Paylaş
Amaçları şu: Çevre sorunları konusunda hiçbir şey yapmamak yerine bir şey yapmaya çalışan insanları, kurumları ön plana çıkartmak ve pozitif bir hareket yaratmak...
Böyle bir medya olabilir mi? Oldu bile! İngiltere çıkışlı Going Green Media.
Onları bir süredir instagram ve YouTube kanallarından takip ediyordum.
Şimdiye kadar İspanya, Singapur, Endonezya, İngiltere ve Danimarka gibi ülkelerdeki sürdürülebilir projeleri çektiler. Going Green’in kurucuları iki genç sevgili, Ben Brown ve Ciara Doyle. Hikâyelerini Ben anlatıyor...
BİR EKO-POZİTİFLİK KAYNAĞI
* Yola çıkarken motivasyonunuz neydi?
- Tüm olanlar bizim için gerçekten domino etkisiydi. Mimarlık okudum ve 2019’da vegan oldum. Ciara ise çok daha önce vegan olmuş ve Florida’da doğayla çevrili bir yerde büyümüş. Dolayısıyla kendiliğinden hayvansal tarımın iklim değişikliği üzerindeki zararlı etkilerini öğrenmeye yönelmiştik.
Going Green olarak olumlu bir ses olmak istedik. Dünyanın kasvetli gidişatına odaklanmak yerine küresel olarak ya da sadece kendi içlerinde bir fark yaratmak için ellerinden gelenin en iyisini yapan insanlar olduğu gerçeğini vurgulamak istedik.
Going Green’i bir eko-pozitiflik kaynağı yapmak istiyoruz.
◊ Ana akım medyanın aksine ilham veren, çözüm üreten proje ve insanlara odaklanıyorsunuz. Çözüm üretenler sizce yeterli mi?
- Dünya bu inanılmaz yolculukta gerçekten daha yolun başında. Gidecek uzun bir yol var! Tanıştığımız birçok insan ve çektiğimiz yeşil projeler, çevre dostu bir geleceğin öncüleri.
GEZEGENE YARDIM ETMEK BUNLARLA SINIRLI DEĞİL
* Sürdürülebilirlik son yıllarda o kadar çok kullanıldı ki, bazı markaların bu kavramı kullanarak kendilerini çevreci göstermeye başladığını düşünüyorum. Ne dersiniz?
- Sürdürülebilir ürünlerin ve moda sözcüklerin popülaritesindeki artışın artı ve eksisi var. Bundan yararlanmak isteyen kâra aç şirketler her zaman olacak. Ürünlerinin üretim süreci ve satışının çevreyi nasıl etkilediğine dair önemli bir değişiklik yapmadan çevre dostu olarak kendini etiketleyen markalar ise gerçekten en kötüsü!
“Sürdürülebilir” ya da “çözünebilir” ürünlerini tanıtmamızı isteyen şirketler bize de sıkça yazıyor. Ama gezegene yardımcı olamayacaklarını anlamak için web siteleri ve sosyal kanallarına hızlıca bir göz atmak yeterli.
Çünkü gezegene yardım etmek sadece bir ürünün plastik içermemesi ya da bitki bazlı olmasıyla sınırlı değil.
Yanı sıra o şirketin çalışanlarına nasıl davrandığı, ürün için ham madde sağlayan kişilere ne kadar değer verdiği de önemli. Tüm bunlara bakıyoruz.
Merakla beklenen gala gecesi
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) 24 Mayıs salı akşamı Four Seasons Otel’de gerçekleştireceği 50. yıl galası bir süredir sanat dünyasının gündeminde.
İKSV’ye ve Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’na önümüzdeki yıllarda kaynak yaratmak amacıyla gerçekleştirilen gecede -benzer gecelerde olduğu gibi- masalar haftalar öncesinden satışa çıkarılmıştı.
Ayrıca o gece ünlü müzayede evi Christie’s, daha önce Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’nda işleri sergilenmiş sanatçılarımızın eserlerinin yer alacağı bir destek yarışı yapacak. Bu arada İKSV’nin 50. yıl kutlamaları sadece bu özel yardım gecesiyle sınırlı değil.
Herkese açık olacak esas 50. yıl kutlaması 5 Haziran’da Tersane İstanbul’da, Borusan Filarmoni Orkestrası’nın konserinin yer alacağı geceyle taçlanacak.
Projeler, yenilikler...
* ÇILGIN... El Salvador Başkanı Nayib Bukele’nin açıkladığı Bitcoin City en yeni global çılgın projelerden biri. Ülkenin güneyindeki bir yanardağın kenarında yükselmesi planlanan, kripto para destekli şehrin tasarımları geçtiğimiz günlerde gün ışığına çıktı. Dairesel tasarıma sahip Bitcoin City, bitcoin madenciliği için de kullanılacakmış.
* FETHİYE’DEN SONRA BODRUM... Yılların klasiği Fethide Hillside Beach Club, Bodrum’a açılıyor. Çalışmalar başladı. Açılış tarihi 2024. Lokasyon ise Gündoğan.
* YENİ YERİNDE...
Bodrum’da yenilikler bitmiyor. Geçen yıl Yalıkavak’ta Blue Topaz’ın olduğu yerde bu yıl Mandarin’den tanıdığımız Kai Beach açılıyor.
Paylaş