Cumartesi gecesi saat 20 civarı. Figen telefonda, ‘Ceket filan giy, şık ol’ diyor. Alışık değilim tabii, öyle fazla şık olmaya.
Ama giydim bir şeyler ve yola koyulduk. Nereye gidiyoruz? Sarıyer’e. Ne var orada? Ankara’nın en eski galerilerinden Mi-ge Art’ın sahibi Mine Özman’ın vereceği bir davet sözkonusu.
Ne yalan söylemeli, ben daha yoldayken yakınmaya başlıyorum Figen’e, ‘Ben geri döneyim, ya sıkılırsam?’
Böyle böyle geliyoruz Sarıyer’deki evine Özman’ın. Meğer içerde ne çok tanıdık insan varmış.
Buket Uzuner onlardan biriydi (ama bakınız ona ayrı kutu yaptım, bir-iki cümle yetmezdi çünkü).
Aşina bir başka yüz, Kıymet Giray’dı. Sanat tarihçisi Giray’ı Ankara’dan anımsıyorum (Hemen altyazı geçeyim, Mine Özman’ın ‘Yaşandı mı Acaba’ adlı kitabının editörlüğünü de Giray yapmış. Ki bu davet de zaten, kitap şerefine verildi o gece).
Derken bir başka tanıdık, Lale Müldür. Kızıl saçlarının ‘şairane’ stili bambaşkaydı, yine bol bol kahkaha attı. Ve diğerleri: Cihan Ünal, Figen Batur, Sevda Ferdağ...
Bir de yazmadan olmaz, kimi (yerli) davet anarşistlerinin yüksek sesle İngilizce konuşmaları, kulak tırmalayıcıydı.
Uzuner’den ‘havaalanı’ romanı
Önce hatırlamaz diye düşündüm. Aradan yıllar geçmişti çünkü. Ama hatırladı beni Buket Uzuner, zehir gibi hafızası var işte, unutmuşum!
‘Neler yapıyorsunuz’ dedim, ‘Yeni kitap var mı?’ Şubat gibi ‘İstanbullular’ adlı kitabı geliyormuş. Konusundan bahsetti biraz, o kokteyl prolonj şıkırtısı içinde.
Atatürk Havaalanı’nda yolları kesişen (yanılmıyorsam) 12 karakteri anlatıyormuş kitap. Tabii bu karakterleri birbirine bağlayan bir ortak hadise var, orası sır.
Uzuner, kitabı için havaalanına gidip gelmiş günlerce, her kıyısını köşesini öğrenmiş. Görevlilerle ahbap olmuş.
Merakla bekliyorum kitabı, bakalım (özünde) Ankaralı Uzuner, İstanbullular’ı nasıl yazdı?
ŞEHİR ATLASI
AKTİVİTE BÖCEKLERİNE
Bu gece Kokosh’ta, İstanbul canlı müzik aleminin yeni solistlerinden Serhan var. Cuma gecesi ise Park Orman’da ‘Herild Yani’ adlı 70’ler, 80’ler partisi var. Mehmet Teoman, Hakan Eren ve Zeliha Sunal; partinin lokomotifleri. Konuklar arasında ise Lale Belkıs da var. Sırf onu görmek adına gideceğim ben. Tel: (0 212- 328 20 34)
REŞAT’IN YEMEKLERİ HEYECANLI
Datça’nın, yemekleriyle herkesi restoranına aşık eden meşhur Reşat Oktar’ı İstanbul’da mekan açtı. Heyecan adlı arkadaşıyla beraber açtığı için mekanın ismi, ‘Reşat, Heyecan’. Reşat Oktar, bir nevi Mehmet Gürs. Çok güzel oynuyor tatlarla. Ben bu kadar çok çeşitli soğan mezesi başka bir yerde yemedim mesela. Ya da ton balıklı sigara böreği. Mutlaka uğrayın Reşat’ın Ulus’taki yerine. Tel: (0212-358 58 19)