Paylaş
Dolayısıyla filmin dili Türkçe, Fransızca değil.
Kısacası, dillerine düşkün Fransızlar için bu bir ilk!
Esas ilginç detay ise filmin bir sahnesinde Bülent Arınç’ın 28 Temmuz 2014’te, Bursa’daki bir bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmanın verilmesi.
Bu sahnede Arınç’ın sureti yok, sadece sesi var.
“Hangi konuşmaydı o?” diyecek olursanız, birkaç cümle yazarsam sanırım hepiniz hatırlayacaksınız:
“... Nerede o yüzüne baktığımız zaman yüzü hafifçe kızaran, boynunu öne eğecek, gözünü bizden kaçırabilecek iffet sembolü, haya sembolü kızlarımız? Erkek de zampara olmayacak. Eşine bağlı olacak. Çocuklarını sevecek. Kadın ise o da iffetli olacak. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak. Bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak, iffetini koruyacak.”
Arınç’ın bu konuşmasını büyükanneleriyle beraber dinliyor filmin yetim beş kız kardeşi.
Ortamda sessizlik, sadece Arınç’ın nasihat veren sesi...
Peki yönetmen bu konuşmaya neden filmde yer vermiş?
Filmin konusuyla direkt bağlantılı olduğu için...
Filmdeki kızlar özgür olmak, kendilerini ifade etmek istedikçe toplumun tüm yetişkinleri üzerlerine üzerlerine geldiği ve evlendirmekten başka bir şey yapmadığı için...
Eğer Mustang, yabancı dilde en iyi Oscar adayları arasına girerse, hatta Oscar alırsa bu konuşmanın yer aldığı sahne daha çok insana ulaşmış olacak.
Yani konuşma da Oscar’dan nasibini alacak.
Kısacası Nobel’den sonra bir de “Bu Oscar da neymiş?” çemkirmesine hazır olun derim.
Peki Mustang film olarak nasıl?
* Beş kız kardeşi oynayan oyuncular o kadar doğal ki, film izliyor gibi olmuyorsun. Sanki yönetmen kamerayı onların arasında gezdirmiş ve sonra sade bir şekilde montajlamış gibi.
* Bu doğallık aynı zamanda filmin dili olmuş. Yaşanan drama karşın film ağırlaşmıyor, ajitasyon yapmıyor.
* Ancak bazı sahnelerde “Bu kadar da olmaz” diyorsun, “Fazla abartılı mı ne?”
Oysa taşrada filmde anlatılan şeyler hâlâ yaşanıyor.
Dahası, yönetmen de söylüyor: Filmde anlattıklarımın bir kısmı yaşadıklarım bir kısmı duyduklarımdan oluştu diye...
* Lakin anlatılan şeyler yeni değil, filmin kendisi de unutulmaz kategorisine pek girmez. Ama Mustang samimi bir yapım. En önemlisi o. Finali de umutlu.
* Film, Fransa’nın Oscar adayı olduğu için akıllara gelecek ilk klişe soru belli: “Türkiye’nin imajına leke sürer mi?”
Hani konu komşu gelirse diye hazırlanan, her daim pırıl pırıl, koltuklarının üzeri tozlanmasın diye örtülü misafir odaları vardır ya.
Bu sorunun yanıtı da o misafir odaları gibi.
İmajımızı pırıl pırıl tutmaya çalışıyoruz ama olmuyor işte. Evimizin içinde yaşananlar çok da pırıl şeyler değil. Konu komşu da bunun gayet farkında.
Bir tek biz çırpınıyor, deliriyoruz böyle filmler çıktıkça.
Şehirde neler yükselişte
* MEKÂN... Fenix’ten ayrılan Aliye Turagay’ın açtığı çiğ beslenme ürünleri satan Raw Atelier...
* SPOR... Spor hocalarının üyelikli salonlardan birer ikişer ayrılıp kendi butik salonlarını kurması...
Bu salonlarda spor hocasından randevu alarak birebir çalışma lüksü...
* ORGANİZASYON... Şehrin gözde simalarını popüler bir mekânda bir araya getiren, asıl amacı yine sosyalleşmek olan ‘talk’, yani konuşma organizasyonları...
Bir tür mekânlarda talk show dönemi başladı diyebiliriz. Geçtiğimiz günlerde Morini’de böyle bir şey yapıldı, bugün de Cecconi’s’te Fashion Lunch adı altında modacı Zeynep Tosun’la söyleşi var.
(17-24 Ekim tarihleri arasında)
İstanbul Popüler Mekân Top 10
1. Mitte / Karaköy (3)
2. Cecconi’s / Tepebaşı / (2)
3. Pizza Emirgan / Emirgan (1)
4. Goya / Karaköy (5)
5. Mükellef / Karaköy (4)
6. Fenix / Etiler (7)
7. Morini / Zorlu (10)
8. Fosil / Karaköy (8)
9. Downstairs / Soho House (-)
10. Babylon Bomonti / Bomonti (6)
Paylaş