Hangi gün nereye gidilir

O zaman ne yapmalı? Aşağıdaki notlara göz atmalı. Haftanın hangi gecesi nereye gitmeli ondan sonra karar vermeli...

PAZARTESİ
Haftanın diğer günlerine göre yer bulmak daha kolay olabildiği için Yeni Lokanta ya da bizden çok yabancıların ilgi gösterdiği Karaköy’deki Maya’ya...
Muhabbet, bira ve rock takılmak için Beyoğlu’ndaki Rock’n Rolla’ya...
Ünlü ya da tanıdık sima görmek için canlı müziğin olduğu Cihangir’deki Mona’ya...

SALI
Türkçe rock gecesi sebebiyle Nişantaşı’ndaki Corridor’a, oradan Serhan Sokulgan’ın dj’lik yaptığı Sess’e...
Alternatif müzikleri ve biraz daha spor takılmak için Kadıköy’deki Arkaoda ya da Sıraselviler’deki Kiki’ye...

ÇARŞAMBA
Özge Fışkın sahne aldığı için Beyoğlu Hayal Kahvesi’ne...
Caz dinlemek ve bohem/entelektüel bir kalabalık görmek için Galata’daki Nardis’e...
Cazla karışık başka havalar dinlemek ve Nardis’e göre daha genç bir kalabalıkla aynı ortamda bulunmak için Karaköy’deki Nublu’ya...
Ve gecenin bir yarısı pazı sarma ya da sucuk eşliğinde kopmak üzere Aztek’e...

PERŞEMBE
Hem dj Yakuza’nın müzikleri hem de perşembeleri tuhaf bir şekilde parti havasına bürünüp “herkes burada” havası vermesi nedeniyle Lucca’ya...
Yeni gençliğin hip adresi La Boom’a...
Türkçe rock ve bar eğlencesi için Asmalımescit’teki Novo’ya...
Sokaktaki muhabbeti ya da “alakasız şarkılar” gecesi hatırına Off Pera’ya...

CUMA
Barında takılmak, yabancılarla kaynaşmak için Mama Shelter’a...
Boğaz manzarası eşliğinde beyaz yakalılarla eğlenmek için Kuruçeşme’deki La Mancha’nın barına...
Havalı genç kadın/erkek görmek ve kasılarak da olsa eğlence için Anjelique’e...
İlerleyen saatlerde alternatif kafalar için Peyote’ye, Minimüzikhol’e, Suriye Pasajı’ndaki Quit’e ya da Wake Up Call’a...

CUMARTESİ
Bildik dans şarkıları eşliğinde salınmak için Nu Pera içindeki Pop’a...
Her telden (yerli-yabancı) müzikle takılmak için Rehab’e...
Karaköy’deki Gaspar’ın barına...
Ya da bu mekanın Galatasaray’daki bir başka uzantısı olan Münferit’e...

PAZAR
Gözlerden uzak olmak ve iyi kahvaltı için Karaköy’deki Naif’e...
Manzarasına bakıp yorgunluk atmak için balkonundaki masaları önceden rezerve etmek kaydıyla İstanbul Modern’in restoranına...

Ne demiş ya da: Neden dediyse…

* Deniz Akkaya röportaj verdiği Armağan Çağlayan’a demiş ki: “Çok kitap okuduğun için sen de biliyorsundur. Bir felsefeci var: Alain de Botton.”
Bu cümleden öğrendiğimiz iki mühim şey:
Her iki taraf da çok okuyor ve bunu bilmemizi önemsiyorlar! Ayrıca en az bir pop şarkıcısı kadar popüler olan Alain de Botton’ı sadece çok kitap okuyanlar bilir algısı yaratılmak isteniyor.
* Fadik Sevin Atasoy röportaj verdiği İzzet Çapa’ya demiş ki: “Sakın unutma dünyadaki en kıymetli mücevher yüreğindir, çünkü hikayen orada gizlidir.”
Bu cümleden öğrendiğimiz en mühim şey:
Fadik Sevin dişi Paulo Coelho’dur, o yüzden böyle çok anlamlı gibi görünen vasat cümleler sarfetmektedir.