Fenomen magazininde kayboldum

Kerimcan’ı, Danla’sı, Enes’i, Burak’ı ve daha nicesi. Etkileşim uğruna birbirine saydırmalar, gösteriş ve lükse ayılıp bayılmalar, reality şov tadında hayatlar... Eski magazin bitti, yeni nesil magazine hoş geldiniz.

Haberin Devamı

Şu sıra fenomenlerin dünyasında sosyalleşiyorum.
Bir tanesinin Instagram’ını ya da “kanalıma hoş geldiniz”ini açıyorum, sonra diğerlerine zıplaya zıplaya, derken bir bakıyorum:
Bir sıkıcı pandemi kış gecesi daha böylece sona ermiş.
Mesela şu sıra Kerimcan Durmaz’ın Los Angeles hayatına özenmekteyim.
Geçtiğimiz günlerde gece yarısı canı hamburger çekti, yollara düştü tipik çığlıklarını atarak.
Keyif ve hasetle izledim, intikamımı “Sadakatsiz”deki Asya gibi filan almayı düşünmekteyim.
Bir başka gün soru-cevap yaptı Kerimcan.
Selin Ciğerci’yle bir daha asla görüşmeyeceğini söyledi.
Bir şeyler olmuş aralarında, ama ne, onu bilemiyoruz.
Danla’yı da bombaladı Kerimcan, “Nerede reyting, nerede tık, gider yapışır. Bana da daha önce yaptığı gibi” diyerek.
Hal böyle olunca mecbur Danla’ya baktım, o ne demiş bu bombalamaya diye. Danla’nın yanıtı göndermeli olmuş, maalesef tatmin olmadım:
“Reyting nerede ben orada, arkadaşız.”
Oysa azıcık daha coşabilirdi. Bu alemde cool olmanın alemi yok.
Selin Ciğerci cephesi ise karmakarışık.
Anladıysam Sue Ellen olayım (belki de çoktan oldum).
İki videoda “Beni bitirmeye çalışıyorlar” diye ağlıyorsa Ciğerci, diğerinde “Yukarı kaydırın kozmetiğimi alın” diyor.
O da haklı; ekmek parası, Bentley’de yemelik dürüm döner davası. Keza, Ciğercigillerin arasına giren üçüncü şahsı da fenomen sanıyordum ben.
Değilmiş, o Survivor adasındanmış.
Ex-Survivor’lıymış yani.
Konuk oyuncu olarak Ciğercigiller’in hayatına katılmış benim anladığım. Zaten memlekette ya Survivor’cısın ya fenomengil ya da MasterChef gülü. Ortası yok...
Bir de YouTuber Enes Batur var. Bugünlerde o da hayli gündem.
Lüks otomobiliyle kaza yaptı. Ama yapılan yorumlar Batur’u üzdü tabii.
Çünkü “Çarptığın ağaca yazık oldu” diye yazan oldu.
Böylece Batur bir sosyolojik analizasyonla tanışmış oldu, buz dolu bir küvete aniden oturmuş gibi:
“Hızla servet yapıp bir de bunu insanların gözüne sokarsan anında senden uzaklaşırlar bro! (kankanın bu nesildeki kısaltması)”
Dahası var.
Enes Batur’la Danla arasında bir elektriklenme olduğu söyleniyor.
Ama bir başka YouTuber Burak Güngör topa girip demiş ki:
“Enes, Danla’ya âşık değil. İkili olarak kendi aralarında güzel bir reyting yakaladılar.
Tamamen etkileşim olayı.”
Nitekim bu etkileşim zaten günümüzün olayı.
Artık ajansta çalışanlar, dijitalciler, marka kurumsalları böyle konuşuyor:
“Etkileşimin nasıl?”
Etkileşim dedikleri erişim işte. Kime, ne kadar ulaşıyorsun, vesaire.
Etkileşimin yoksa dijital dünyada sen bir hiçsin.
Dolayısıyla fenomen dünyasında etkileşim için her yol Roma, her şey “ay nolcak canım.”
Bu arada Burak Göngör’ü hiç takip etmiyordum, fenomen magazini sayesinde onu da öğrendim.
Meğer dört yıllık beraberliğin ardından sevgilisinden ayrılmış.
Yeni sevgilisi hakkında ise ilk kez röportaj vermiş.
Konuştuğu yer tabii ki bir YouTube kanalı. “Flaş flaş” diye veriliyor o röportaj ve sorulardan biri şu:
“Yeni sevgilinle yeni videolar gelecek mi?”
Güngör yanıtlıyor: “Bir gün gelebilir, neden gelmesin?”
Toparlayalım:
Bir kez kuyusuna düştün mü görüyorsun ki fenomenlerin kendi dünyasında kendi elleriyle, bol etkileşim uğruna yarattıkları magazinleri inanılmaz coşmuş durumda.
Yeni nesil magazin bu.
Aslında yeni nesil magazini yakalayabilecek tek eski jenerasyon isim Bülent Ersoy. Malum, bugünlerde kendisi geleneksel mağaza kapatmalarını oynuyor.
Milyonluk alışveriş yapma günlerinde.
Muhabirleri peşinden sürüklüyor, hatta onları içeriye davet edip pozlanmasını sağlıyor ki; şatafattan iç bayıltan kombinlerini, Jüpiter büyüklüğündeki yüzüğünü çeksinler diye.
Heyhat, mecrası yanlış.
Bir YouTube kanalı açsaydı ve Danla’ya ve Kerimcan’a ve Selin Ciğerci’ye şöyle üst perdeden bir dalsaydı.
O zaman seyrederdik esas gümbürtüyü.

Yazarın Tüm Yazıları