Paylaş
Ünlülerin sevgili bulmak için kendi dünyaları dışında bir seçenekleri yok mu Allah aşkına?
Yoksa olay basitçe bir “Ünlü, ünlünün halinden daha kolay anlar” durumu mu?
Bana kalırsa bizim ünlüler risk almayı sevmiyor.
Kendi dünyanın dışındaki çevrelere girmek, hele o farklı çevreden biriyle ilişki yaşamak risk almak çünkü.
Sonuçta ünlü ünlüyü bir noktada koruyor, kolluyor.
İki gün sonra ilişki bitince birbirlerinin hakkındaki her şeyi anlatmıyorlar.
Zalim ve zor bir dünya yani.
Bu yüzden Cem Yılmaz olmak da zor Serenay Sarıkaya olmak da...
Şimdi kalkıp kendilerine DM’den yürüyenlerle mi flört etsinler? Napsınlar?
Dön dolaş, yine kendi kümelerinden biriyle eşleşiyorlar işte.
Hayli kolay ve tahmin edilesi kombinasyonlar...
Ama bizim ünlülerin çoğu da fazla kapalı yaşıyor.
Misal: Kırk yılda bir sosyalleşseler dahi yine kendi çevreleriyle sosyalleşiyorlar.
Başka dünyalara değdikleri pek yok. Renkli gibi görünen renksiz bir dünya kısacası.
Hal böyle olunca aşk da ilişki de hep küme içinde kalıyor.
Paris değil, Eskişehir filmi
◊ Bu cuma gösterime girecek Masallardan Geriye Kalan filminin afişinde tatlı romantik sırıtan Eyfel Kulesi’ne ilk bakışta aldanıp “Galiba bu bir Fransız filmi” yanılgısına düşmek gayet mümkün. Oysa film Eskişehir’de geçiyor!
Hatta yüzde yüz bir Eskişehir filmi. Anadolu Üniversitesi, Porsuk Çayı’ndaki gondol sefası, şehrin barları, sokakları filmin başrol oyuncusu.
Buna rağmen neden Eskişehir’i afişin arka fonuna dahi koymamışlar, anlayamadım.
◊ Filmin diyalogları samimi, güncel, iyi yazılmış. Biraz daha üstüne gidilse, cesur davranılsa Before Sunset filan gibi olabilirmiş.
◊ İlayda Akdoğan oynadığı karakterin verdiği şımarıklıkla filmin parlayanı...
◊ Özgür Çevik, Teoman olacakken yanlışlıkla üniversitede öğretim görevlisi olmuş yaralı aşığı...
◊ Sonuç? Filmin sürprizini çok erken tahmin ediyorsun. Hem de çook.
Gülben’den 90’lara keskin dönüş
Gülben Ergen Bolu’daki Gölcük Tabiat Parkı’nda çektiği videoyla 90’lara selam çakmış.
Videonun mekanı elbette güzel.
Ama karlar üstündeki o aşırı makyajlı ifade, o aşırı düzgün duran saçlar, diz üstüne çökmek suretiyle yapılan ölçülü isyankar tavırlar filan epey
bir 90’lar zaman tüneli...
Paylaş