Bu yazın yeni şeyleri

Geçen yazlar olsa en çok okunanların başında gelirdi Berrak’ın şezlong sefası, Ayşe’nin düğünü-boşanması, Gülben’in mayolu pozu ya da başka bir ünlü muhteremin tuhaf/eğlenceli/skandal mevzusu...
Bu yaz ise farklı. Gezi sayesinde ülke gündemi gün be gün değil, neredeyse saniye saniye takip ediliyor.
Olan bitene anında yorum yapılıyor.
Ya direkt protesto ediliyor ya da tavır alınıyor.
Düne kadar isimlerini dahi bilmediğimiz figürler artık sürekli dillerde.
Mesela Vali Mutlu onların en başında geliyor.
Attığı tivitlerden pudrasına kadar yakın takipte.
Yanı sıra eleştiri odağında.
Normalde bu kadar ilgilenilmeyecek olan Mısır’daki olayların tüm kahramanlarının isimleri de hafızalara kazınmış durumda.
Kısacası bu yazın magazini her yönüyle politika.
“Magazin haberi her zaman çok okunur” şeklindeki genellemenin altüst olduğu bir yazdayız.
-YENİ TAT: Mabel Matiz’in sesi
Aslında Mabel Matiz bu yaz ortaya çıkmadı.
Geçen yaz da vardı. Ama işte her şeyin bir kaderi var ya, Mabel’in geniş kitleler tarafından sevilmesi bu yaza denk geldi.
Kaderin bu cilvesinde elbette Aysel Gürel’in parmağı da var.
“Sultan Süleyman” ile Aysel Gürel’e saygı albümünün tek parlayanı oldu Mabel.
Ve şimdi kendi albümünden Zor Değil ile yine listelerde en çok dinlenenler arasında.
-YENİ DAVRANIŞ: Uzaktan değil yakından
Geçen yazlarda kimse kendisinden farklı olanla bu kadar yakın durmamış, hatta onunla beraber yan yana olmamıştı.
Bu yazın yeni davranış biçimi ise bu:
Kendinden farklı olanı endişeli bir şekilde merak etme hali bitti.
Tam aksine, “Endişe edecek bir şey yokmuş, meğer çok da ortak yönümüz varmış” hissiyatı aldı yürüdü.
-YENİ ENDİŞE: Tatili paylaşsam ne derler
Geçen yazlarda herhalde kimse Facebook’una, “Bilmem ne plajında denize girdim, akşam da şu barda eğlendim” şeklindeki ıvır zıvır bildirimini yazarken bu kadar çok düşünmemiş, bu denli endişe etmemişti.
Çünkü bu yaz sosyal medyada böyle gizli bir baskı da oluştu.
Kimisi akıp giden sert gündemde böylesi post’ların çok fena kaçtığını savundu; hatta plaj, bikini, eğlence paylaşanları arkadaşlık listesinden direkt aforoz etti.
Kimisi de bunun başka türlü bir mahalle baskısı olduğunu söyleyip “yapmayın arkadaşlar” diye dert yandı.
-YENİ ŞEHİR ZORBASI: Palalılar
İlki İstanbul’da ortaya çıktı. Önce salıverildi.
Aradan günler geçtikten sonra ise yakalanma kararı çıktı.
Oysa çok geçmeden Ankara’da bir türü daha ortaya çıkmıştı bile. Bu yaz şehirlerde yeni zorbalarla tanıştık.
Sokaklarda güvenli bir şekilde ona buna saldırışları hâlâ belleğimizde.

İstanbul’da çok esen mekan arıyorsan

-İstiklal’in ortasındaki Mama Shelter Oteli’nin terasına çık. Gerçi burası da bazen fazla esiyor, hatta salatandaki otlar uçuşacak gibi oluyor, ama olsun. Rüzgar güzeldir.
-Metroya bin. İstanbul’un en serin yeraltı noktası.
-Boğaz tarafında, mesela Rumelihisarı’nda takıl. Garantili bir püfür püfür nokta. 
- Parkorman’da akşamları denk gelirsen konsere git. Ormanın dibi olduğu için şehir içinden daha düşük sıcaklığı, kesin bilgi.
-Asmalımescit’te Balkon diye bir mekan var. En son gittiğimde orası da güzel esiyordu.