Paylaş
Belki geçmiş videolarını, turne şovlarını, skandallarını ‘google’layıp Madonna’nın tarihine hakim olan çıkabilir.
Ama 20’lerindeki biri şu anki Madonna’nın Instagram hesabına girip baksa, “Neden hayvan kulaklığı efektini kullanarak kameraya bakıyor bu teyze?” der eminim.
Haklı olarak. Çünkü bir süredir Lizbon’da yaşayan ve oradaki hayatını sık sık Instagram hesabından paylaşan Madonna gerçekten artık başka biri.
Ben de onu tanımıyorum.
O nedenle dün, “Madonna 60 yaşına girdi” haberlerini okuyunca düşündüm: “İyi ama hangi Madonna?”
NELER YAPMADI Kİ...
Evet, Madonna yaşamının her anında “başka biri” olmayı çok şahane becerdi ve bunu her daim iyi yönetti.
Kah “Sex”in kitabını yazdı, tabu devirici oldu.
Kah “Like A Prayer” klibindeki siyahi İsa sahnesi nedeniyle Katoliklerin tepkisini çekti. İnançla seksi birbiriyle harmanladığı cüretkâr şovları nedeniyle bolca ölüm tehdidi aldı. Hatta o dönem büyük bir sponsorluk anlaşmasına imza attığı Pepsi bu klip nedeniyle reklam filmi yayınını durdurdu.
Bir ara Marilyn Monroe olmaya çok özendi. Sürekli MM imajıyla gezdi.
1991’deki Oscar törenindeki Sooner or Later performansına çıktığında artık içine MM kaçmış bir Madonna’ydı.
Aradan zaman geçip anne olduğunda birden değişti.
“Aydınlanan kız” olarak geri döndü.
Meditasyon, yoga, Hindistan ve bu kendini yeniden keşfedişi “Ray Of Light” albümüyle taçlandırdı.
Bush döneminde ise sertleşti, politik yanını ortaya koydu.
Sahneden Bush’a küfürler savurmayı ihmal etmedi.
“Confessions on a Dance Floor” albümüyle “disko kraliçesi”ne dönüştü.
Kızıl saçları ve aerobik zamanlarının mayosuyla yeni bir stile imza attı. Bunlar da yetmedi.
Guy Ritchie ile evlendiği dönemde İngiltere’yi keşfetti.
Vanity Fair’e İngiliz leydisi pozları verdi.
Artık maço kocasına çok âşık ve bağımlı bir hanımefendiydi.
Bu aşktaki çaresiz ezikliğini “I’m Going to Tell You a Secret” belgeselinde itiraf etti.
Guy onu takmıyordu.
Aslında tıpkı kendisi gibi hayatından asla vazgeçmeyen bir asiydi o da... Hayatında yönetemediği ilk erkek Sean Penn’se, ikincisi Guy Ritchie’ydi. Bu sırada Kabala’ya merak sardı. Kabala merkezlerinden çıkmaz oldu.
KENDİ ELLERİYLE YARATTIĞI ŞEYİ YIKTI
Daha arada kalmış, unuttuğum bin tane Madonna vardır elbet.
Her dönemde Madonna gerçekten “başka biri” olmayı becerdi, ama hiçbiri de üzerinde eğreti durmadı.
Günün sonunda tüm kimlikleri üzerine giyip çıkarsa da Madonna Madonna’ydı. Peki 60 yaşındaki son Madonna’yı bir hayranı olarak neden tanıyamıyorum?
Yaşıyla ilgisi yok. Hem artık 60 yaş ne ki? Günümüzün orta yaşı.
Üstelik onun kadar da kendine iyi bakan yok.
Elbette estetik yaptırdı, şu bu.
Ama bulunduğu zamana yeni bir öneri getirmek yerine Instagram kuyusuna düştü.
O kuyunun en klişe yöntemlerini tekrarladı durdu.
Kendi elleriyle yarattığı, “Madonna demek her daim yeni bir şey söylemektir” mottosunu bir güzel yıktı, savurdu.
Bu kez gideceğim
Bu yaz kaçırdığım bir şey varsa, o da İstanbul’un şehre uzak plajlarındaki partiler, konserler.
En sıkı misal: Giden arkadaşlarım hala Solomun’un da çıktığı Kafes Beach gecesini iyisiyle kötüsüyle anlata anlata bitiremediler.
Bir de Suma Beach var tabii.
Orada da çok güzel partiler oluyor.
Eğer son anda caymazsam bu akşam oraya gideceğim mesela.
Çünkü Berlin’in meşhur kulübü Berghain’ın kıdemli DJ’lerinden Len Faki bu gece orada çıkıyor. Asıl adı Levent olan Türk DJ Len Faki’yi Türk usulü Berghain ortamında dinlemek güzel olabilir hani...
Paylaş