Facebook’taki Atatürk grubu

Keyfinize göre bir grup açıyor, cemaatinizi topluyorsunuz.

En son Atatürk hakkında da bir sayfa açılmış.

Bugünlerde herkes tepkili bu gruba. Hemen celalleniyorlar.

Oysa ciddiye alınacak pek tarafı yok.

Aslında amaç hem insanların duygularıyla oynamak hem de Facebook’u da Youtube gibi kapattırmak.

Çünkü ne kadar tepki toplarsa grup o kadar reklamını yapacak.

Reklamı yapıldıkça da kalkıp birisi Facebook’u savcılığa şikayet edecek.

Ve hop Facebook kapatılacak.

Sonra yurtdışında “Youtube’dan sonra Face’i de kapatan ülke” olarak anılacağız, öyle yer alacağız zihinlerde.

Hep anlık düşünüyor, bir anda duygusallaşıyoruz. Hiç arka bahçesine dönüp bakmıyoruz işin. Ben de buna celalleniyorum.

Portecho’nun kararını yadırgadım

Tam da cumartesi yazmıştım Portecho’nun çarşaflı “Studio Plastico” klibini.

Akşamında açıklama geldi, grup ve klibin yönetmeni Berkun Oya ortak bir karar alıp klibi yayından çekmişler.

Gerekçeleri de şu: “Portecho grubu ve yönetmen Berkun Oya tarafından iletilmek istenen mesajı doğru alabilen izleyici kitlesinin yanı sıra tamamen amacından farklı algılayan ve karanlık düşüncelerle gölgelemek isteyen bir kitlenin de var olması...” ıyi de karanlık düşüncelerle gölgelemek isteyen o kitle hep var olacak. Saptırmak isteyen de.

Ondan şundan bundan çekinerek iş (ya da sanat, neyse bunun adı) yapılmaz ki...

Hele bir de klibi çekip yayına soktuktan hemen sonra. Portecho’cuların bu tavrını yadırgadım.

Klibi anlayan ve eğlenen “öteki” kitle adına...

Sevindim Üzüldüm

Rock’n Coke’un bu yıl yapılıyor olmasına sevindim. Geçen yaz iptal edilmiş olması büyük eksiklikti.

Pazartesi günkü maç notları arasında yer alan ıstiklal Marşı cümlelerimi yanlış anlayanların bu kadar çok olmasına üzüldüm. Derdim sadece iki marş arasındaki farkı anlatmaktı. Birinde insanlar gerçekten coşuyor, bizde ise hazırola geçiliyor ve üstelik yanlış söyleniyor demiştim, demez olaydım. Benzer düşünmeyelim, tepki de gösterin tamam da, abartmayın arkadaşlar.

Hangi mekan kasıcı hangisi rahat

Elele’ye yeniden yazmaya başladım. Bu kez daha dolu dolu, tam iki sayfa.

Bu ayki yazıda bir liste var, “Hangi mekanlar kasıcı hangi mekanlar rahat” diye.

Rahat edilen mekanlardan kastım şu: Hem daha çok eğlenmeye hem de yeni tanışmalara daha müsait mekanlar. Kitlesi, işletmesi, ambiyansı nedeniyle...

Kasıcı mekanlar ise daha az eğlenilen, daha çok poz yapılan, belki insanları, belki işletmesi, belki ambiyansı nedeniyle insanı olduğundan başka birine döndüren mekanlar...Tamamen gözlemlerimden yola çıkarak yaptığım bir liste oldu. ıtiraz eden olabilir. Ama kişisel listeler zaten her zaman itiraza açıktır.

Peki hangi mekan hangi tarafa dahil oldu?

Birkaç ipucu: Reina, Lucca, Marca ve Kitchenette Bebek kasıcı listesinde!

Otto Sofyalı, Babylon Lounge, 360 ve Corridor ise en rahatlar listesinde...

Şimdi düşündüm de daha çok mekan eklenebilirmiş.

Neyse işte, gerisi bu ayki Elele’de...