Hafta sonu Diyarbakır’da neler oldu

Çaya Nebatan mı alsam yoksa Ava Porteqala mı?

Haberin Devamı

Dew hiç canım çekmiyor, şerbeta gula ise fazla tatlı.
En iyisi şerab içmek. Yanına da senıka penır iyi gider.
Hayır, Kürtçe öğrenmeye başlamadım.
Ama önümdeki menü hem Türkçe hem de Kürtçe.
Dolayısıyla şu kelimenin karşılığı neymiş, bu ne demekmiş diye merak edip öğreniyorsun.
Menünün olduğu mekan Diyarbakır’daki Sülüklü Han.
Hafta sonu oradaydım.
Ama yine hayır, Erdoğan-Barzani-Perwer ziyareti sebebiyle Diyarbakır’a gelmiş değilim.
Hafta sonu Diyarbakır’da neler olduİlkini 2010’da yaptığım Türkiye Nasıl Eğleniyor yazı dizisinin yenisi için oradaydım.
O günden bugüne neler değişmiş, neler olmuş görmek için...
Tüm o notları gezdiğim diğer şehirlerle beraber önümüzdeki haftalarda uzun uzun akta-racağım.
Şimdi güncel olana dönelim...
Çünkü hafta sonu Diyarbakır’da Barzani ve Şivan Perwer ziyaretinden başka bir şey konuşulmuyordu neredeyse.
Diyelim ki sen havadan sudan bahsediyorsun.
Olmuyor işte, konu bir şekilde oraya geliyor ya da: Gelmek zorunda kalıyor.
Misal, cuma öğleden sonra Sülüklü Han’ın iki dilli menüsüne bakarken de öyle oldu işte.
Avluya bir grup BDP’li erkek geldi.
İçlerinden beyaz saçlı olanı kalabalığa hitap etmeye başladı: “Arkadaşlar değerli vaktinizi alacağım, ama BDP olarak size söylememiz gereken şeyler var. İsterseniz Kürtçe konuşayım.”
İki masa ötemizde oturan iki kızdan biri hemen atıldı, “Ben Kürtçe bilmiyorum, Türkçe söyler misiniz?”
“Tamam” dedi beyaz saçlı BDP’li arkadaş ve özetle şunları söyledi:
“Biz Barzani’yi Newroz’a çağırmıştık, ama o zaman gelmemişti. Şimdi Erdoğan çağırıyor diye koşa koşa geliyor. Bu yüzden kendisine kırgınız. Konuyla ilgili yarın parti binası önünde bir protestomuz olacak.”
Anladım ki BDP’liler mekan mekan gezip Barzani ziyaretiyle ilgili takınılan yeni tutumu haber veriyor.
Haliyle Diyarbakır’da bulunduğum saatler boyunca herkese, özellikle de gençlere şu soruyu sordum:
“Bu ziyaretle ilgili ne düşünüyorsunuz?”
Kimi olumlu bakıyordu: “Eğer bir provokasyon olmazsa güzel şeyler olacak. Artık bu sürecin önünde hiçbir engel kalmayacak.”
Kimi Sülüklü Han’a gelen BDP’liler gibi sitemkârdı:
“Şimdi niye geldi ki Barzani? Erdoğan’ın seçim yatırımı bu. Samimi değil.”
Kimisi açık konuşmaktan çekiniyordu. Ya da benimle konuşmaktan, bilemiyorum. Tamamen olumsuz düşünen de vardı: “Perwer’i çocukluğumdan beri dinlemiyorum, gelişi umrumda değil. Barzani de öyle. Zaten o PKK’yi sevmez ki...”
Kısacası hafta sonu Diyarbakır’da kokladığım hava gayet karışıktı. Kafası karışık...

Haberin Devamı

Orada bir Blues var uzakta

Haberin Devamı

Diyarbakır’a siyaset hakimmiş gibi görünebilir.
Ama burada sadece siyasetle ilgilenilmiyordu.
Misal, Diyarbakır’da bulunduğum gecelerden birinde, Liluz Otel’de Blues Festivali konseri vardı.
İtiraf ediyorum, bu festivalin hâlâ yapıldığını bilmiyordum. Meğer yapılıyormuş ve üstelik bu yıl 24. kez düzenleniyormuş. Konya, Kayseri, Adana ve Gaziantep ise en coşkulu blues seyircileri arasındaymış.
Malum, Blues Festivali’nin geçen yıllardaki resmi adı Efes Pilsen Blues Festivali idi. Yeni yasal düzenlemeyle beraber bu yıl festival ilk kez Efes Pilsen desteği olmadan gerçekleşmiş. Tüm organizasyon Pozitif Live’a ait...
Bu arada Efes Pilsen sponsor değil ama içeride satışı yapılabiliyor.
O noktada -yine yasa gereği- bir sorun yokmuş.
Peki Blues’un Anadolu şehirlerinde bu kadar ilgi görmesinin nedeni ne olabilir?
Blues’a bayılıyor oluşumuz mu?
Sonuçta Diyar-bakır’daki festivale gelenler 20 lira ücret ödeyerek içeri girdi. Bedava bir etkinlik değildi yani.
Bence daha çok şu iki nedenden dolayı Blues Festivali ilgi görüyor:
? Anadolu şehirleri istikrarlı bir şekilde şehirlerine gelen organizasyonu sahipleniyor. Çünkü farklı aktivitelere her zaman ihtiyaç var.
? Blues aynı zamanda sıcak, içten ve enerjik bir müzik. Daha önce hiç dinlememiş olana bile çok uzak gelmiyor.

Yazarın Tüm Yazıları