Bilenler bilmeyenlere çıtlatsın: Çarşamba günü Bebek’teki il Porto restoranından bahsederken "Kal Benimle" şarkısından iki dize yazmıştım, öylesine.
Sonrasında parantez açıp sormuştum, yine öylesine:
"Ey ahali bu şarkıyı kim söylüyordu, bulun bakalım" diye.
O muhteşem köşe yazarı klişesiyle, çığğğ gibi mail geldi. Meğer bu şarkıyı ne çok bilen ve seven varmış yahu. Mesela onlardan biri, Bodrum’da güneşlenirken üşenmeyip şezlongundan kalkan ve koştur koştur mail atmaya gittiğini söyleyen Işıl Uygur.
Azminizden ötürü kutluyorum Işıl Hanım, ben olsam hayatta o şezlongtan kalkamazdım.
Öte yandan tam da şarkıya uygun bir atmosferdesiniz, tadını çıkarın engin denizlerin...
Bu arada artık açıklayalım: Evet, bu şarkıyı Emel Müftüoğlu söylüyordu.
Şarkı da zaten Emel’in 1992 tarihli "Faka Bastın" albümünden. Yani popun yeniden patlayıp çatladığı o civcivli dönemden, 14 yıllık bir Harun Kolçak şarkısı.
Bu yüzden bazı okurlar lafa, "O kadar yaşlı değilim ama bu şarkıyı biliyorum" diye başlamış.
Hele Burçin Nazlı’nin maili hayli kinayeli: "35-40 yaşındaki teyze ve amcaların gençlik aşklarına soundtrack olmuş olması muhtemel bu şarkıyı bilmeleri marifet değil. Ancak Emel şarkısını söylerken takribi olarak 9-10 yaşlarında olan zat-ı alimin bunu hafıza kayıtlarına alıp bugünlere getirmesi bir ödülü hak ediyor."
Reca ederim yahu, hiçbirimiz yaşlı değiliz. Genciz, gıcır gıcırız.
Hayat yeni başlıyor, denizlerde yunuslar yeni oynaşmaya başladı, filan...
Şu yemek ısmarlama mevzusuna gelince... Ben şuursuzca "bilene benden bir yemek" dedim ama, farkında mısınız (ya da farkında mıyım) bilmem ama bakınız ay sonu geldi, domatesin kilosu yine arttı, yani paralar suyunu çekti.
O yüzden -şimdilik- şarkıyı hep beraber söyleyip hülyalara dalsak diyor ve akabinde iki dize daha attırıyorum, buyrun: "Bir yelkene koy beni / Al götür uzaklara / Kaçıyorum bu dünyadan / Nedenini hiç sorma..."
DEREDEN TEPEDEN...
n Cihangir sakinleri pek yakında Planet tarzı bir fitness club’a kavuşacak gibi.
Duyduğuma göre, eski Susam’ın olduğu mekan böyle bir yere dönüştürülecekmiş.
Hatta bu havalı fitness club’ın içinde tenis kortu bile yer alacakmış (kimin açacağını da imzalar atılınca yazarım).
n Öte yandan fit Cihangirliler’in şu anda takıldığı yegane spor salonu Cihangir Sports Center’a Kenan İmirzalıoğlu da gitmeye başlamış. Malum, İmirzalıoğlu bir Cihangir sakini. Nitekim sık sık gittiği Porte’de arada bir karşılaşıyoruz.
Lakin Kenan fitness yapmıyormuş Sports Center’da, dövüş sanatları öğreniyormuş. Yeni filmi "Son Osmanlı" için ("Son Mohikan" gibi bir film midir bu acep).
n Ve bu geceye dair bir konser önerisi: Harbiye Açıkhava’da Mercan Dede, Hüsnü Şenlendirici, "Hırsız&Polis" dizisine yaptıkları müziklerle daha çok tanınan Orient Expressions ve Sabahat Akkiraz sahne alacak. Bir tür resmi geçit konseri yani, ilginç olabilir.
Dekan mevzusu ve sahte web cam
Şu dekanın chat yaptığı kadına paralarını kaptırması mevzusunda bazı köşebentler ne kadar klişe bir tavır takındı öyle.
"Gençleri bu adamlara mı emanet ediyoruz" türünden...
Adamın chat yapmaya hakkı yokmuş ya da böyle yazanlar hayatında hiç chat yapmamış gibi.
Bu arada dekanın sadece karşısındaki kadının gönderdiği Yüksel Ak resmine kanıp aşık olduğuna ve o paraları gönderdiğine inanmıyorum.
Web cam denen bir şey var. Mutlaka cam’ler karşılıklı açılmıştır.
Ama karşısındaki kadın, fotoğraf mevzusunda olduğu gibi burada da hile yapmış olabilir. Nasıl mı? "Splitcam" diye bir program var. Bu program sayesinde karşınızdaki kişiye başka birinin görüntüsünü izletmeniz mümkün.
Öyle ki, bunun için önceden kaydedilmiş hazır paket videolar bile var. Cam’i açtığınızda karşınıza çıkan sarışın ya da esmer kadına hemen kapılmayın yani, pekala o da sahte olabilir!