Paylaş
Yoksa Hazal’ını, Keriman’ını ya da Dilara’sını mı?
Tıpkı Bu Tarz Benim’lerdeki çaçaron kızların bitmeyen ağız dalaşları gibi elbette sorunun yanıtı belli, itiraf edin: Hazal, Keriman ve Dilara!
Çünkü Gülseren’in karikatürize iyiliğiyle harmanlanmış gecenin bir vakti çamaşır asma seksapelliği bir noktadan sonra sıkıcı hale gelmeye başlıyor.
Ekran başı Türkleri illa ki alavere dalavere görmek istiyor.
Yani: Kötülük dönme dolabı.
Ayrıca bu kötü karakterlerin fena halde zaafları var.
O zaaflara yenik düşmeleri nedeniyle kötülük yapmak zorunda kalıyorlar.
Böyle de tuhaf bir alt metinleri, acınası halleri var.
Tıpkı Bu Tarz Benim’lerin kızları gibi.
Onlar da zaaflarını ortaya döktükleri kadar varlar.
Ya da bir başka yarışmacı kıza laf soktukları kadar...
Devir böyle bir devir.
En azından ekrana yansıyan bu.
O son bakış
AtlasJet ya da yeni adıyla AtlasGlobal’ın son tanıtım reklamına denk gelenlerin dikkatini çekmiştir.
Son sahnedeki hostesin bakışları hayli subliminal, o tatlı Sezen şarkısını filan anımsatıyor: “Oturup yıldızlardan bakalım dünyadaki neslimize...”
O kafa karıştırıcı röportaj
Birdman filmiyle konuşulan yönetmen Alejandro Gonzalez Inarritu’yla yapılmış bir röportaj var XOXO dergisinde.
Şöyle diyor Inarritu: “Evet, günümüz toplumunda hepimiz vasat biri olmaktan korkuyoruz. Herkes eşsiz olmak istiyor. Çocuklarımıza ne kadar özel olduklarını söylüyoruz.
Ama gerçekten öyleler mi acaba? Gerçekten özel olan kaç kişi vardır?” Inarritu’nun bu laflarından şu çıkarımı yapabilir miyiz: Vasat olmak, bazen eşsiz olmak için uğraşmaktan daha eğlenceli olabilir. Mi acaba?
Hadi, top sizde...
Sevgililer Günü’nde ocakbaşındayız sevgilim
Sevgililer Günü yaklaştıkça tüm medya mensuplarının mail kutucuklarına pıtır pıtır (dolu efekti) o malum mail’ler düşmeye başlar: Sevgililer Günü’yle ilgili fanfinifon basın bültenleri.
Kimi mail’ler şu hediyeyi alın der, kimi şuraya gidin...
Ama bir mail var ki, şimdilik hepsinin önüne geçti.
Bir ocakbaşı mekanı göndermiş.
Film senaryosu gibi iştahla yazdıkları mail’lerinde şöyle demişler, buyrunuz: “Ocakbaşı kültürünü yaşatan Köşebaşı Taxim Sevgililer Günü’ne hazır! Adana ve Tarsus
yöresi et yemeklerinin geleneksel lezzetlerini modern sunumu ile günümüze taşıyan mekan programına kırmızı güller ve şampanya ikramı ile başlıyor. Yüzde yüz bıçak kıymasıyla yapılan kebabımızı da unutmadık.”
Daha devam ediyor, ama bu kadar yeter. Öyle iştahla yazılmış ki, insan kebap romantizmi yaşaması öngörülen sevgili adaylarına özeniyor.
Artık sevişmeye mi acıkıyor yoksa midesi mi kazınıyor, siz karar verin.
Bu arada her şeyi anladım da, o şampanyayı bir türlü bir yere oturtamadım.
Ocakbaşı’nda rakı içilmesi elzemdir.
Sevgililer Günü diye bu zorlamaya gerek yok arkadaşlar...
Paylaş