GÜZEL KAFALAR: Amanda, Yozgatlı dayı ve İnternet Mahir

Dünyaya açılma lafını bir severiz ya. Sık sık ağzımıza sakız olur bu klişe: “Bilmem kim dünyaya açılıyormuş, duydun mu?” Bir yandan fena bir şey tabii.

Haberin Devamı

Sanki biz başka bir gezegende yaşıyormuşuz da (aslında belki de öyle) dünyaya açılmayı bekliyormuşuz gibi.
Ya da içinde bulunduğumuz ülkenin dünyasını ‘dünyadan’ saymıyormuşuz gibi... Mesela Macaristan’da yaşayan biri de sık sık kullanıyor mudur bu lafı, meraktayım. (Bi koşu Budapeşte yapıp gelsem mi?)
Neyse ki dünyaya açılmak artık kolay.
Sosyal medya sağ olsun dünya elimizde, anında açılabiliriz kulaç kulaç. Geçen hafta buna en güzel örnek Twitter kullanıcısı Cafer Lalek, nam-ı diğer Yozgatlı Dayı’nın Snap-
chat fenomeni Amanda Cerny’ye attığı Türkçe tweet oldu: “Yozgat’a gelirsen seni bir gün misafir edebilirim.”
Sonrası çorap söküğü gibi: Amanda yanıt verdi, hatta Cafer’e “Evlenelim” dedi.
Baktı ki Türk takipçiler olayın geyiğini yapmayı sevdi, retweet üstüne retweet yağıyor, Amanda bikinisini giyip Türk bayrağıyla poz vermeye kadar götürdü işi.
Türk takipçiler ‘yengemiz’ diyerek Amanda’yı bağrına basarken olayı ateşleyen Yozgatlı Cafer gerçek fotoğrafını koyup “İşin suyu çıktı, ben çekiliyorum” dedi.
Öte yandan olup bitenin tamamen bir proje olduğu, Amanda’nın yakında zaten bir organizasyon için Türkiye’ye geleceği ve Cafer Lalek’in de sanal bir karakter olduğu iddia edildi. Sosyal medyada neyin tam olarak gerçek neyin tam olarak sahte olduğunu çözmek artık zor.
Ama yıllar önce tüm samimiyetiyle dünyaya açılan biri vardı. Amanda ve Cafer olayı bana onu hatırlattı: İnternet Mahir.
1999’da basit tasarımlı bir internet sitesi yapıp tüm dünya kadınlarına “I kiss you” diye seslenen Mahir Çağrı.
Snapchat’i bırakın, ortada Facebook bile yokken, internet kullanıcısı Türkiye’de çok çok azken İnterner Mahir bir anda fenomen olmuş, birkaç saat içinde 800 bin kişi onunla iletişime geçmişti. Çünkü siteye telefon numarasını da bırakmıştı!
Türkiye Mahir’i o zaman ti’ye almıştı ama Forbes Dergisi 2000 yılında onu dünyanın en çok tanınan 100. kişisi bile seçmişti.
Bu kadar ilgi görmesinin nedeni de hep şöyle açıklandı:
Samimiydi, kendi gibiydi... Kısacası gerçek ya da sanal, bizde Yozgatlı dayılar, internet Mahir’ler çok.
Lakin onların dünyaya böyle paldır küldür ve ‘törkiş’ açılımını ciddiye alan da yok.

ÖZGÜR KAFA

Haberin Devamı

Moda haftası insanları 

Haberin Devamı

Moda haftasını şu sebepten dolayı da seviyorum:
Normalde sokakta göremeyeceğin türde farklı kıyafetler giyip defilelere gelen gençler, kendini bu hafta boyunca rahatça ifade etme imkanı buluyor.
Gençlerin üzerinde bazen öyle kostümler görüyorsun ki, “Türkiye’de miyiz?” oluyorsun, hani doğruya doğru.
Bir yandan şu da var:
Milano ya da Paris moda haftalarında bile bu kadar aşırı kostüm kostüm dolaşan yok etrafta.
Defile izlemeye daha sıradan kıyafetlerle gidiliyor oralarda. Bizdeki bu tatlı taşkınlığın, dikkatleri üzerine çekmek istemenin nedeni elbette sokağın özgür olmaması.
Nişantaşı’nda bile şu kıyafetlerle dolaşsanız, bakışlardan dolayı pek rahat edemeyebilirsiniz çünkü.
O yüzden moda haftası, özgür giyim açısından bir ‘kurtarılmış alan’ aslında.

DEMET KAFASI 

Haberin Devamı

Fazla şarkıları atıyor 

Sevgiliye had bildirmeyi, ansızın terk eden kişiden tatlı tatlı intikam almayı ve ‘atarlanmayı’ Türkiye ondan öğrendi.
“Beni unutma, bilirsin unutulmak dokunur ya her insana, sen de kendi payından bir hatıra seç ne olur ve o ben olayım, beni unutma” diyen Sezen Aksu kuşağının aksine Demet Akalın’ı dinleyerek büyüyen gençler sevgiliye şöyle sesleniyordu:
“Yüzünü bile görmek istemiyorum, yoluma çıkmasan iyi edersin.
Sözlerim sana ağır mı geldi, kalbini mi kırdım afedersin.”
Ve şimdi Demet Akalın 20’nci yılını kutlayacağı bir albümle geliyor. İnsan rakamı duyunca şaşırıyor, “O kadar sene geçmiş mi?” diye...
Akalın iki senedir şarkı topladığı 20’nci yıl albümüne çok fazla sayıda şarkı almış.
Öyle ki neredeyse 30’a kadar dayanmış şarkı sayısı.
Geçenlerde konuştum, “Şarkı sayısını indireceğim” diyordu.
Bakalım nasıl bir albümle karşılaşacağız...

Haberin Devamı

BİR BAŞKA DEMET KAFASI 

‘Ellerimde belgeler, kapında sapasağlam’

Demet Şener hafta içi bombayı patlattı, boşanma davası açacağını duyurdu.
Sadece bu kadarla kalmadı, “Elimde belgeler var, bunlar yeter” diyerek eşi İbrahim Kutluay’ın ihanetine dair kanıtları olduğunu ima etti.
Benim kafa sazlı sözlü çalıştığı için bir dönemin o ünlü şarkısını (İlhan Şeşen-Ellerimde Çiçekler) şöyle alabora ediverdim anında, yazıyı yazarken mır mır mırıldanıyorum an itibarıyla: “Ellerimde belgeler, kapında sapasağlam.
Görürsen bir gün şaşırma...”
Çünkü suların durulduğunu sandığımız beklenmedik bir anda vurucu hamlesini yapıverdi Demet Hanım.
Farkında mısınız, geçen hafta da buna benzer bir son dakika golü haberi vardı.
Kitapları yok satan Uğur Koşar’ın eşi elindeki ihanet belgeleriyle boşanma davası açtığını duyurmuştu. Özetle: Kadınların bu sonsuz sabrı ve renk vermeyen iz sürücülüğüne şapka çıkarmalı!

 

Yazarın Tüm Yazıları