Frankie nasıl olmuş

Daha açılmadan hakkında bolca yazılıp çizilen ve adı hafızalara kazınan o şanslı mekanlardan biri oldu Frankie.

Haberin Devamı

Mekanın müzik direktörlüğünü Sezen Aksu’nun üstlenmiş olması, elbette bu “şansın” en önemli nedenlerden biriydi.
Geçen haftalarda sessiz sedasız açıldı Frankie.
İlginçtir, bu kez kimse hakkında konuşmadı, gece hayatının belli başlı isimleri bir anda oraya üşüşmedi, şık açılış partileri filan yapılmadı.
Bir tek kırmızı kurdeleli (bayii açılışı misali) Kültür Bakan’lı bir resmi açılış yapıldı.
Kısacası Frankie açılmadan önce daha çok var gibiydi.
Açıldıktan sonra ise neredeyse yok gibi, kendi kendini unutturdu.
“Orada neler oluyor?” diye merak edip perşembe gecesi yemeğe gittim arkadaşlarla. Ve işte Frankie’de olup bitenler...
- Mekanın dekorasyonu da ambiyansı da dozunda ve çok şık.
Bar, restoran ve manzaralı sigara içme alanı/yani lounge ayrı ayrı nefis...
- Herkes içeri girer girmez mekanda Sezen Aksu’yu göreceğini sanıyor. Böyle bir algı var Frankie’yle ilgili. Ama hayır, Aksu elbette mekanda yok. Kendisi mekanın işletmecisi değil çünkü, niye sürekli orada olsun? Canlı müzik olayı başlayınca arada bir uğrar herhalde. Şimdilik Frankie’de canlı müzik yok.
Sadece bir piyano duruyor ıssız bir şekilde, o kadar...
- Cereyan! Frankie’nin en büyük sorunu bu! Hem tavandan açtıkları yerden esiyor o deli İstanbul rüzgarı hem de balkona açılan kapıdan... Haliyle arada kalıyorsun, sırtın tutulma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor ve saçma bir şekilde içeride ceketle oturmak zorunda kalabiliyorsun...
- Ve yemekler: Kerevitli risottoyu deneyin derim. En güzel şey o. Arkadaşım yedi, ben de tattım ve hatta gözüm kaldı.
Kendi tabağımdan (fener balığı) o kadar memnun kalmadım mesela.
- Gelelim bir diğer önemli şeye, yani gelen insanlara...
Her yerde görülen gece kuşları burada pek yok.
Dışarı pek çıkmayan kaliteli bir kitle gizlice akın etmiş Frankie’ye.
Yaş ortalaması ise yüksek.

Haberin Devamı

Hafta sonu şeyleri

- HOP HOP HOPLAMAK İÇİN... Murat Dalkılıç’ın Bir Güzellik Yap şarkısı...
- “NE GÜZELDİ” YA DA “NE GÜZELMİŞ” DEMEK İÇİN... Tabii ki Donna Summer’dan “On The Radio” ya da “Hot Stuff” dinleyip coşmak...
- OKUMAK İÇİN... Yazarken kendini dış dünya etkenlerine, özellikle de sosyal medya gürültüsüne tamamen kapatan ünlü Amerikalı yazar Jonathan Franzen’ın “Özgürlük” adlı kitabı.
- GÜZEL KOKMAK İÇİN... Kadınlar için değil, ama erkekler için iki yazlık parfüm önerim var: Ya Comme des Garcons’un Wonderwood’u ya da Narciso Rodriguez.

Haberin Devamı

Happily’nin kuralları

Bebek’teki Happily Ever After’ı severim.
Ama mekanın ilginç kuralları bazen sıkıyor insanı.
Mesela geçenlerde Nusret’te yenen yemek sonrası oraya oturduk, kahve içmek için.
Saat 22.00 civarı filan...
Garsonlar, eğer yemek almayacaksak kahve-çay vesaire servisi yapamayacaklarını söylediler.
Böyle bir kuralları varmış!
Sadece kahve içmek için oturamıyorsun yani o saatte, illa yemek yemen lazım.
İyi de burası kafe değil mi?
Bir kafede istediğim saatte kahve-çay içemeyeceksem o kafenin ne anlamı kaldı sevgili Happily?

Yazarın Tüm Yazıları