İşletmeciler hiç ağlamasın

“İşletmeciler hiç kan ağlıyoruz edebiyatı yapmasın, hepsi gayet iyi iş yapıyor.”
Çünkü pazartesi gecesi olmasına rağmen tüm mekanlarda insan vardı, masalarda tıklım tıkış yemek yeniliyordu.
Momo’sundan Esnaf’ına, Zeplin’inden Memiş’ine, Eflatun’undan Fava’sına kadar...
Sokakta yürüyen kalabalıktan bahsetmiyorum yani, o başka.
Kısacası darbe girişimi Bodrum’u etkilediği kadar Alaçatı’yı etkilememiş.
Hatta 15 Temmuz sonrasındaki pazar, yani 17 Temmuz’da
Madeo Beach en iyi işlerinden birini yapmış.
Mekan ortaklarından ünlü DJ Kerem Önger böyle söylüyordu.
Bodrum ve Alaçatı arasındaki fark şu:
Bodrum’da insanlar “Kim, ne der?” endişesiyle dışarıya daha temkinli ve az çıkıyor.
Çocuklarını da öyle yönlendiriyor.
Alaçatı’da ise çoğunluk genç bir kitle.
Onlar da endişelerle hareket etmiyor.
Benim gözlemim bu.

KafePi gençliği

Pazar akşamüstü çok ama çok coşkulu bir kitleyle eğlendim.
Aya Yorgi koyundaki KafePi gençliğiyle...
Hiçbir yerli plajda böyle rahat ve yüksek enerjiyle savrulup eğlenen bir kitle görmemiştim.
Genç bir kadın mesela barın üzerine çıkıp string bikinisiyle şahane dans etti.
Barmenler isteyen müşterilerin ağzına şişelerden içki döktü.
Sıcaktan bunalanlar (mesela biz) birbirlerinin üstüne soğuk su şişelerini boca ediverdi.
Kimisi birbirinin sırtına keçeli renkli kalemlerle sloganlar yazıp durdu.
Her yerde moda bu artık.
Kısacası uzun
süredir bu kadar eğlenen bir kitle görmemiştim, bünye hâlâ şaşkın.

Yeni bir spor keşfettim

İsmi gliding.
İki adet küçük egzersiz diskiyle yapılıyor.
Ayağının ya da elinin altına o diskleri koyuyorsun.
Diskleri kaydırarak çeşitli hareketler yapmaya başlıyorsun.
Ama ne hareketler! Bir süre sonra hareketler zorlaşıyor ve ter içinde kalıyorsun.
Yani gliding kolay gibi görünüyor, ama aslında vücudun birçok yerini aynı anda hayli sıkı çalıştırıyor.
Çok da kolay değil.
Gliding’i Alaçatı’da pilates hocası Can Çolak’tan öğrendim.
Çolak, İzmir’in en tanınmış hocalarından biri.
Yeni tekniklere de meraklı.
Sürekli yurtdışından hoca getirtiyor ya da kendisi gidip kurslara katılıyormuş.
Gliding yapmayı da o önerdi.
Önce pek ciddiye almadım ama sonra bayıldım.
“Gliding’i evde kendin bile yapabilirsin” dedi Can. Ki haklı, her yerde yapılabilir hakikaten.

Bu yazın cümlesi 

Beyin: Senin Hikayen diye bir kitap var.
Yazarı David Eagleman.
Beynin sırlarını akıcı ve anlaşılır bir dille anlatan bilimsel bir kitap.
Şu sıra bu kitaptan favori bir cümlem var:
“Anıların düşmanı zaman değildir, diğer anılardır.”
Bunu da şöyle açıklıyor Eagleman.
Diyelim ki altı
ay önce bir arkadaşınızın doğum gününe gittiniz.
O doğum gününden iki gün sonra olan biten her şeyi çok net bir şekilde hatırlarsınız.
Ama iki ay sonra bazı detaylar silinmeye başlar.
Hatta o gece ne giydiğinizi bile unutmuş olabilirsiniz.
Eagleman’e göre bunun nedeni zaman değil.
O doğum gününden sonra yaşanan, eklenen yeni anılar.
Yeni anı biriktikçe nöronlar eskilerle olan bağı zayıflatıyormuş.
Ve ancak gerektiğinde ortaya çıkarıyormuş.
Kısacası, “O gece nolmuştu?
Neden
bölük pörçük hatırlıyorum” diye hayıflanmayın.

Fit vücut, düzgün fizik

Plajlarda çekilmiş yazlık magazin fotoğraflarında erkekler için kullanılan cümle şu:
“Fit vücuduyla dikkat çekti.”
Kadınlar için ise kalıp farklılaşıyor:
“Düzgün fiziğiyle dikkat çekti.”
Neden her ikisine de “düzgün” ya da “fit” denilmiyor ki?
Orada bile küçük de olsa ayrım yapılıyor, çok ilginç.