Kadınlar bu söylemleri hak etmiyor

TERTEMİZLİK GÖSTERGESİ

Başakşehir Teknik Direktörü Emre Belözoğlu maç sonrası kendisine küfürlü tezahüratlarda bulunan Beşiktaşlı taraftara tepki gösterirken bambaşka diyarlara yelken açıp şöyle diyor: “Benim tertemiz bir annem, tertemiz bir eşim var.Annem hayatında babamdan başka biri ile tanışmadı.Eşim benden önce başka kimse ile görüşmedi.”
Hani konuşmanın duygusallığıyla esas bağlamdan kopup bilinçaltındaki baraj kapaklarını farkında olmadan bir bir açarsın ya. Bu konuşma da o hesap.
Elbette “tertemiz” olmanın daha önce başka biri ile görüşmüş olmakla bir ilgisi yok. Keza “tertemiz”lik için bu tür kanıtlara da ihtiyaç yok.

TUHAF EDEP KRİTERLERİ

Bir TV programında Yaşar Alptekin görücü usulüyle tanıştığı eşinden neden etkilendiğini hevesli bir şekilde şöyle anlatıyor:
“Edepli. Biz erkek arkadaşımla konuşurken araya girmedi. Misafirlikte sormadan ikramda bulundu.”
Alptekin’i dinleyen kadınlar bu kriterler karşısında “Araya girmemek de ne demek?” demiyor.
Çünkü Alptekin’in konuk edilmesinin nedeni zaten bu:
Bu tarz şeyler söylesin ki, konuşulsun...
Oysa artık kimsenin kadınları bu şekilde “ikinci sınıf vatandaş” gören çağ dışı söylemleri dinlemeye tahammülü yok.
Bu söylemlere yer açılmasına da...
Çünkü net:
Kadınlar bu söylemleri hak etmiyor.

Oscar almadığı iyi oldu

Aslında “The Bansheees Of Inisherin” filminin dokuz dalda Oscar adayı olup geceden sıfır ödülle ayrılması gayet cool oldu.
Filmin genel ruh haline, ıssız ada ambiyansına pek yakıştı. Çünkü:
◊ Colin Farrell’ın başrolde olduğu film nefis çıkmazlarla dolu. Onlardan ilki ve en basit olanı: “Sadece rutin ve gündelik şeylerin konuşulduğu bir arkadaşlık gerçekten arkadaşlık mıdır?”
◊ İkincisi ise daha ağır:
“Hayatında gerçekleştiremediğin şeylere kızgınlığın yüzünden mecburen iletişimde olduğun ve yakın arkadaş konumuna getirdiğin insana bir anda sırt çevirir misin?”