasıyla en çok alkış alanlardan biriydi. Özellikle şu son cümlesiyle: “Sen, ben, hepimiz aynıyız. Farkımız yok, ama bazen bunu unutuyoruz işte.”
EN GÜZEL ŞARKI
- Konuşmalardan sonra sahne alan Sezen Aksu, hem yakın arkadaşının en sevdiği şarkıları söyledi hem de onun bizzat sözünü yazdıklarını...
Bu sayede konserlerde hiç söylenmeyen şarkılardan bazılarını da dinlemiş olduk. “Adı Menekşe” onlardan biri.
Okay, bu şarkının sözlerini Yaman Okay için yazmış.
Bilenler hemen hatırlayacaktır sözleri. Bilmeyenler de demlendiği bir akşam, “uzun uykuların tam zamanıdır” diyen bu şarkıyı sindire sindire dinlesin derim.
EN GÜZEL CÜMLE
- Aksu’nun Meral Okay için söylediği en güzel cümlelerden biri ise şuydu: “Hayatımda bu kadar net bir insan tanımadım. Bundan sonra tanıyamam da...”
EN GİZEMLİ TAKILMA
- Bir ara Sezen Aksu, ön sırada oturan Reha Muhtar’a takıldı:
“Reha sen de mi buradaydın? Dedikodumu yapmışsın. Evimi gözetliyormuşsun. Konuşalım bir ara seninle.”
Bu takılma hâlâ gizemini koruyor elbette.
EN ÇİZGİ DIŞI
- Ve Ali Nesin... Gecenin başında yaptığı, “Üç otuz parayla başladık bu projeye, umarım bu geceden sonra altı altmış olacak” konuşması şahaneydi.
Gecenin sonunda Aksu’ya takdim ettiği, bir tarafı mutluluğu diğer tarafı mutsuzluğu temsil eden çizgi dışı plaketi de öyle!
EN AKILDA KALANLAR
- Sonuçta o geceden sonra şunlar kaldı aklımda:
Matematik Köyü’nü bugüne kadar görmediğim için utandım.
En kısa zamanda gidip görmeli, orada neler yapılıyor bu köşeden aktarılmalı...
Meral ve Yaman Okay gibi tutkulu bir aşka imza atmalı...
Arkadaşlarla sık bir araya gelmeli. Çünkü ne de olsa hayat kısa ve hafif bir şeydir...
Tarkan’ın 1453 konseri üzerine
Çarşamba günkü “Tuhaf Şeyler” yazısının maddelerinden biri de Tarkan ve Ali Ağaoğlu dostluğuydu.
Özellikle 1453 projesi etrafında alevlenen çevreci tartışmalardan sonra Tarkan’ın bu konuyu Ağaoğlu’yla konuşup konuşmadığını merak etmiştim.
Günaydın’dan Mevlüt Tezel bu mevzuyla ilgili bir ayrıntı yakalamış, dün yazdı köşesinde.
Ekim başında Dubai’da yapılan 1453 lansmanında konser vermiş Tarkan.
Henüz ekim başında bu projeyle ilgili tartışmalar patlak vermemişti.
Yoksa Tarkan bu konsere çıkmaktan kaçınırdı diye düşünüyorum. Yani en azından umuyorum.
Sonuçta çevreye duyarlı olmak, sadece belli başlı popüler çevre konularını kapsamıyor.
Bu duyarlılığın içine her şey giriyor. Şehirdeki yapılaşma dahil.
Nasıldı
- Contemporary İstanbul’un VIP açılışı çok iyiydi, birçok eser daha o gün kapış kapış gitti. Ama açılışın akşamında Sofa Otel’de tüm katılımcılar için düzenlenen parti iyi değildi. Çok içilip dağıtılan lise partilerini andırıyordu.
- Twilight’ın final filmini, en az ilk film kadar sevdim.
Yarınki yazıda filmin nasıl gizli mesajlar içerdiğine dair bir yazı okuyacaksınız, hazır olun. Ama uyarayım, filmi izlemeyen okumasın. Çünkü filme dair çok ayrıntı vereceğim.
Paylaş