Hepimiz bir gün ‘phub’lanabiliriz

Bir arkadaşınızla oturdunuz, karşılıklı sohbet ediyorsunuz.

Haberin Devamı

Ama siz hararetle dün gece yaşadıklarınızı filan anlatırken arkadaşınızın gözü arada bir cep telefonuna kayıyor.

Hatta telefonunu açıp WhatsApp’ına bakıyor ve sonra tekrar sizi dinlemeye devam ediyor.

Dahası, sohbet sırasında bu durum sürekli tekrarlanıyor.

Farkında olmadan ya da gayet farkında olarak...

Eğer bu duruma sıkça düşüyorsanız geçmiş olsun: “Phub”landınız!

Evet, bu olayın bir ismi var, “phubbing”.

Phubbing ne mi?

Cambridge Sözlüğü phubbing’i “karşıdaki kişiyi görmezden gelip dikkati daha çok cep telefonuna verme eylemi” olarak tanımlıyor.

Phubbing aslında “phone” (telefon) ve “snubbing” (küçümseme) kelimelerinin birleşmesinden oluşan bir terim.

Yeni değil, ilk kez 2012’de ortaya çıkmış.

Ama şimdilerde daha çok dolaşımda.

Çünkü cep telefonlarıyla ilişkimiz malum, ultra sıkı fıkı.

Haberin Devamı

Bazen ben de karşımdakini “phub”luyorum.

Özellikle de sohbet sarmadığı zamanlarda!

Ya da dikkat edin, bazen iki kişi aynı anda birbirini phubbing’e maruz bırakabiliyor.

Hararetle sohbet ederken konuşma daha fazla bir yere gitmeyince hemen önlerindeki cep telefonuna kayıyor eller. Ve bir bakıyorsun, az önce coşarak konuşan iki arkadaş bu kez cep telefonlarına gömülmüş.

Peki bunu engellemek mümkün mü?

Çok zor. Çünkü cep telefonundaki sonsuz içerik bir kaçış aynı zamanda.

Herkes o “kaçış”ı seviyor gibi geliyor bana.

WHATSAPP TACİZİ

İşin bir de şu yönü var: WhatsApp tacizi.

Bazı insanlar yazdıkları WhatsApp mesajına saniyesinde geri dönüş bekliyor.

Yanıtın gelmesi uzayınca da peş peşe yazmaya başlıyorlar.

Diyelim ki o sırada pek şahane bir yemekte, sevgilinizle baş başasınız.

Durmadan yanıp sönen ekran ışığı dolayısıyla dikkatiniz ha bire ekrana kayıyor.

Ve haliyle sevgilinizi bilinçsiz bir şekilde ‘phubbing’e maruz bırakmış oluyorsunuz.

1990 yılı ve Sinead O’Connor

1990 yılı pop müzik dinleyicisi açısından çok verimli bir yılmış.

Sinead O’Connor’ın 1 numaralı “ayrılık, yas şarkısı” olarak yıllarca hafızalarda yer edecek “Nothing Compares 2 U” şarkısı o yıl yayınlanmış.

Aşkın Nur Yengi’nin Türkçe popta yeni bir sayfa açan “Sevgiliye” albümü de...

Bitmiyor:

Haberin Devamı

Madonna’nın meşhur “Vogue”u da o yıl yayınlanıyor ve aylarca 1 numarada kalıyor.

Phil Collins’in dön dolaş dinlenen “Another Day in Paradise” isimli hiti de 1990 yılından...

Ama herhalde en çok “Nothing Compares 2 U” dinleniyor o yıl.

Hatırlıyorum da, Sinead O’Connor’ın iri gözlerini insanın üzerine dikerek söylediği bu şarkı melankolinin öteki adı olmuştu.

İtiraf ediyorum, çok hoşlanmazdım.

“Yine mi bu şarkı” olurdum.

Sinead O’Connor’ın ani ölümüyle 1990’a ışınlanmam kaçınılmazdı.

Onun hakkında yazılan yazıları peş peşe okumam da öyle...

Sinead’la iki kez röportaj yapmış Simon Hattenstone, The Guardian’daki yazısında şöyle diyor:

“Onunla en son 2020’de röportaj yaptığımda, son 6 yılın büyük bir bölümünü bir akıl hastanesinde geçirdiğini söylemişti. Bipolar teşhisi ve ilaçların nasıl yardımcı olduğu hakkında konuştu. Ana karakterin arkadan vurulduğu ve sırtında kocaman bir delik açıldığı bir kovboy filmi izleyip izlemediğimi sorup şöyle dedi: Eskiden böyle hissederdim. Sanki içimde kocaman bir delikle dünyanın etrafında yürüyormuşum gibi.”

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları