Her köşede başka türlü bir Bodrum

Bodrum’da ne olup bitiyor? Dillerdeki restoranın sırrı ne? Pazar geceleri herkes nereye akın ediyor? Gün batırmak için gidilen son popüler adres… Bodrum günleri geceleri bugün başladı, daha da devam edecek…

Haberin Devamı

DİLLERDEKİ RESTORAN

Yabancı şefleri seviyoruz. Özellikle gastronomisi son yıllarda yükselişte olan Peru’dan kopup gelmişse daha da çok.

Bu nedenle Bodrum’un en taze restoranlarından Brava cumartesi gecesi tıklım tıklımdı. Restoranın şefi Perulu Diego Munaz dolayısıyla. Gastronomi meraklıları onun parlak kariyerini zaten yakından biliyor.

Bilmeyenler için kısa özet geçelim:

Munaz, Lima’daki meşhur Astrid&Gaston restoranında şef olarak çalıştığı yıllarda buranın popüler listelere en üst sıralardan girmesini sağlamış, kendisi de bu restoranla daha çok tanınmıştı.

Daha sonra Munaz restoranı bırakıp dünyayı dolaşmaya ve farklı mutfakları incelemeye adadı hayatını. Hatta bu özelliğinden dolayı New York Times onu, “takip edilmesi gereken dört göçebe şef”ten biri olarak göstermişti.

Haberin Devamı

İşte göçebe Munaz bu yaz başı Bodrum’a geldi ve The Bodrum Edition içine konuşlanan Brava’nın mutfağı ona emanet edildi.

Hemen söylemeli: Melez bir menü yapmış Munaz. Peru mutfağıyla Akdeniz, hatta Ortadoğu mutfağından esintileri birbirine karıştırmış.

Göçebe ruhunu yemeklere taşımış kısacası.

Bir de ana yemeklerin porsiyonlarını hayli büyük tutmuş.

Bu yüzden tabaklar bir kişilik değil, paylaşımlık. Neredeyse üç kişilik.

Mesela ahtapot. Ye ye bitmiyor, sosu da çok leziz. Fiyatı da ona göre tabii: 120 lira. 

MELEZ MENÜDEN SONRA MELEZ KONSEPT

Ian Schrager imzalı The Bodrum Edition ise Yalıkavak’ın yan yana sıralanmış kimi orta halli kimisi hayli lüks siteleri arasına sıkışıp kalmış stil bir vaha gibi.

Lakin otel resepsiyonunda misafirleri karşılayan uzun beyaz tül perdeler eski bir Philippe Starck numarası (bakınız Londra Sanderson Oteli).

Schrager da hâlâ seviyor bu tarzı, belli.

Edition’ın Brava gibi parlayan diğer yıldızı ise ’74 Escape.

Demet Müftüoğlu Eşeli’nin markası İstanbul 74’ün bir tür yazlık versiyonu.

Hem mağaza hem de sanat galerisi. Yani son yılların gözde melez konsepti.

Şu anda içinde sosyal sorumluluk soslu bir kartpostal sergisi, Ümit Benan’ın koleksiyonundan geniş bir seçki (ki Türkiye’de ilk kez Benan’ın ürünleri bu şekilde satılıyor) ve Robert Rabensteiner tasarımı, göz alıcı fosfor renklerde yapılmış ikonik bornozlar var. O bornozlardan biriyle artistik poz vermem elbette kaçınılmazdı.

Haberin Devamı

Bakınız o pozum da sayfanın bir yerlerinde güneş gibi parlamakta...

Her köşede başka türlü bir Bodrum

MARİNADA SON DURUM

Yalıkavak Marina’nın popüler mekanı bu yaz da gördüğüm kadarıyla Fenix.

Yan komşusu Angie’ye de uğramak istedim, ama pazar gecesi kapalıymış.

Nedenini anlayamadım.

Sanırım diğer canlı müzik mekanı rakiplerinin biraz gerisinde kalmış.

Fenix ise pazar gecesi bile doluydu. Yemek saatlerinde daha 30 yaş üstü bir kitle, ilerleyen saatlerde ise 30 yaş altı akın ediyor mekana.

Buranın en iyi yanı görmek ve görülmek olaylarına dalınmak istenirse bar etrafına, gözlerden uzak takılma durumunda ise mekanın üst köşelerine kaçabilme seçeneği olması. Bir de artık oturmuş, tecrübeli ekibi tabii...

Haberin Devamı

JABBAR ETKİSİ

Pazar gecesi Bodrum’da gece 24’ten sonra gidilecek en iyi yer hâlâ Gündoğan’daki Sail Loft.

Geçen yaz da böyleydi, gördüğüm o ki bu yaz da öyle.

Nedeni belli: Çünkü Jabbar pazarları sahne alıyor.

Jabbar’ın repertuvarı bir gecede o ruh halinden bu ruh haline savrulan Türkler için bulunmaz nimet.

Beş dakika önce Drake’in Hotline Bling’ini söyleyip popo sallatıyorsa Jabbar, iki dakika sonra İbrahim Tatlıses’in Haydi Söyle’sinin kollarına atıp hüzün tünellerinde bırakıyor insanları.

Tam bir tek kişilik şov yapıyor yani.

O gece de o kadar kalabalıktı ki, Sail Loft’çular ilk kez giriş parası uygulamasına geçmek zorunda kalmış.

GÜNBATIMININ SON POPÜLER ADRESİ

Haberin Devamı

Arnavutköy’ün tatlı kokteyl barlarından Kavanoz, Yalıkavak’ın günbatımını en şahane şekilde gören tepelerinden birine konuşlanıp bu yazın hoş sürprizlerinden birine imza attı. 

Açılalı henüz bir hafta olan Kavanoz şimdiden günbatımı manzarası delilerinin işgaline uğramış durumda.

Mekan kendi halinde; sade, sakin, samimi, az biraz Meksika havalarında.

Bohem kafalarda. Ama başrol tabii ki günbatımına ait.

Saat 18.00 gibi gidiliyor
mekana.

Fonda adet olduğu üzere bir etnik house, tıngır mıngır.

İsterseniz güneş batınca da başka yere.

Ama kalan kalıyor. Yemeğe yahut barda takılmaya...

 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları