Paylaş
İstanbul Fashion Week’in Tepebaşı’na kurulan yeni çadırı gayet ferah olmuş.
Geçen seneki izdihamdan, çadır içindeki aşırı sıcaktan şimdilik eser yok. Organizasyon da tıkır tıkır işliyor.
İlk gün defilelerinden Tween’i izleyebildim. Atıl Kutoğlu’nu kaçırdığıma ise üzüldüm.
After party geleneği bu yıl neredeyse her defile sonrası var anladığım kadarıyla.
Her marka/tasarımcı kendi cemaatiyle eğlenmeyi seçiyor defile sonrası.
Atıl Kutoğlu defileden sonra Swissotel’de yaptı partisini. Tuba Ünsal partinin davetlileri arasındaydı.
Tween ise daha ana akım bir mekanda, Suada’da yaptı “after”ını.
BONUS AJDA
Bir “after party” de Ajda Pekkan’ın Bonus Yaz Konserleri’ni bitirmesi şerefine Kuruçeşme Arena’nın kulisinde yapıldı. Kulisteki parti sırasında BKM Genel Müdürü Zümrüt Arol Bekce ile Jamiroquai konseri sırasında yaşanan ses sorunlarını da konuştuk.
Meğer konser sırasında Jay Kay de sinirlenmiş ses sorunlarına, hatta tonmaister’ini konserden sonra kovmuş.
Ama İstanbul’u öyle sevmiş ki, bir gün daha kalmış ünlü şarkıcı. Zaten İstanbul’u seven sevene...
Bir biz, içinde yaşayanlar tam anlamıyla sevemiyoruz galiba. Sürekli bir aşk-nefret ilişkisi var bu şehirle aramızda.
Bu arada Garanti Bankası’ndan Elvan Bilge ve Özlem Sunay gece boyunca kulistekilere soruyorlardı, “Gelecek yıl hangi yabancı şarkıcıyı İstanbul’a getirebiliriz?” diye.
Çeşitli isimler havada uçuştu. Ben ısrarla Lady Gaga dedim. Ama işte Gaga’nın bol alengirli şovu da Kuruçeşme Arena’ya uymuyor. Daha büyük bir yer lazım...
Ajda Pekkan ise “Paul Anka konserine gitmek istiyorum, beni o konsere götürün” diyordu, yine müthiş enerjik.
Elvan, Özlem ve Zümrüt ise Ajda’yı Londra’daki George Michael konserine davet ettiler.
Ona da “Okey” dedi Ajda, “Ama İngiltere vizesi almam lazım. Vesikalığı nerede iyi çektirebilirim?”
Durum buydu yani, bolca müzik konuşulan ender after party’lerden biriydi.
Kıvanç ve Brad kardeşler
Kıvanç Tatlıtuğ’lu “Kuzey Güney” dizisine şöyle bir bakınca insanın aklına sürekli Brad Pitt’in gelmesi kaçınılmaz oluyor.
Hayır, Tatlıtuğ’un dövüş sahnelerindeki Fight Club hallerinden dolayı değil.
Tam tersi, Kuzey’in lise zamanlarını oynadığı bölümlerde Brad Pitt’i daha çok anımsatıyor Tatlıtuğ.
Özellikle de “A River Runs Through It” (Bizi Ayıran Nehir) filmindeki hallerini...
Bu arada ilginçtir, Pitt o filmde birbirine zıt iki kardeşten birini oynar, asi olanı. Tıpkı Kıvanç’ın Kuzey’i gibi.
Brad Pitt daha sonra yine bir filminde, “Legends of the Fall”da (İhtiras Rüzgarları) üç kardeşten en asi, en başına buyruk olanını oynamış, hatta orada ölen küçük kardeşinin karısına aşık olmayı ihmal etmemişti.
Topuklu erkek şarkıcı
Yeditepe İngilizce İktisat bölümü mezunuymuş.
Bir süredir finans sektöründe çalışıyormuş.
Nokia Supersound yarışmasına katıldığınden beri ise hatırı sayılır bir çevrede tanınıyor, biliniyor, sesi/müziği beğeniliyormuş.
-Muş diyorum, çünkü ben Serhat Kidil’i ilk single’ı “Dahili ve Harici” dolayısıyla duydum.
Aslında itiraf ediyorum, topuklu ayakkabı giydiği klibi sayesinde şarkısını dinledim. Ve çok sevdim!
Hayır topuklu ayakkabı giydi diye değil.
Aksine topuklu ayakkabı giydiği klip gayet sıradan ve başarısız.
Ama şarkı tam aksi, tekrar tekrar dinlemek istiyorsunuz, dahili ve de harici olarak başarılı yani.
“Topuklu ayakkabı” meselesi ise belli ki dikkat çekmek adına yapılmış.
Bu arada Serhat Kidil gerçekten inanılmaz rahat yürüyor o topuklularla!
Paylaş