Detoksgillerin son ünlüsü: Halit Ergenç

Ajda Pekkan konserinde karşılaştık Halit Ergenç ve eşi Gizem’le.

Bundan bir-iki ay önce de City Zen’deki pilates dersinde karşılaşmıştık ikisiyle.

Aynı hocadan ders alıyorduk.

Meğer onlar da bir ay ara vermiş derslere, oraya buraya gitmekten. Benim gibi.

Ama pilates boşluğunda Halit boş durmamış, bu kez detoks yapmış.

Hiçbir şey yemeden bir hafta boyunca sadece sebzeli su içmiş. "Tuhaf bir şekilde hiç acıkmadım" dedi Halit. Ne yalan söylemeli, özendim. Yapsam mı acaba?

Halit’in üzerinde ekstra bir detoks huzuru/fitliği vardı çünkü, anlatılır gibi değil.

Bir dahaki karşılaşmada Halit’ten bir haftalık detoks menüsünü (ya da olmayan menüyü mü demeliyim?) alıp size de ulaştıracağım, söz.

Yoksa ha babam ye iç, toksin çukurları yarat bünyede, nereye kadar?

Dereden tepeden

n Gazetelere her gün bir başka sevişgen karesi düşen "Avrupalı" adlı film, Türk Sineması’nın "Parçala Behçet", "Kartal Pendik Gittik Geldik" tarzı kötü erotik filmler yaptığı dönemden fırlamış gibi görünüyor. Çünkü her karesinde ayrı bir anti erotik pespayelik akıyor bu filmin.

İzlemeye bile gerek yok yani... Ayrıca Cem Davran’ın göğüs kıllarıyla neredeyse akraba olmak üzereyiz bu filmin basına zıp zırt düşen kareleri yüzünden. Reva mı bu?

n Simpsons’ların filmi şahane. Bart’la Homer’ın esprileri ve Başkan Arnold’a dikkat! Filmin çevreci mesajı da çok gerçekçi ve sıkmayan türden. Klimalı sinema salonunda iyi geliyor Simpsons’ların neşesi, gidiniz. Harry Potter sıkıcı geldi bana mesela...

n "Ajda Diskoda" konseri 1 Eylül’de Kuruçeşme Arena’da tekrar yapılacak. Kaçıranlar mutlaka gitmeli. Açıkhava’dakine gidenler ise Arena’yı ıskalamamalı. Çünkü Açıkhava’daki hatalar tekrarlanmayacak. O kötü dansçılar yerine yenileri gelecek. Herkes konseri ayakta izleyeceği için rahatça hoplanıp zıplanacak. Açıkhava’daki gibi uslu uslu oturulmayacak.

Ama en önemlisi Ajda yine ışıl ışıl parlayacak. Daha ne olsun?

n Ajda konseri demişken bir düzeltme: Pazartesi günkü Açıkhava konserinin ses sistemini Midas değil, Park kurmuş...

n Helin Avşar’dan yola çıkarak "Kadın niye tuvalette sevişsin" demiş Balçiçek Pamir, "Evdeki odalar torbaya mı girdi?" İyi de, eğer kafa bir dünyaysa, bir de insanın canı sevişmek istiyorsa bunu kadın da yapar erkek de... Nedir bu ayrımcılık?

Üstelik bu fantezi canavarı, insanı ha beş yıldızlı otel tuvaletinde yakalar ha mantıcı tuvaletinde, ne fark eder?

Özetle: Karışmayalım canım Helin’lere, bırakalım sevişsinler. Nedir bu "odalarda ışıksızım" edebiyatı, sevişmenin üzerine yorgan gibi örtülen...

Dahası: Malum George Michael şarkısındaki gibi, "let’s go outside" aslında, tuvalet ne ki?

Tuvaletlerin sorumlusu Şehir Tiyatroları

Harbiye Açıkhava tuvaletlerinin rezilliği üzerine yazdıktan sonra "Neden burada konser yapan BKM, Avea ya da Most bir şıklık yapıp tuvaletleri revize etmez" demiştim.

BKM’ciler ses verdi. Açıkhava’nın Şehir Tiyatroları’na bağlı olduğunu ve oradaki büfe/tuvalet/kulis gibi birimlerin onların sorumluluğuna girdiğini söylediler.

Haksız da değiller, bir gecelik konserin kira bedeli 26 bin YTL’ymiş.

Yani Şehir Tiyatroları konser gelirleriyle o tuvaletlere haydi haydi çekidüzen verir.

Ama vizyon meselesi işte. "Nasıl olsa halk öyle de kullanıyor, bize ne" diyorlardır eminim.
Yazarın Tüm Yazıları