Paylaş
Başakşehir’de ailesiyle beraber dişçiden çıkan küçük çocuğu durup dururken gidip kafasından yaralayan adam mesela...
Ya da trafikte giderken kadın şoföre gidip saldıran adam...
Böyle şeyleri okuyup lanet okumak başka, başına benzer bir şey gelince başka bir şey oluyor tabii.
Anlatayım:
Önceki gün İstanbul Havalimanı iç hatlar lounge’undayım.
Burada koltukların hemen dibinde, yerde prizler var. Bazı prizler de tam yürüme alanının içine doğru.
Lounge’da yürürken işte o prizlere takılı şarjlardan birine ayağım takıldı. Fark edince hemen döndüm, şarjın sahibine “Pardon” dedim, “Görmedim, çok özür dilerim.”
Ne olduysa o noktadan sonra oldu zaten.
Şarj sahibi adama özrüm yetmedi, bir anda sesini yükselterek konuşmaya başladı.
Nasıl bağırıyor anlatamam.
“Bu şarjı kullanamam, çabuk öde şarjımın parasını” diye girişti, tonlarca laf yağdırıyor.
“Ne yapayım, öldüreyim mi seni şimdi?!” cümlesi onlardan biri.
Beni kışkırtmaya çalışıyor aslında.
İstiyor ki ben de karşılık vereyim, kavga çıksın.
Lakin yer miyim, zaten sakin bir insanım.
Yetmezmiş gibi gelmeden önce sabah yogamı yapmışım, sakinlik boyutu nirvana.
Bir de dışarıdan bakınca o kadar manasız, o kadar saçma ki olan biten...
Sonunda şarj sahibinin lounge’u inletmesinden rahatsız olanlar bu kez onu uyarmaya başladı, “Bağırmayın, yeter” diye.
Sonra ne oldu derseniz; şarj sahibi bu kez “Bana saldırmayın, hepinizden şikayetçiyim” demeye başladı. Ona saldıran olmadığı halde.
Nihayetinde geçtim bir masaya oturdum.
Şarj sahibi bir süre daha konuşmaya devam etti. Artık duymazlıktan geldim.
Ama sonra düşündüm: Tüm nedensiz şiddet vakaları böyle ufak, hayli anlamsız kıvılcımlarla alev alabiliyor.
Eğer oradaki kışkırtmalara yanıt verecek olsam olay tam da öyle bir yere doğru gidiyordu çünkü.
Asıl soru şu:
Peki biz bu tarz, karşısındakini insanı öldürmeyi kolayca düşünebilen insanlarla nasıl bir arada yaşayacağız?
İzmir’deki festival Şahan’a çok şey borçlu
Şahan Gökbakar sayesinde öğrendim:
İzmir’de bir film festivali varmış.
Üstelik uluslararası ve üçüncü kez düzenleniyormuş.
Şahan sayesinde öğrenmemin nedeni ise şu: En iyi erkek oyuncu dalında aday gösterilmiş Şahan.
Adaylıktan haberdar olunca da, “Yarışma falan istemiyorum, aday değilim, beni lütfen bu festivalden çıkartır mısınız?” diye seslenmiş festival yetkililerine.
Aday olan kişiye önceden haber verilmemesi pek nazik bir durum değil.
Önceden iletişim kurulmuş olsa, festivalin niyeti, temeli anlatılsa belki Şahan Gökbakar aday gösterilmesine hiç karşı çıkmayacaktı.
Bir de şöyle bir durum var tabii: Kimsenin bilmediği, hayli genç İzmir Festivali yerine Altın Portakal’da aday gösterilmiş olsa yine “Beni adaylıktan çıkartın” der miydi acaba Şahan?
Paylaş