Paylaş
Şimdi dönem değişti, “Arkadaşlar kanalıma hoş geldiniz”ler bitti.
Şu an herkes konuşuyor. Birbirine konuk oluyor. Herkes ‘talk şovcu’.
Durum belli:
Hem ünlüsü hem ünsüzü hem yarı ve çeyrek ünlüsü artık konuşmak istiyor.
Bol kahkahalı, bazen neye gülündüğü belli olmayan, azıcık sivri laf edildi mi “Ay bu da ağzımdam kaçıverdi” denilen, “Burada çok özgürüz” hissiyle hareket edilen ama günün sonunda ilişki/partner konularında filan “özgür kız, özgür adam” çıkışları yapılabilen, vır vır dır dır konuşmalar balonu...
Tüm bu konuşma balonlarının arasında tek kişilik talk şov yapanlar da var elbet.
Mesela bilim içerikli kanalıyla Barış Özcan. Öyle özeniyor ve herkes ne dediğini anlasın diye çırpınıyor ki, emeği övgüye değer.
Özcan’ı izlediğim zaman gerçekten bir şey öğreniyorum.
Ya da Semiramis Pekkan gibi, yıllarca uzak bir galakside yaşadığını sandığımız ama konuşup saçıldıkça “Ya ne tatlıymış” dediklerimiz var mesela.
Her sabah aynı pozitiflikle kalkan, egzersizini asla aksatmayan, “Neyi seçerseniz hayatınız öyle geçer çocuklar” nasihatini ede ede hepimizi Gstaad’da (Güneybatı İsviçre’de bir köy) yaşamaya motive eden Semiramis Pekkan da içinde yıllardır gizli kalmış konuşma balonlarını kanalı aracılığıyla takipçilerine boca etmeyi sevdi nihayetinde.
Çok konuşmalı YouTube kanallarını asla önyargılamıyorum, ama onları gördükçe de susasım filan geliyor.
Mecburi spor
Şu dönemin mecburi sporlarından biri:
Ev sahibiysen kiracıyla, kiracıysan ev sahibiyle sürekli bir harp halinde olma durumu.
Kimisi davalık, kimisi anlaşmaya çalışıyor, kimisi yeni ev bakıyor ama ne evler uyuyor ne de yüksek kiralar.
Önceki gün ben de birkaç ev baktım.
Hem istenilen fiyat hem de o fiyat
karşısında
gösterilen evin ultra bakımsızlığı karşısında zaten içten içe bildiğim şu gerçeğe yüzüncü kez ikna oldum:
Bu şehir bizi evsiz bırakmaya çalışıyor.
Yeni bir mekân
Bir güzel haber: Şef Sara Tabrizi, Yeniköy’de restoran açmış: Limu.
En kısa zamanda gidip göreceğim.
Bazen güzel şeyler de oluyor böyle işte.
Paylaş