Paylaş
Gündüz Ankara’da gerçekleşeni biber gazlı, bol sulu, barikatlı ama en coşkulu olanıydı.
Aynı vakitlerde İstanbul Vatan Caddesi’nde yapılanı süper resmi ve süper sıkıcıydı.
Boğaz’daki havai fişek gösterisi ise bol gürültülü, rengarenk ve dumanaltı...
En sonuncusuna bizzat tanık olduğum onu aktarmam en doğrusu, buyrunuz...
BANYAN’DAN ORTAKÖY’E BAKIŞ
Gösterinin en iyi izlenebileceği nokta Ortaköy’deki Banyan Restoran’ın barıydı.
Dolayısıyla oraya gidildi ve gösteriye bir saat kala bara konuşlanıldı.
Meğer burası her yıl böyle dolarmış.
Aylar öncesinden rezervasyon filan yapılırmış.
Bir tür 29 Ekim turizmi yani... Ya da Beyaz Türk’ün Boğaz’a açılan balkonu.
Neyse, gösterinin yapılacağı alandan ilk önce Kenan Doğulu’nun yıllar önce kardeşi Ozan Doğulu’yla remikslediği Onuncu Yıl Marşı duyuldu.
Şimdi burada bir parantez açıp bu remiks üzerine iki ters bir düz düşünceler sıralamak isterim.
- Bu remiks olmasaydı kitleler neyle gaza gelir, nasıl coşardı?
- O zaman remiks iyi bir şeydir, her hali makbuldür denilebilir mi?
- Şimdinin iPad gençliği marşın sözlerini Kenan Doğulu’nun yazdığını düşünmüyordur değil mi?
MARŞIN ARDINDAN SERDAR ORTAÇ
Remiksli marşın ardından bangır bangır çalan Serdar Ortaç şarkısı ise bir an Türkçe pop barlarından birinde olduğumu hissetmeme neden oldu.
Bu hislerimin sağlamasını ise Ortaç sonrası gelen Tarkan’ın “Hadi Bakalım”ı yaptı.
Şarkının doksanlarda yazılan sözleri de manidardı hani:
“Sen seni bil sen seni, sen sıkı tut çeneni, eline diline hakim ol, dikkat!”
FİŞEKLEMENİN BAŞLADIĞI AN
Ortam tam da Türkçe poplanmışken bir sessizlik oldu ve nihayet Fahir Atakoğlu’nun bestelediği tema müziğiyle gösteri başladı.
Önce Boğaz Köprüsü’nde sonra da Anadolu Yakası tarafında.
Tamam, gökyüzü ışıl ışıldı.
Tamam, insanlar havai fişeklerin arka arkaya patla-masıyla beraber ekstra mutlu oluyorlardı.
Ama sadece havai fişekle kutlamayı sınırlandırmak yerine neden daha farklı şeyler yapılmıyor ki?
Mesela geçtiğimiz günlerde Berlin’de yapılan Işık Festivali’nde olduğu gibi, ışıklarla da bambaşka görsel bir dünya yaratılabilir.
Sadece spot ışıklarıyla köprüden denizi aydınlatmak yetmez yani. Madem yabancı basın da izliyor bu olayı.
O zaman daha büyük daha zekice bir şeyler yapmak lazım.
Havai fişek olayı bir süre sonra ne yazık ki bayıyor.
Bu geceye dair notlar
- DANS EDECEKLERE
Gece dışarı çıkıp dans etmek isteyenler için şehirde çeşit çeşit özene bezene hazırlanmış özenti Cadılar Bayramı partileri var.
Zamanında ben de vampir kostümüyle filan böyle bir partiye katılmış ve bir süre sonra üzerimdeki pelerinli kostümden fena halde bunalmıştım. Kostüm işi bana göre değil yani.
Hele bir de bu partilerde dakikada bir “Thriller” çalması hiç değil...
- EVDE TAKILACAKLARA
Evde oturanları ise Hürrem ve Firuze çatışması bekliyor yine. Muhteşem Yüzyıl muhteşem bir kısırdöngüye mi girdi, yoksa bana mı öyle geliyor?
- SAKİN TAKILACAKLARA
“Bayram seyran karmaşası bitti, ben şöyle sakin bir yemek yiyeyim” diyenler için ise şu restoranlar önerilesi:
- Şişhane’deki İtalyan restoranı Da Vittorio
- Nişantaşı’ndaki Fransız restoran barı La Brise.
- Galata’daki Anadolu mutfağı restoranı Kiva Han.
- Galatasaray’daki modern zaman meyhanesi Münferit.
- Etiler ve Küçükyalı’da birer mekanı olan Ege mutfağı restoranı Maria’nın Bahçesi...
Paylaş