Live Earth rezaletinde son perde

İstanbul’daki Live Earth konseri hem sponsor hem de devlet desteği olmadığı için yapılamadı ya, şimdilerde herkes bunu konuşuyor: "Bu konserlerin yapılamamasının asıl sebebi ne?"

Çünkü hiç kimseye mantıklı gelmiyor. Sen Al Gore’u basın toplantına yamayıp şöyle organizasyon yapacağız, böyle olacak diye anlı şanlı açıklamalar yapacaksın.

Ve son dakikada sponsor ve devlet desteği alamadık diye yan çizeceksin.

Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir son dakika cayması yoktur herhalde.

Çünkü para işleri belli olmadan açıklama filan yapılmaz.

Neyse, konuşulanlara gelelim... Piyasa kulislerinde herkesin dönüp dolaştığı ve hedef tahtası gösterdiği isim, Marcel Avram. Yani Live Earth Konseri’nin Türkiye organizatörü Purple Concerts’ın Cengizhan Yeldan’dan sonraki ortağı.

Avram hakkında konuşulan iddia ise şu: Sponsorlar Avram’a pek güvenmemişler.

Daha önce yaptığı bazı işleri araştırdıktan sonra oluşmuş bu "güvensizlik".

Tabii bu bir iddia. Neden Avram’a güvenilmediği de muamma.

Ama sonuçta sponsorlar ürkmüş işte.

Bu işin kulis kısmıydı, şimdi bir son dakika gelişmesine geçiyoruz: Abdullah Gül, Live Earth’ün yapılması için devlet katını harekete geçirmiş.

Yani her an 7 Temmuz’da İstanbul Live Earth yapılabilir.

"Peki yapılırsa kimi izleyeceğiz" diyene yabancı değil, ama yerli şarkıcı tüyosu: Tarkan!

Çünkü program iptal edilmeden önce listenin ilk başında onun ismi vardı.

Haftanın partisi Kanyon’da

Evet, parti Kanyon’un bir kafesinde ya da mağazasında değil. Kanyon’un tümünde, benim anladığım kadarıyla da zemin katında.

Yoksa diğer katlara yayılırsa kalabalık, partinin zevki çıkmaz değil mi?

Gelelim detaylara... J&B’nin tüm dünya kentlerinde düzenleyeceği seri partilerden ilki olacak Kanyon’daki. Bu cuma yapılacak partiyi meşhur elektronik müzik grubu "Masters At Work" şenlendirecek.

Merak ettiğim, bu partinin kaça kadar süreceği.

Kanyon en geç 02.00 gibi kapanmıyor mu?

Sabaha kadar nasıl sürecek bu parti?

Fatih Erdemci şimdi ne yapıyor

Mutlaka anımsarsınız, 90’lı yılların ortalarında çıkmış (sanırım ’96 filandı) çok ama çok iyi bir şarkı vardı: Ben Ölmeden Önce.

Sözlerini anımsatmam yeterli olur herhalde:

"Ben ölmeden önce bir sürü düşüm vardı / Bir sürü dostum vardı / Bir sürü aşkım oldu / Bir sürü hatam oldu / Her şeye rağmen pişman değilim / Ama yine de bazen düşündüğümde / Bir gün gelir de / Yaşarım ben de yine / Tüm aşklarım yalan mıydı ey Tanrım? / Çok yalnızım / Eriyorum yavaş yavaş".

Şarkıyı söyleyen Fatih Erdemci’ydi. Ve bu şarkısı o zaman bir derleme albümde yer alınca çok popüler olmuştu. Şarkının düzenlemesi de o döneme göre fersah fersah ilerideydi.

Fatih Erdemci sonra ilk ve tek solo albümünü yaptı, ama bu albümden sonra bir daha ortalarda gözükmedi.

Belki bunda albümünü çıkardığı Tempo Müzik’in batması da etkili olmuştu, kim bilir?

Geçenlerde tesadüfen bu nefis şarkıyı yeniden dinleyip tüylerim diken diken olurken aklıma geldi:

Hakikaten Fatih Erdemci gibi bir müzisyen şimdi nerededir, ne yapmaktadır?

Bir dönem Kadıköy Shaft’ta çıktığını duymuştum, o kadar.

Neden bestelerinden ve sesinden bizi mahrum etmektedir?

Fatih Erdemci, ortaya çık ve albüm yap diyorum: HER ŞEYE RAĞMEN.

NOT: Peki bir başka Tempo Müzik mağduru Sibel Gürsoy nereye kayboldu, onu da sormadan edemiyorum. O da iyi bir sesti...
Yazarın Tüm Yazıları