Paylaş
Çünkü gerçekten hiç olmamış. Mickey Rourke olma yolundalar, geçmiş olsun...
Ama esas sorun galiba erkeklerin kadınlar kadar estetik bilincine sahip olmamasında.
Estetik bilinci şu:
◊ Kadınlar estetik öncesi etraflarına sorup soruşturuyor. “Hangi doktor daha iyi? Nereye gitmeliyim?” diye.
◊ Estetik denilince sadece botoks akla geliyor. Oysa öyle değil. Yüze yapılan onlarca farklı işlem var. Kadınlar hepsini didik araştırıyor, hangisinin yüzlerine iyi geleceğinden emin olmak istiyor.
◊ Ah bir de estetik yaptırmak isteyen kadın 50’sine gelince başlamıyor operasyona. Ufak ufak 30’larında başlıyor.
◊ Ve estetik bilincinde son perde: Estetik oturana kadar kadınlar çok ışıklı ortamlara asla girmiyor.
Magazin çukuru
◊ GEÇMİŞ ZAMAN ORKİDELERİ
Geçmiş zaman magazini her daim daha seksi ve gizemli.
Bakınız, Bülent Ersoy’un Zeki Müren’le ilgili anılarını anlatmasıyla tekrar o günlere geri dönüldü.
“Abla” Müzeyyen Senar “enişte”yi ortaya çıkarmış, Zeki Müren, Ersoy’a “Japon orkidesi” diyormuş, Zeki Bey çok acımasızmış filan filan...
Bülent Ersoy o dönemi deşmeyi belli ki sevdi, son olarak da morgda Zeki Müren’i ziyaret ettiğini söyledi.
Birtakım lüzumsuz ayrıntılar eşliğinde...
Hani 80’lerin ortası Türkiye’sinde olsaydık, her ikisi de böyle şeyleri sadece kulislerde ya da karşılaştıkları kulüplerde birbirilerine söyler, geçerlerdi.
Dışarıya karşı kibarlıklarını yine korur ve biz de “halk” olarak hiçbir şey bilmezdik. Şimdi biliyoruz.
Hangisi daha iyi çözemedim.
◊ COŞACAK BİR DURUM YOK
Didem Soydan’ın aylar önce katıldığı bir Melis İşiten talk show’u var, YouTube tünellerinde. Orada söylediği sözler aniden konuşulmaya başlanmış.
Programı açıp izledim. Baştan sonra akışta izleyince Didem’in söyledikleri, Melis’in sorduğu sorular gayet samimi ve eğlenceli geldi bana.
“Bunu bir erkek söyleseydi, neler derdik” diye coşacak bir durum pek yok yani...
◊ “SEN AĞLAMA, DAYANAMAM...”
Sinan Akçıl, “Hande’yle bir zamanların Sezen ve Onno’suyduk” demiş bir röportajında.
Yaşanan ilişki bakımından bilemem ama insan Onno Tunç’la Sezen Aksu’nun üretimlerine, halen dön dolaş dinlenen onca yıllanmış şarkılarına bakıp bu benzetmeyi yapmaz en azından...
Paylaş