Cinayet öncesi mutluluk pozu

Çiftin beraber çekilmiş fotoğraflarına bakınca insan ister istemez irkiliyor.

Neden?

Tabii ki şundan: 18’lik Münevver’le 17’lik Cem gayet mutlu, gayet genç, gayet “her şey tıkırında” pozu vermişler fotoğrafta.

İkisi de öyle nefis gülümsemişler ki, birinin diğerini öldürmesi, öldürmekle yetinmeyip kafasını vücudundan ayırmakla uğraşması ve gitar kılıfına tıkıştırması olasılığı irkiltiyor insanı. Düşünemiyor, “yok canım” oluyor.

İrkilten bir başka şey de, hali vakti yerinde bu gençlerin birini öldürmek için nasıl bir sebepleri olabileceği...

Türk tipi aşırı kıskançlık mı? Filmlerden aşina olduğumuz sadece ve sadece sadistçe adam öldürme zevki mi?

Ya da aslında hiçbir neden yok, “nedensiz cinayetler” dönemine biz de girdik. Funny Games’teki yumurtacı çocuklar misali..

Öte yandan, iki sevgilinin “Sevgililer Günü Katliamı” filmine gitmeleri çok da işe yarar bir bilgi değil.

O zaman şu meşhur “Hostel” filmini izleyenlerin de zevk için adam öldürmeleri gerekirdi. (O ne iğrenç filmdir hakikaten. Geçenlerde
Digitürk’te rastgeldim, asabım bozuldu.)

Ya da “Testere” filmini izleyenin önüne geleni “oyuna” tabi tutması...

İster çok nedenli ister sıfır nedensiz, bu cinayet soruşturmasının nasıl sonuçlanacağını çok merak ediyorum.
Yeni gelen neslin nasıl bir kafa yapısına sahip olduğunu anlamak adına...

Şimdi konuşulan...

Facebook’un tasarımının habire değiştirilmesi... Ben kıl oluyorum zırt pırt tasarımla oynamalarına. Tasarım konusunda muhafazakarım, o kadar. Neyse, yeni tasarım önümüzdeki hafta aktif olacakmış.

Bu arada, Facebook bazı insanlar için ne kadar önemli. Sırf listemden sildim diye “Aşkolsun, niye ignore edildim” mesajları aldığımı biliyorum. Bu kadar önemsemeyin Facebook’u, delirtmeyin adamı...

Vedat Özdemiroğlu’nun oynadığı Flexi Card reklamı... Benim son günlerdeki favorim.

Hani bir komşu taşınıyor Vedat’ın apartmanına. Vedat da komşuya “Söyle bakalım bir yudum insan” diyor ya, o reklam.
Reklam iyi hoş da, Flexi’ciler şunun farkında mı bilemiyorum; Flexi Card kullanan kişiyi fena halde bozuyor Vedat.

Ayrıca Flexi kullanan genç öyle salak bir karakter olarak çizilmiş ki, reklamın bu kredi kartına pozitif katkısı olduğundan şüpheliyim.
Coldplay konseri.... Henüz netleşmedi ama şimdiden sevenlerine çıtlatmalı, ki hazır olsunlar.

Temmuz ayında Coldplay gelebilir İstanbul’a. Grupla son görüşmeler yapılıyor şu günlerde.

Pazartesi günü Maslak TıM’de yapılacak Güldünya şarkıları konseri... Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Emel Müftüoğlu, Aynur, Aylin Aslım, şebnem Ferah, şevval Sam, Rojin ve Funda Arar’ın “Güldünya” albümünde seslendirdikleri şarkılarla sahne alacakları, ayrıca çeşitli sürprizlere gebe konserin tüm geliri “Aile ıçi şiddet Acil Yardım Hattı”na bağışlanacak.

Hem yardıma bir nebze katkıda bulunmak hem de bunca iyi kadın vokali bir arada dinlemek şansına erişmek için bir an önce bilet alın derim. Biletler, biletix’te satılıyor.

Monte Carlo’dan...

An itibariyle Monte Carlo’ya ayak bastım, bu yazıyı da Monte Carlo Bay Oteli’nden yazıyorum.
Bilgisayarım az önce iflas etti, çalışmıyor. Haliyle bu yazı emanet bir bilgisayarda yazılıyor.
Panikten, “bilgisayara ne oldu böyle” demekten, Monte Carlo’ya alıcı gözle bakamadım bile.
Dikkatimi şimdilik en çok çeken, otele gelene kadar içinden geçtiğimiz tüneller oldu.
Neredeyse bütün tepeleri delmişler. Bir tünelden çıkıp diğerine giriyorsunuz, bitmiyor yani. Tünellerin etrafındaki bitkiler, çevre düzenlemeleri bile öyle özenli ki, ister istemez aklıma ıstanbul’da hali hazırda yapımı süren tüneller geldi.
Bittiğinde estetikten yoksun, şehrin dokusuna uyumsuz tüneller ve tünel çıkışları mı göreceğiz yoksa tam tersi mi?
NOT: Kalan MC izlenimleri elbette pazartesiye...