Eski dostlar dönmese daha mı iyiydi?

Eğer “And Just Like That”i izlemediyseniz, bu yazıyı okumayın. Çünkü ilk iki bölümü yayınlanan diziye dair bolca ipucu sağanağı var satır aralarında. Sonra kızmaca, beni darlamaca yok.

Haberin Devamı

İlk soru: Bu devam dizisine, yani “And Just Like That”e gerek var mıydı?
“Sex And the City” (SATC) bildiğimiz o eski bölümleriyle hafızalarımızda kalsa daha iyi değil miydi?
Yalan değil, pandeminin o ilk karantina günlerinde eski bölümleri arada bir izliyordum ve çoğu sahneyi bilmeme rağmen yine de dizi hâlâ eğlenceli geliyordu.
Ve gelelim “Gerek var mıydı?” sorusunun yanıtına:
Yeni dizinin ilk iki bölümünü izledikten sonra kararımı verdim, pek de gerek yokmuş!
Bu ikonik karakterler 30’larında, 40’larında kalsa daha iyiymiş.
Çünkü o karakterler dünyaya yeni bir şey sunuyordu.
Herkes onlar gibi olmaya, onlar gibi hissetmeye çalışıyordu.
Şimdi ise yeni dünyayı yakalamaya çalışan ezik birer üçlüye dönüşmüş “And Just Like That” kızları.
Carrie Instagram ve podcast’e tutunmuş. Instagram’ı sıkılarak yapıyor. Podcast’i de ona ait değil. Dahası, iki zıpır Z kuşağının tenis maçı gibi süren sohbeti sırasında sadece kıkırdamakla yetiniyor. Sonunda yeni nesil patronu onu uyarıyor: “Bizi yakalamalısın.” (Başka bir şey diyor da, buraya yazılmaz şimdi.)
Beyaz saçlarını boyatmayarak “olduğu gibi olmayı” seçen Miranda ise kafasındaki eski kalıplarla hareket ediyor ve “olduğu gibi olmayı” seçen rastalı saçlı kişinin aslında profesör olduğunu görünce şaşırıp yadırgıyor. Bir yanıyla evet, jenerasyon farklarının üzerinde dizi elbette duracaktı. Ama dizi bu konuda kendi karakterlerini hayli hırpalayıp tokatlamayı seçmiş.
Görünen o ki, “Che” karakteri ve rastalı profesör ilerleyen bölümlerde kalıcı olacak, çünkü dizi eski SATC fanlarının yanı sıra yeni jenerasyonu da ucundan yakalamak istiyor.
Umarım sırf bu “yakalama” uğruna bebekliğini bildiğiniz Brady’nin durmadan kız arkadaşıyla fingirdeme sahnelerine maruz kalmayız. Böylesi beş kat daha sıkıcı olabilir.

Haberin Devamı

Eski dostlar dönmese daha mı iyiydi


SAHTE SAHNE ÇEKMİŞLER

Bana kalırsa bir tek Samantha bu kadar geride kalmaz ve kendini güncellerdi. O da yok, malum. Bir de Big meselesi var tabii. Peloton marka olduğu gözümüze sürekli sokulan egzersiz bisikletinde ter akıttıktan sonra kalp krizi geçiriyor Big. Tüm SATC fanlarını üzen Big’in vedası aslında dizinin en ters köşe yanı.
Eğer bu da olmasaymış dizi üzerine bu kadar yazılıp çizilir miydi emin değilim.
Bu arada ilginç bir bilgi:
Ağustos ayında cenaze sahnesi çekildikten sonra bir de sahte cenaze sahnesi çekilip medyaya dağıtılmış. O sahte sahnelerde Mr. Big’in kendisi de özellikle görünmüş. Yapımcıların tüm derdi şuymuş: Hayranları şaşırtmak ve Mr. Big’in öldüğünü son ana dek gizleyebilmek...
Eğer bu şaşırtma işine devam ediliyorsa, Samantha da ilerleyen bölümlerden birinde görünecek demektir bu.

VE İŞTE BÖYLE...

Peki dizi şimdiki New York’a dair neler söylüyor?
İnsanların normal yaşamına hızlı ve mesafesiz bir şekilde döndüğünü... Selamlaşma yöntemleri konusunda hâlâ kararsız olduklarını...
Bir davette birini görmezlerse ilk akla gelen ihtimalin malum virüsten dolayı olabileceğini...
Fazla yeni bir şey söylemiyor aslında. Tıpkı “And Just Like That”in kendisi ve şimdilik hayli yavan, SATC ruhundan pek uzak hali gibi.

Haberin Devamı

Bir egzersiz bisikleti muamması

İlginç bir şey daha: Peloton egzersiz bisikleti dizide göründükten ve Big’in kalp krizine vesile olduktan sonra markanın hisseleri yüzde 16’dan fazla değer kaybetti.
Ama sonra pazar akşamı bir reklam yayınladı Peloton.
Reklamda Big’i oynayan Chris Noth ve dizide de görünen Peloton eğitmeni Jess King, bir şöminenin karşısında beraber oturuyorlar.
Arkalarında da malum egzersiz bisikleti. Reklamın sonu “Ve işte böyle, o yaşıyor” diye bitiyor.
Peloton, Ryan Reynolds’un sesinden şu özet mesajı da vermeyi ihmal etmiyor reklamında:
“Bisikletlerimiz onu öldürmedi, yaşam tarzı onun ölümünün muhtemel nedeni...”
Haliyle bu reklam sonrası kafalar karıştı.
New York Times’ın bir haberine bakılırsa Peloton diziyle ilgili herhangi bir resmi ürün yerleştirme anlaşmasına dahil olup olmadığını söylemeyi reddediyor.
Hollywood Reporter’a göre ise video Ryan Reynolds’ın pazarlama şirketi Maximum Effort tarafından yapıldı ve sadece 48 saatte hazırlandı.
Gerçek hangisi olursa olsun, sonuç değişmiyor:
Reklam filmi gayet zekiceydi.

Yazarın Tüm Yazıları