Paylaş
Yapar yapar, kendi fikridir, açıklamakta özgürdür.
Aynı şekilde Sam’ın bu açıklamasına kızanlar, katılmayanlar, “Ne alaka?” diye fikrini belirtenler de öyle...
Yani iki taraf da kafasına göre takılabilir. Takılabilmeli.
Burada tuhaf olan devlet katındakilerin Sam’ın açıklamasını üstlerine alınıp “edepten yoksun” filan diye kahvehane tonlamasıyla saldırıya geçmeye üşenmemeleri.
Çok acayip çok.
Meryem Uzerli’nin anneliği
Meryem Uzerli’nin ELLE Dergisi’ne verdiği röportajda en çok şu bölümü sevdim:
“Doğumdan sonra tam dört hafta Lara ve ben 24 saat yalnızdık. İkimiz baş başa kalalım istedim. Panik olmadım. Sonuçta bu bir bebek. Ne istiyor? Uyku, sevgi, güven hissi istiyor. Bir de süt istiyor ve altını temizlemen gerekiyor.
Başka bir şey yok ki...
Annem ve babam çalışıyorlardı, 300 kilometre uzağımda.
İlk dört hafta sonra geldiler. Bunlar bizim için normal şeyler. Annem de bizlere tek başına bakmış.”
Ortada hiçbir dizisi olmamasına karşın Uzerli’yi hâlâ unutmamamız bu yüzden galiba: Abartıdan uzak ve sade olduğu için...
Bu satırlar da bunu kanıtlıyor.
Düşünsenize normal bir Türk kadını, annesine bin kere dil dökmüştü “Yanıma gel” diye...
Ebru Gündeş’in koruması
Ebru Gündeş, bayramda Kıbrıs’taki bir otelde konser vermiş.
Sahnede çekilen bir fotoğrafı var.
Hemen arkasında bir tane koruma yer alıyor.
Nereden baksanız tuhaf bir durum.
Bir otelin balo salonuna gelen izleyicilere mi güvenmiyor Gündeş? Neyden korkuyor?
Yoksa sahneye korumayla çıkmak şovun bir parçası mı?
Doğrusu orada o an seyirci olsam sahnede donuk yüzlü bir koruma görmek istemezdim.
Bu yerli şov dünyasına akıl sır ermiyor...
Fahriye Evcen’in ağlaması
Burak Özçivit’le Fahriye Evcen’in filmi “Aşk Sana Benzer”in ilk fragmanı sinema salonlarında gösteriliyor.
Fragmanda Fahriye Evcen bir otobüsün içinde görünüyor.
Sonra otobüsün yolunu bir araba kesiyor.
İçinden Burak Özçivit çıkıyor. Fahriye Evcen onu görünce ağlamaya başlıyor. Burak da öyle, ağlamaklı.
Bu esnada otobüsün içindekilere dikkat edin.
Yolcular hiçbir şey olmamış gibi ufka bakıyor, kaskatı kesilmişler.
Hani aralarında dahi konuşmuyorlar, “Yahu bu kız niye ağlıyor? Bu otobüs niye durdu? Bu karşısındaki adam kim? Manyak mı bunlar?” filan diye...
Öyle donup kalmış gariplerim.
Yönetmen demiş ki adeta, “Ya boşverin otobüsteki yolcuyu şimdi”.
Boşveremiyorsun ama, olmuyor.
Hayli mantıksız duruyor.
Zafer Algöz’ün oyunculuğu
“Pek Yakında” filminin en güzel şeylerinden biri Zafer Algöz.
Yıllardır çekemediği senaryosuyla ızdırap içinde yanıp tutuşan Ahben karakterini nasıl da nefis oynamış Algöz, nasıl da parlatmış.
Saçından mimiklerine kadar Ahben karakteri gerçekten unutulmaz olmuş.
Paylaş