Magazin dünyası hop hop hop

n Kocam da kocam diyen "kocacı" kadınlar var etrafta. Kocasının hayatına göre kendi hayatını şekillendiren, "bağlı" değil "bağımlı" olmaya başlayarak kendini kaybeden "kocacı" kadınlar. Onların idolü Demet Şener olsa gerek.

Eskiden tek başına bir Demet Şener vardı.

Ama şimdi "kocası" olmadan, "kocalı" demeç vermeden bir Demet Şener neredeyse yok gibi. Bakınız son olarak yine "kocası" İbrahim’in Yunanistan’da kalmasıyla ilgili konuşmuş Demet Hanım: "Bu ay sonunda İbrahim’in sezonu bitiyor ama seneye bir anlaşması daha var, bu da kendi isteğine bağlı. Ben İstanbul’u tercih ederim, gönlüm Yunanistan’da kalmaktan yana dersem yalan söylemiş olurum. Ama SON SÖZ İbrahim’indir."

n Türk basınına göre marjinal bir insan olan Melisa Çakarlar’ın bir yardım gecesine katılması yadırganmış.

Çünkü Beyoğlu ve çevresindeki barlarda takıldığı gözlemlenen "marjinal" Melisa’nın yardım gecesine katılması "sosyeteye girmek istiyor" şeklinde yorumlanmış. Beyoğlu barlarına takılmak ne zamandır marjinallik olarak algılanıyor ki? 90’larda olsak anlarım. O dönem 14 ve 2019 filan vardı, herkes oralara giderdi. O zamanki İstanbul gece yaşamına göre marjinal yerlerdi. Ama şimdi kalmadı ki öyle bir şey... Marjinal denilen şeyler bile "normal" sayılıyor.

Ayrıca -bildiğim kadarıyla- Melisa Hanım’ın sosyeteden arkadaşları hep vardı.

PEKİ YAĞMUR NE DEMİŞ OLABİLİR?

n Evet, magazin dünyası hop hop hop dizimiz devam ediyor ey şahane okur. Şimdi sıra Naomi Campbell’da. Malum, bayan Campbell bavullarını kaybedince British Airways yetkililerine bağırıp çağırmış ve yine gözaltına alınmıştı.

British’ciler açıklama yapmış, "artık ömür boyu bizde uçamaz" diye. Böyle bir karar almaya hakları var mı tartışılır. Uçaklar gece kulübü değil sonuçta. Beğenmediğini, kavgalı olduğunu içeri almamak/uçurmamak gibi bir lüks yok.

British Airways şımarık bir gece kulübü gibi davranmış.

Bu arada gerçekten de British’in bavul kaybetme hadiseleri meşhurdur, çok duyarız sağdan soldan...

n Pınar Altuğ bekarlığa veda partisinde kız arkadaşlarına, "artık korunmuyorum, hamile kalacağım" demiş.

Peki aynı anda bir başka mekanda bekarlığa vedasını yapan Yağmur Atacan ne demiş olabilir erkek arkadaşlarına?

Seçenekler bol:

1. "Evet abi karar vermiş, yapacak bir şey yok. Bundan sonra Allahkerim..."

2. "Olmaz olmaz deme hiç, olmaz olmaz sevgilim, zaman neler gösterir, belli olmaz (belli olmaz) sevgilim..."

n Bu yılki Eurovision’un galibi İrlanda’nın gönderdiği kukla şarkıcı, yani Hindi Dustin olmalı. İrlanda’da meşhur bir karakter olan Hindi Dustin’in şarkısı çok eğlenceli/aynı zamanda aptalca. Yani Eurovision için birebir. Youtube’da var, ısrarla izleyiniz.

New York’ta yaşamayı düşünenlere...

NY notlarımız şimdilik bitti, ama hayatının bir döneminde bu şehirde yaşamayı düşünenlere NY’lu Türk arkadaşlarımın ağzından olmazsa olmaz NY kurallarını açıklıyorum şimdi. Buyrunuz...

n Ayda en az 6 bin dolar kazanmalısınız ki, rahat yaşayın. Çünkü iyi bir bölgede oturmak için en az 2 bin dolarlık kira bedelini gözden çıkarmanız gerekiyor.

n Sadece o kadar kirayı ödemekle kalmıyorsunuz tabii. Evinizde cirit atan farelerle de arkadaş olmanız, yani onlara alışmanız şart. Çünkü New York bir fare şehri. İlla ki her evde çıkıyor karşınıza bu hareketli hayvanlar. (Bir Türk arkadaşım sırf bu farelerden kurtulmak için kaç tane ev değiştirmiş!)

n NY’da yaşamaya başlayanlar için ana kural: İnsanlar sizin görüntünüzle, yaptığınız işle ve kimleri tanıdığınızla yakından alakalı. Hatta ona göre şekilleniyor tüm ilişkiler.

n Eğer heteroseksüel bir erkekseniz şanslısınız, çünkü NY’luların iddiasına göre bu şehirde bir erkeğe 10 kadın düşüyor. Çünkü şehrin yarısından fazlası gay!

n Ama tuhaf bir kural da var. Heteroseksüel erkeklerin mutlaka bir gay arkadaşı var. Çünkü gay’lerle kadınlar yakın arkadaş. Ve onlarla direkt ilişkiye girmek için gay’ler köprü görevi görüyor.

* East Village, Soho gibi bölgeler Türkler’in yoğun olarak yaşadığı yerler. Ama asıl hedefiniz West Village, Gramercy, Murray Hill ve Beşinci Cadde civarları filan olmalı.

* Ve spor bağımlısı olmanız şart. Çünkü NY’da herkes spora ve organik beslenmeye takmış vaziyette. Üstelik New York Sports Club zincirini değil, Equinox Spor Salonları’nı tercih etmeniz de ayrıca bir statü farkı demek.
Yazarın Tüm Yazıları