RİNGTE DÖVÜŞEN DANSÇILARIN OLDUĞU KULÜPTarihi Elhamra Sineması iki-üç ay önce iddialı bir kulüp olarak gece hayatına kazandırılmış, ama pek ilgi görmemişti. Nitekim çok geçmeden mekan kapandı.
Elhamra unutulmaya yüz tutmuşken, hafta sonu kapılarını yeniden açtığı haberi geldi.
Bu kez adı Elhamra değil, Club 3 olmuştu. En önemlisi de üstüne basa basa Club 3’ün gay kulüp olduğu belirtiliyordu. Malum, bu tür kulüplere eskiden beri marjinal kulüp der geçilir, vurgu yapılmaz pek. Birileri devrin değiştiğini anlamış olacak ki, apaçık belli etmiş mekanın kimliğini.
Cumartesi gecesi Ghetto’da sahne alan New York’lu şahane grup Brazilian Girls’ün performansı üstüne uğradım Club 3’e, "Nasıl olmuş" diye. Ve bir sürprizle karşılaştım: Tarihi mekanın tam ortasına kocaman bir boks ringi koymuşlar! "Hadi bakalım, kim dövüşecek bu ringte" diye sordum standlarına tünediğim evli, çocuk sahibi arkadaşlarıma.
Onlar mekana erken geldiği için ilk şovu izlemişler. "Az sonra ikincisi başlıyor" dediler, "Bekle".
Kısa bekleyiş sonrası ringe üç tane yarı çıplak erkek dansçı çıktı.
Ve dövüşür gibi dans etmeye başladılar.
Mekanın esas esprisi buymuş meğer.
Hatta yakında gerçek dövüşçüleri çıkartacakmış mekan sahipleri.
O gece orada bulunan gay’lerin ve kadın arkadaşlarının şova gösterdiği ilgiden yola çıkarak şöyle denilebilir mi acaba: Sertlik yeni arzu nesnesi!
O halde Demet Akalın’ın iki tokatı mazur görülebilir mi acaba? Yine de tabii karar sizin!
BURASI NERESİ? HARLEM Mİ?
n İyice vampirleştiğimin resimaltıdır: Tamamen, "Sabah 10’a kadar açık bir yer biliyorum" diyen arkadaşımın yarattığı merak tsunamisi sonucu, (yine) cumartesi sabaha karşı kendimi İstiklal Caddesi’nin arka sokaklarındaki Keys’de buldum.
Burası İstanbul’da yaşayan siyahların gittiği bir kulüpmüş meğer.
İçeri girer girmez, "Herhalde Türkiye’de değiliz, burası da Harlem" dedim kendi kendime.
Habire Bob Marley, bazen de r&b çalıyordu mekanda. Ortam acayip salaştı. Ama ne yalan söylemeli, bir yandan da eğlenceliydi. Gitmeye niyetlenirseniz, bence yalnız gitmeyin.
Hem kendinizi çok fazla beyaz hissedersiniz hem de ne bileyim, güvenli olmayabilir yalnız gitmek.
MİSTER TATLISES: VAN, TUU, TİRİİİ, FOROO!
n Evet herkes birbirine itiraf etsin, utanacak bir şey yok. Çünkü son günlerin en eğlenceli remiksi bu: İbrahim Tatlıses’in söylediği "Ağrı Dağı’nın Eteğinde".
Her yerde, özellikle de Cahide’de durmadan çalıyor. Nitekim Bay Tatlıses’in, "Vann, tuu, tirii, foroo" diye bağırdığı bölüme kopmamak elde değil.
EN SON HANGİ MEKAN KURŞUNLANDI?
n Çok popüler olan her mekanın kaderi bir gece ansızın kurşunlanmak mıdır acaba? Bakınız, iki hafta önce Dans’ın kapısında böylesi bir olay oldu.
Hatta bir arkadaşım tam taksiye binerken kafasından teğet geçmiş serseri kurşunlar. Mekan adına üzüldüm, hak etmiyorlar çünkü. O yüzden: Moral bozmadan dansa devam...
DÜET YAPALIM AYŞE’CİM!
n Günaydın’ın "hayatın içinden" yazarı sevgili Ayşe Özyılmazel, "Kırk Aşk Şarkısı" cd’si içine konuşlanan "Gidenlerden" şarkımı beğenmiş, hatta "Hande Yener’in yeni tarzına yakın bir havada, hatta ona sekiz çekecek kadar iyi" demiş. Valla kızardım bozardım, çok bahtiyar oldum.
Sağol Ayşe, birlikte düet yapmaya ne dersin? Malum, son günlerin modası bu!
EMRE NY ŞİMDİ DE SİDNEY’DE
n Ankara yıllarından beri tanıdığım, epeydir New York’ta yaşayan tasarımcı Emre Ertürk’ten yeni haberler var. Ertürk, çanta/aksesuvar markası Emre NY’u Sidney’e transfer etmiş olmanın heyecanı içinde. Sidney’de yaşayan, Avustralya’nın en ünlü mankeni Jacqueline Beeston’ın (yandaki hatun) Mart başında açtığı mağazada Emre NY ürünleri satılmaya başlanmış bile.
Sidney’deki mağazada Emre’nin Avusturalyalı ünlü yıldızlara ithafen hazırladığı tasarımlar da satılıyormuş. Mesela Nicole Kidman ve Kylie Minouge.
Bu arada Emre’nin yarın akşam Hüni Parquet için yaptığı tasarımlar için özel bir partisi de var.