Onur Baştürk: İki gün iki gece süren parti

Üç hafta önce yazmıştım. Dünyaca ünlü genç tasarımcı Zac Posen'ın Vakko için hazırladığı koleksiyonun tanıtımı için verilecek partiye New York'tan birçok ünlünün geleceğini...

Haberin Devamı

Hatta bunların arasında Lenny Kravitz'in de olduğunu...

Malum Kravitz gelmekten vazgeçti, ama onun yerine son anda Cher'in geleceği duyuruldu.

Ancak Cher de bizi ekti! Haliyle, Ulus 29'ta cuma günü yapılan ilk gece partisinde en çok bu mevzu konuşuldu. Öyle ki, ABD'deki Ermeni lobisinin "İstanbul'a asla gitme" şeklinde ünlü şarkıcıya telkinde bulunmasının, Cher'in karar değiştirmesinde etkin olduğu söyleniyordu.

Tamam, Cher yoktu ama Dita Von Teese'in varlığı partidekilere yetti!

Marilyn Manson'ın karısı, partilerin aranılan dansçısı Teese, Rita Hayworth ve Betty Grable gibi isimleri idol bellemiş, 1940'lardan fırlamış gibi duran bir şov kadını...

Jet-set davetlerde yaptığı striptiz danslarıyla tanınıyor.

Teese'in yanı sıra Club 29'daki gecede Bryan Ferry de vardı. Bir baktım, güncel sanatın müstesna isimlerinden Haluk Akakçe, Ferry'le samimi bir şekilde konuşuyor.

Malum, Haluk Londra'da yaşıyor ve şapkalarıyla meşhur Tatler Dergisi editörü Isabella Blow'un evinde bir dönem iki yıl yaşamışlığı var.

Ayrıca Haluk, Grace Jones ve Duran Duran'ın elemanlarıyla yakın arkadaş...

Türkiye'den de Deniz Seki'yle yakın temasta. Hatta bir gece Cahide Sayfiye'de karşılaştığımızda, "Deniz hakkında kötü yazmışsın" diye bana bozuk atmıştı.

Buna rağmen Club 29'da bana güzellik yapıp Bryan Ferry'le tanıştırdı.

Gerçi Ferry, yanındaki güzel hatunla başka alemlere daldığından, tokalaşmamız onun için bir anlam ifade etmedi. Sağlık olsun diyorum...

Tanıştığım bir başka güzel insan, "Şeytan Ayetleri" kitabının yazarı Salman Rüşdi'nin eşi, zarif model Patma oldu. O da Ece Sükan'ın fotoğrafçı abisi Arslan Sükan'la hoş sohbet halindeydi.

Peki Zac neredeydi? Dergilerdeki fotoğraflarına göre biraz daha kilolu ve dağınık bulduğumdan Zac'i önce tanıyamadım ben. Sonuçta Club 29'da fırsat olmadı ama ertesi gece Les OttomanS'da yapılan esas partide Zac'le tanıştım.

Haberin Devamı

Ve ne yalan söylemeli, adamın 25 yaşında olduğuna inanamadım!

/images/100/0x0/55ea8c20f018fbb8f8871e73DITA SOYUNDUKÇA KADINLAR ÇIĞLIK ATTI!

Bu arada Zac'in hemen yanında Isabella Blow vardı. Upuzun şapkasıyla Isabella, başını sağa ve sola hareket ettirdikçe türlü kazalara yol açıyordu! İnsanların gözüne gözüne giriyordu şapkasının uzadıkça uzayan sivri ucu...

"Şapkalarınıza bayılıyorum Isabella" dememle birlikte kırk yıllık arkadaşmışız gibi muhabbete daldık kendisiyle... Tam o sırada şahane kadın Dita Von Teese şovunu yapmak üzere sahne aldı.

Haberin Devamı

Dita'nın Les OttomanS'daki sahnesinde dev bir kadeh, içinde ise martini vardı.

Dita bu kadehin etrafında seksi danslarını yapmaya başladı.

Bir yandan da belini incecik gösteren korseli kıyafetini üzerinden çıkarmaya başladı.

Yanımda Dilek Hanif ve arkadaşları da Dita'nın şovunu izliyorlardı ve kadının nasıl bu kadar incecik beli olduğuna hayret ediyorlardı.

En sonunda Dita tamamen soyundu ve dev kadehin içine girdi!

Sonrası malum: Kadehin içinde dans ederken çığlıklar yükseldi Ottomans'dan.

En çok da kadınlardan, çünkü erkeklerden tık yoktu. Galiba şaşkınlıktan dillerini yutmuşlardı!

Kısacası Les Ottomans'daki ikinci gece de muhteşemdi.

Özellikle yabancı konuklar Les Ottomans'ın atmosferine bayıldılar.

Haberin Devamı
Kısacası, Vakko'cular hem kendileri hem de Türkiye için çok doğru bir iş yaptılar.

Umarız bu tür işbirliklerinin devamı gelir. Tabii partilerin de...

************************************************************

Duman'ı şaşırtan 'adamlar'

İngiliz gay seyahat acentelerinden biri Bodrum Club Med'e tur düzenlemiş.

Ve yaklaşık 600'e yakın yabancı gay, geçen hafta Bodrum'da tatil yapmış.

Buraya kadar iyi hoş, bize ne / kime ne, asayiş berkemal yani...

Ama Club Med'den Bodrum şehir merkezine inen yabancı gay'ler belli ki Vatan yazarı Selahattin Duman'ı rahatsız etmiş ve** cuma günkü yazısında şu cümleler dökülmüş kaleminden:

"Gelenlerin erkek kısmı katiyen kırıtmıyor (...) Konuşurken seslerini zoraki inceltip, kadınsı bir tını verme gayretinde de değiller... Ya ne? Boy bos, maşallah bir seksen ortalamada gidiyor.. Vücutlar kas yığını (...) Haaa! Çarşıya pazara ineni de var. Ama görüntüleri pehlivan kesimli olduğundan kim normal turist kim arkadan çekişli anlayamıyorsun ki (...)

Bizim bünyeler böyle kafa karıştıran halleri sevmez, gay isen gay'sin...

Git süslen püslen, tak takıştır. Kırıtarak konuş. İtirazımız olmaz."

Haberin Devamı

Böyle düşünülebilir elbet, yine bize ne / kime ne...

Ama koca gazetede fikrini zikrederken "arkadan çekişliler" diye kahvehane ağzı döşenmek, "Biz bunları Bodrum Marina’ya ayak bastıkları gün Bursa’dan getirdiğimiz kılıç kalkan ekibiyle püskürtmesini de bilirdik" diye güya mizah yaptığını zannedip ajite etmek ne kadar doğru?

Mesele de bu: Eğer bu mizahsa, komik değil. Belki böylesi, sadece kahvehane bünyesine iyi gelebilir. Kıkırtadabilir. Ama onlar da gazete okumuyorlar pek...

Yazarın Tüm Yazıları