Bu dönemde en çok...

“Evde kal” çağrılarıyla başlayan, kendimizi evlerde izole ettiğimiz sürecin üçüncü haftasına giriyoruz. Peki bu süreçte neler öne çıktı, nelere tutunduk, nelerden sıkıldık? İşte gözlemlediğim şeyler...

Haberin Devamı

ONLINE ALIŞVERİŞE DOYDUK
“Senin siparişin kaç günde geldi?” Hepimizin birbirine sorduğu soru buydu. Büyük marketlerin aplikasyonları, onların yanı sıra çeşitli uygulamalar derken sağımız solumuz online sipariş oldu. Sadece market değil. Spor yapmak için dambıl sipariş eden de vardı. Kitap sipariş eden de.
 HİJYEN TUTKUNU OLDUK
Marketten gelenleri temizle, dışarı çıktığında kıyafetlerini/ayakkabılarını havalandır derken hijyen tutkunu olduk. Eş, dost, aileyle yapılan konuşmaların yüzde doksanı hijyen üzerine oldu.
 ‘HOUSEPARTY’YE TUTUNDUK
İş toplantılarını Zoom’dan yapmayı sürdürdük ama Houseparty arkadaş gruplarının karantina günlerindeki gözdesi oldu. Hatta geçtiğimiz cuma yazmıştım. Sadece arkadaşlarla görüşmenin değil, online flörtlerin de yeni adresi oldu Houseparty.
 ‘GELECEK NASIL OLACAK?’ DEDİK
Korona sonrası hayatımızın nasıl olacağını merak ettik. Önce komplo teorisi videolarına sardık, sonra felsefecilerin/sosyologların söylediklerine kulak kesildik. Dünyanın geleceğinin nasıl olacağına dair bu kadar kafa yorduğumuz bir dönem eminim olmamıştı.
DİZİ VE FİLM TAVSİYELERİNDE BOĞULDUK
“Ne izliyorsun?” bu dönemde sorulan sorulardan biri de buydu. Bazıları hiçbir dizi ya da filme odaklanamadı. Bazıları da tam aksine peş peşe dizi ve film tüketti.
AŞÇILAR VE SPOR HOCALARINI TAKİP ETTİK
Yapabileceğimiz yemekleri tarif eden aşçıları ve ücretsiz online ders veren spor eğitmenlerini sıkı takibe aldık, dedikleri her şeyi uygulamaya kalktık.
BUNLARDAN SIKILDIK...
Sürekli evde olduğumuz için evdeki alarm sistemine lüzumsuzluğundan, Instagram’da herkesin arkadaşıyla canlı yayın yapmaya başlamasından, markaların ‘sosyal mesafe’yi öne çıkaran ama kimsenin dönüp bakmadığı yeni logolarından, anne babanızı aradığınızda karşınıza önce Hülya Avşar ya da Murat Boz çıkmasından...

Haberin Devamı

Şarkı güzel, bir de
o mesaj olmasaydı...

Hande Yener hoş bir sürpriz yaptı, kariyerinin 20’nci yılı için hazırladığı albümden “Pencere” adlı şarkıyı yayınladı.
“Pencere”, Hande Yener’in “Apayrı” albümündeki dönemini anımsatan, o günlere selam çakan, dinledikçe insanı saran bir şarkı.
Ama keşke Yener, özünde bir aşk hikayesi anlatan şarkının birkaç dizesinden yola çıkarak zoraki duran, fazla iddialı olan şu mesajı vermeseydi:
“Pencere, sözleri ve klibiyle günümüzü, hissettiklerimizi, değişen dünya düzenini ifade ediyor.”
Şarkıda değişen dünya düzenine (!) dair söylendiği belirtilen dizeler de şunlar:
“Hani dünya bize dönüyordu, biz kaybediyorduk, hani hayat yüzümüze gülüyordu, bunu kim uydurdu?”

Haberin Devamı

Bitki bakımı önerileri
Kelebek’te her gün şahane kitap, film ve egzersiz önerileri veriliyor ama bir eksik var:
Bitki bakımı.
Onu da bir bitki delisi olarak ben üstleneyim.
Bugünden itibaren hem benden hem de başka bitkiseverlerden öneriler gelecek.
İlk öneri demeti, ürettiği tasarım beton saksılarına bayıldığım Gron Atölye markasının sahibi Aykut Diricanlı’dan...
Kaktüs tutkunu Aykut’un tavsiyeleri şöyle:
◊ Sukulent ve kaktüs bakımında üç önemli faktör var: Işık, sulama ve havalandırma.
◊ Kaktüsler mümkün olduğunca doğal ışık sever. Eğer bu yoksa, yapay ışık alan yerlerde de sağlıklı kalabilirler.
◊ Sulama... Bu konu kaktüsün cinsine, mekanın durumuna, ısı ve nem seviyesine, mevsime göre değişkenlik gösteriyor.
◊ Havalandırma... Mümkünse her gün 10-15 dakika ortamı havalandırmalı.
Bu dönemde en çok...

Yazarın Tüm Yazıları