Herkesin bir ‘Kuzu Kuzu’ yanı vardır

Özellikle de Açıkhava’da.
Perşembe gecesi ise ilk kez bir şirketin özel gecesinde Tarkan’ı izleme şansım oldu.
Malum, Tarkan şirketlerin özel gecelerinde pek sahne almıyor. Hatta hiç.
O yüzden ilginç bir deneyimdi.
Şimdi sizi o geceye ışınlayıp neler olduğunu bir bir aktarayım:
* Four Seasons Bosphorus Oteli’nde düzenlenen gece, 2016’da Çamlıca’da açılacak Emaar Square’in içinde yer alan The Address Residence’ın tanıtımı içindi.
Önce Burcu Esmersoy, Güney Amerika kıtası kadar upuzun sırt dekolteli elbisesiyle The Address’in özelliklerini anlatan bir sunum yaptı. Video filan gösterildi. Sunumdan tek anladığım, evet her şey çok lüksmüş.
Lüks kelimesi çok sık tekrarlandı. Oysa ‘lüks’ün içeriğine de değinmek gerekmez miydi?
* Neyse, ardından sahneye Tarkan çıktı. Orkestrası tamdı. Yani Açıkhava konseri verir gibiydi Tarkan.
* İlk başta ağırbaşlı takılan salon bir süre sonra sahne önüne doğru akın etmeye başladı.
Doğrusu böyle koyu takım elbiseli bir gecede kimsenin zıp zıp zıplayacağını düşünmüyordum, ama heyhat herkesin bir Kuzu Kuzu yanı, bir ‘Seni gidi fındıkkıran’ şımarıklığı vardır içinde bir yerlerde...
* Gecenin en merak edilen masası Aziz Yıldırım, Önder Fırat ve Oktay Kaynarca’nın olduğu masaydı. O masada neler konuşulduğuna dair sıkça tahminlerde bulunuldu.
* Siren Ertan kırmızı elbisesiyle gecenin en göz kamaştıran kadınıydı.
* Aziz Yıldırım’ın hemen arkasında Fatih Terim’in masası yer alıyordu.
* Ebru Akel gecenin en çok dans eden ünlüsüydü. Çünkü ben en çok onunla dans ettim!
* Tarkan sonlara doğru kadife smokininden kurtuldu ve spor bir tişört geçirip öyle devam etti konsere.
* Bir ara Tarkan kendi etrafında dönerek dans ederken yüzündeki terler sahne önündeki şık kadınların üzerine doğru sağanaktaydı.
Heyhat, bazı kadınlar o sağanaktan hiç rahatsız olmadı, sevgiyle karşıladılar. Hayranlık denilen hipnotize vaziyet, böyle bir şeydi nitekim.
* Gecenin en cool adamı ise Muzaffer Yıldırım’dı. Herkes koyu takım elbiselerle geceye sökün etmişken, Yıldırım tişörtü ve spor ayakkabılarıyla oradaydı. Her zamanki gibi neşesi yerindeydi.

Orada bir Türk adası var uzakta

Beyoğlu’nun arka taraflarında, Tophane’nin tam dibinde vaha gibi bir yer Venedik Sarayı.
Çünkü korunmuş, olduğu gibi bırakılmış.
Alışık olmadığımız şeyler...
İçeri girince kendinizi başka bir şehirde gibi hissediyorsunuz.
Konsolosluklara ait tüm binalar öyle değil mi zaten?
Bu özel binada geçenlerde bir yemek daveti vardı.
Venedik’teki San Clemente adasında açılan St. Regis otelinin daveti.
Malum, bu adayı yakın zamanda Türk şirketi Permak satın aldı ve adanın üzerindeki tarihi binayı da St. Regis Oteli’ne verdi.
Permak Grup Başkan Vekili Emir Uyar, adayı satın alma süreçlerini anlatırken Venedik’e yatırım yapmanın hiç akıllarında olmadığından ama adayı gördükten sonra fikirlerini hemen değiştirdiklerinden bahsediyordu. Uyar’ın söylediğine göre otelin içinde 12. yüzyıldan kalma eski bir kilise varmış. İlk önce orayı restore etmişler.
Bu da Venedik’te bir hayli konuşulmuş ve Türk adasına daha çok sempatiyle bakılmasına neden olmuş. Çünkü Venediklilerin çok sevdiği bir Papa’ya adanmış o kilise...
Uyar, çok hızlı gelişen bir başarılarından daha söz etti.
O da otelin restoranı Acquerello’nun, The Daily Meal’ın Avrupa’nın en iyi 10 otel restoranı listesine girmesi.

Alancha

İSTANBUL popüler mekan Top 10
(21-28 şubat tarihleri arası)

1. Fenix / Etiler (1)
2. Alancha / Maçka (-)YENİ... Alaçatı’da ünlenen yerli Noma, hafta içi sadece tadım yemekleri yapmasına rağmen çok konuşuldu. Bugün ise kapılarını herkese açıyor.
3. Yeni Lokanta / Beyoğlu (2)
4. Rudolf / Karaköy (3)
5. Next Door / Emirgan (-)
YENİ... La Boom’cuların yeni kutu mekanı. Çarşamba gecesi ünlülerin de yer aldığı bir partiyle çok konuşuldu.
6. Amanda Bravo / Reşitpaşa (5)
7. Gile / Akaretler (7)
8. Karaköy Gümrük / Karaköy (8)
9. Tabla / Beyoğlu Tepebaşı (-)
YENİ... Yeme-içme meraklılarının son gözdesi. Modern Türk mutfağı. Yemekleri herkese hitap edecek türden değil ama sessiz ve derinden ilerliyor.
10. Lucca / Bebek (10)