Mekanım karavan, rotam güney kıyıları

Karavanla seyahat etme fikri sizde nasıl hisler uyandırıyor?

Haberin Devamı

Seksi, romantik, bohem, başına buyruk, bağımsız, heyecanlı, macera dolu yoksa hepsi birden mi? Ya da tam tersi: Berbat bir şey mi?
Bende uyandırdığı ilk hissi söyleyeyim:
Karavan dediğin şeyle sadece turistler gezer kardeşim.
Onlar da genelde Alman ya da Hollanda plakalı olurlar.
Ve güney kıyılarında, özellikle de Antalya-Alanya civarında turlarlar.
Onlara uzaktan özenirsin, “ah o karavanda ben de olmalıydım” dersin. Ama yine ailenle beraber sıkış tepiş bir otomobilde, aynı sahil kasabasına her yıl gidip çöreklenirsin.
En azından 80 sonlarında, yani benim gergin ergen zamanlarımda filan durum fena halde böyleydi.
?imdi belki de her şey değişmiştir, kimbilir.
Karavan kültürüyle ilişkimiz sıkı fıkı olmuştur ya da tam tersi iyice sıfırlanmış...
?u an bilmiyorum, hiçbir fikrim yok.
Ama pek yakında bir fikrim olacak bu konuda.
Çünkü bu yazıyı bir karavandan yazıyorum!
Sıradan bir karavan değil üstelik bu, Route 9 karavanı!
Neden Route 9 karavanın adı? Çünkü bu karavan yolculuğu tam dokuz gün sürecek. Dün itibariyle Antalya’dan yolculuğa başladık bile.
Kıyıları geze geze gidip Çeşme’de final yapacağız.
Amaç sadece güney kıyılarında karavanla fink atmak değil tabii.
Güneydeki eğlence hayatına da göz atacağım, ne olup ne bitiyor diye bol bol gözlem yapacağım.
Yani eğlence hayatı odaklı bir yol macerası olacak.
Ben oturup bunları yazıp çizerken, şimdiye kadar işlerini hep uzaktan uzağa takip edip bayıldığım Istanbullu Alman fotoğrafçı Franz von Bodelschwingh (bundan böyle kısaca “Franz”. Soyadını yazmak çook zor!) an be an her şeyi fotoğraflayacak.
Bir de şoförümüz var tabii, Avni Bey. Karavanla ilgili her şeyden o sorumlu.
Işin tuhafı, bu iki insanı hiç tanımıyorum ben! Doğal olarak onlar da beni.
Yolculuk sırasında insanlar birbirini gerçek anlamda tanır ya, bizimkisi de tam öyle, ama hayli bodoslama bir tanıma süreci olacak... Karavan hayatıyla ilgili şu an bir şey yazamıyorum.  Çünkü daha yeniyim, acemiyim. Birkaç gün geçsin, yazarım.
Ama ben bekleyemem diyorsanız, “Route 9 karavan günlüğü”ne göz atmak için her dakika, her saniye onurbasturk.com’a tıklamak serbest.
Orada “karavan sit-com”u yapacağım biraz, interaktif ve eğlenceli olacak.
?imdilik kaçıyorum, yolumuz uzun. Bakalım nerelere uğrayacağız, Avni Bey’le rotamızı konuşmam lazım.
NOT-1: Bu karavan projesi Finlandia Vodka olmasa bu denli kapsamlı olmazdı tabii. Finlandia Vodka’cılar, “Biz bu işi desteklemek ve içinde olmak istiyoruz” dediler. “Hay hay” dedim ve Route 9 karavanını bulmaktan tutun da birçok ayrıntıya kadar tüm organizasyonu şahane bir hızla kotardılar.
Tek başıma hayatta yapamazdım o kadar şeyi.
NOT-2: Virgin Radio’da her sabah program yapan sevgili Geveze de karavanla seyahat olayını duyunca heyecanlandı, projeye bayıldı.
Dedi ki Geveze, “Yolculuğun boyunca her sabah karavandan canlı bağlantı yapalım, ne dersin?”.
“?ahane olur” dedim, ama sonra şunu da düşünmedim değil: “Yahu ben her sabah sekizde nasıl uyanacağım?”
Neyse, uyanıp uyanamayacağım meselesi burada geçireceğim ilk geceden sonra belli olacak. ?imdiiii, evet gerçekten kaçtım!

Içinden karavan geçen filmler

Haberin Devamı

Tamam, Amerikan filmlerinde karavan bolca var.
Yol filmlerinde, bazı bol kanlı korku filmlerinde.
Peki Türk filmlerinin içinde karavan kullanılmış mıydı?
Düşündüm taşındım, aklıma şu an itibariyle bir tek Cem Yılmaz’ın “Hokkabaz”ı geldi.
Hatta Hokkabaz’daki karavan basbayağı bir karakter gibiydi filmde.
Başka film var mıdır diye google’lamak istiyorum, ama internetim çok ağır, yapamıyorum.
O yüzden aklına başka film gelen varsa yazsın; takıldım kaldım çünkü...

Yazarın Tüm Yazıları