Paylaş
“Zor ve kötü bir dünyada iki insan ezilebiliyor yüklerin altında, çare bulamıyor tedavi etmeye, ‘bir ve iki birey arasında’ bocalıyor.”
Ardından Ece Dağıstanlı Say:
“Kendime tutmak zorunda olduğum bir söz vardı, o sebeble bize böyle bir son yazmam lazımdı. Çok güzeldi, hepsi hikâyeydi.”
Doğruya doğru, ben en çok Ece Dağıstanlı’nın yazdıklarından etkilendim.
Fazlasıyla dürüst ve şeffaf yazdığı için.
“Hikâyenin içinde ilk görüşte aşk vardı” diyor Ece Dağıstanlı, “Eğlenmek, ağlamak, saçmalamak vardı” diyerek de devam ediyor.
Elbette Ece’nin kendine verdiği sözü merak ettim.
Şunu da takdir ederek: Karşısındaki insanı hâlâ sevmesine rağmen kendine verdiği sözü tutmak ve kendine daha fazla alan açmak için evliliğe son verme cesaretini göstermesine...
Ece’nin yaptığı şey çoğu insana bencillik gibi görünebilir.
Ben hiç öyle görmüyorum.
Gerçekleştirmek istediği hayali her neyse, onun peşinden gitmesini şahane buluyorum.
Ekspres bir Art Basel Miami izlenimi
Geçen hafta başı 20. yılını kutlayan Art Basel dolayısıyla Miami’deydim. Fazla kalamadım, ama iki günlük seyahatin izlenimlerini hızlıca aktarayım:
*Joia Beach’te Cansu Dere, menajeri Ebru Toparlı, stilist Serenay Satıcı, yapımcı Fatih Aksoy ve Melis Sezen’le karşılaştım. Cansu dijital platforma bir proje yapmış, sonrasında artık dinlenmeyi istiyormuş. Seyahati çok sevdiği için “Eminim Miami’den sonra başka yerlere de uçarsın” dedim. Şimdiye kadar Miami’yi çoğunlukla transit geçmiş. İlk kez bu kadar uzun kalmış Miami’de.
* En fazla Türk’ün kaldığı otel ise Ocean Drive üzerindeki The Betsy idi. Özellikle Maça Kızı ekibi ve Sahir Erozan’ın tüm yakın çevresi bu otele konuşlanmıştı. Nitekim Maça Kızı otele yakın mesafede “MedMiami” isimli pop-up bir çadır kurdu.
Çadırdaki tüm çini desenleri New York’ta yaşayan sanatçı Elif Uras’a aitti.
Pop-up mekân ise Türkiye’nin önde gelen mimarlarından Ahmet Alataş imzasını taşıyordu. 30 Kasım akşamı açılış yapan “MedMiami” Maça Kızı çadırındaki yemekler ise Aret Sahakyan, Carlo Bernardini ve Marco Fadiga imzasını taşıyordu.
* Contemporary İstanbul ise Amerikan Türk Cemiyeti’yle beraber The Bass Müzesi’nde bir kokteyl gerçekleştirdi. Etkinlik Türk Hava Yolları ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) iş birliğinde organize edilmişti. Hande Şekerciler ve Arda Yalkın’dan kurulu ha:ar’ın “Mindflow” isimli eseri de ilk kez o gece gösterildi. Dokuz video ve dokuz ses kanalından oluşan “Mindflow”, yapay zekayı kullanarak gerçekleştirilmiş bir performans işiydi.
* Bu arada cumartesi günü sona eren Art Basel Miami Beach’i toplamda 76 bin kişi gezdi ve 88 ülkeden koleksiyoner ve kurum fuara katılım gösterdi.
Ve Cem ve Mabel
Mabel Matiz’in geçtiğimiz hafta yapılan bir ödül töreninde başına gelen “yok sayma”yı öfkeli değil, gayet nezaketli bir dille anlatması “İletişim 101” dersi gibiydi. Mabel Matiz’in açıklamasını alıp üzerine “İşte bunu değil, Cem Uraz’a gülmüş, bunu konuşurlar” diye yazan Cem Yılmaz’ın tweet’i ise fenaydı.
Hem sahnede yaşanmış saygısızlık anının yükünü üzerinden atmaya çalıştığı hem de tüm günahı o anı konuşanların üzerine fırlattığı için...
Paylaş